Kıbleyi şaşırmamak lâzım

04:0020/10/2018, Cumartesi
G: 20/10/2018, Cumartesi
Mehmet Şeker

Bursa Orhangazi yönünden Yalova’ya giderken, İznik Gölü manzarasını geride bıraktıktan sonra, Süpürgelik mevkiinin en tepe noktasında, Sugören Köyü bulunur.İnişe geçmeden hemen önce, ana yoldan sağa saparsanız, bir kilometre içeride.Bu kadar ayrıntılı tarif vermemizin sebebi, köyün güzelliği, meydanda bulunan kahvedeki çayın kalitesi, manzara ve insanların misafirperverliği bir yana, oradaki camidir.Otuz sene kadar önce yapılan cami, civar köylerdeki camiler gibi.Tek farkı, kıblesinin yanlış olması.*Bu

Bursa Orhangazi yönünden Yalova’ya giderken, İznik Gölü manzarasını geride bıraktıktan sonra, Süpürgelik mevkiinin en tepe noktasında, Sugören Köyü bulunur.

İnişe geçmeden hemen önce, ana yoldan sağa saparsanız, bir kilometre içeride.



Bu kadar ayrıntılı tarif vermemizin sebebi, köyün güzelliği, meydanda bulunan kahvedeki çayın kalitesi, manzara ve insanların misafirperverliği bir yana, oradaki camidir.

Otuz sene kadar önce yapılan cami, civar köylerdeki camiler gibi.

Tek farkı, kıblesinin yanlış olması.

*

Bu yanlışlık, ne gariptir ki, bunca yıldan sonra yeni fark edildi.

Birkaç derecelik de değil, tam 32 derece yamuk yapılmış.

Eliyle tutup çevirecek kimse olmadığından, köylüler caminin yeniden yapılmasını istiyor.

Şimdilik geçici çözüm, yere çapraz çekilen beyaz şeritler.

Yolunuz düşerse, geçerken uğrayın, iki rekât namaz kılın.

Şeritlere uyarak.

KUL YAPIMI

Haberler de olmasa eğlence için uğraşmak gerekecek.

Çok pahalı bir otomobil, İstanbul’da arıza yapmış, yolda kalmış.

Çalışmayan aracı belediye işçileri itekleyerek kenara çekmişler.

Dört milyon liralık fiyatı bulunan kırmızı arabanın, tulum giymiş işçiler tarafından itilmesi, haber oldu.

Ya ne yapacaklardı?

Takım elbise veya frak giyip papyon takarak mı iteceklerdi?

Araba yolun ortasında kalınca, fiyatı markası ne olursa olsun, yapılacak tek iş iteklemek.

Derseniz ki o kadar pahalı bir arabanın çalışmaması garip…

İşte orada haklısınız.

Hem de çok garip.

GAGAUZ DEĞİL GÖKOĞUZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kalabalık bir heyetle Gagauzya’daydı.

Güzel görüşmeler yapıldı, yardımlaşma sözü verildi.

Başlamış, tamamlanmış ve devam eden bazı yatırımlarla yeni yatırımlar hakkında bilgi sahibi olduk.

Gagauz (veya Gagavuz) Türkleri hakkında bilgi sahibi olan çok yoktur.

Vizesiz hatta pasaportsuz seyahat imkânı var artık.

İsteyen gidip gezebilir.

Yalnız bir hususu belirtmekte fayda var.

Gagavuzların hiç birinde ‘gaga’ yok.

Gagayla magayla işleri ilişkileri olmaz.

Hepsi bizim gibi normal insanlar.

Türkçeyi de çok güzel konuşuyorlar.

Çünkü öz Gagavuzca diye bir dertleri olmamış vaktiyle.

O ismin kökeni, daha doğrusu aslı, Cumhurbaşkanımızın ısrarla söylediği gibi, Gökoğuz.

*

Gagauz Yeri Özerk Türk Devleti Kurucu Cumhurbaşkanı Stefan Topal, geçen ayın sonunda 29 Eylül’de vefat etti.

14 Mart 2016’da Moldova Gagauz Yeri Başkenti Komrat’taki evinde onunla üç saate yakın belgesel çekimi yapan Fahri Tuna, Topal Aga’dan geriye güler yüzü, cana yakınlığı, yiğitçe mücadelesi ve güzel hatıraları kaldı demişti. Tabii bir de özerk bir devlet.

İlk ağızdan kaydedilmiş olan bir devlet kurma mücadelesinin hatıraları…

DEPREM GELİRSE

99 Depremi zamanında tanıdığımız deprem uzmanı kıymetli hocamız Oğuz Gündoğdu, öyle bir şey söyledi ki, ne diyeceğimizi şaşırdık.

İstanbul’da kendi oturduğu evin de sağlam olmayabileceğini açıkladı.

Otuz yıllık ev, 99 depreminden önce yapılanlardan.

Deprem gelirse, Allah korusun bu değerli bilim adamımızın da hayatı tehlikeye girecek.

Söyleyelim, gelmesin.

TEK ŞART

Araplar arasında son günlerde yaygın bir fıkra, Hüseyin Akarçeşme’den…

Suudlu bir adam, eşinden ikinci evlilik için izin istemiş. Kadın bir tek şartla kabul etmiş.

“Evlilikle ilgili evrakları İstanbul’daki Suud Konsolosluğundan alacaksın.”

#Gagavuz
#Gökoğuz