Şükürler olsun, başımıza her ne gelirse hayırlı oluyor.
Cumhurbaşkanı adayı olarak CHP iyi ki Muharrem İnce’yi gösterdi.
Ya başka birini gösterseydi, hâlimiz nice olurdu?
Bir düşünün, Kemal Bey aday…
Millet seçim günü sandık başına gidiyor.
Oyunu kullanıyor.
Akşam süre dolunca sandıklar açılıp sayılıyor.
Kemal Bey’in payına düşen oy miktarı, yüzde yirmi civarında.
Ancak, her beş kişiden biri onu seçmiş.
Diğer dört kişi, onu o makama layık görmemiş.
Öte yanda ise seçmenin yarıdan fazlası Erdoğan’a oy vermiş.
Böyle bir eziklikle ana muhalefet partisi lideri olsan ne yazar, baba muhalefet partisi lideri olsan ne?
Koltuğu da kaptırırsın, gider.
*
Şimdiki durumda ise, ne gelirse kâr sayılır.
Nasılsa kazanamayacak bir adayla Erdoğan’ın karşısına çıkmak, aynı zamanda kendi koltuğunu da garantilemek anlamına gelir.
“Bizim adayımız, daha önce bana iki kere rakip oldu, parti içinde muhalefet yaptı, genel başkanlık için yarıştık. Beni bile yenemedi. O yüzden, biz kaybetmiş sayılmayız. Aksine asıl kazanan biziz…”
Bu bir nükte değil.
Bir kenara not edin.
Yahut aklınızda tutun.
Seçimden sonra Kemal Bey hiç tereddütsüz, kazanan biziz, diyecektir.
*
Bu seçim, tarihi süreç içinde ülke adına en kritik seçim.
Sistem değişikliği sebebiyle.
Kazanma kaybetme ihtimali açısından bakınca ise, daha bugünden, en rahat seçim olacağı belli.
CHP bir tarafını yırtsa, Muharrem İnce’den daha iyi aday bulamazdı.
Nitekim yırttı bir tarafını…
İnce’den daha uygun bir aday bulamadı.
*
Kemal Bey, adayını açıklamak için kürsüye çıktığında, yine unutulmayacak birkaç cümle ile tarihe geçti.
Bir gün önce İlhan Kesici oyunbozanlık yapıp İnce ismini açıklamasaydı iyiydi ama…
Neyse önemli değil; biz bilmiyormuş gibi davrandık, ilk defa duyuyormuş gibi yaptık.
“Eski bir öğretmen, yeni bir politikacı… Sayın Muharrem İnce, gel bakalım buraya…”
Hayda…
Yahu arkadaş! (Sözün gelişi)
Cumhurbaşkanı adayı böyle mi açıklanır?
Tamam, hiç tecrüben yok bu konuda. Ama ortada bir örnek var.
“Abdullah Gül kardeşim…”i hiç mi duymadın?
Sözlüye çağıran öğretmen gibi davranmak da neyin nesi?
“Muharrem İnce kardeşim” diyecektin.
Daha baştan böyle ilan edersen, mümkünü yok kazanamaz o aday.
Bu şekilde açıklamakta, kazanamayacağını kabullenmiş olmak var.
*
Zaten önceden ilan ettiğiniz ölçütlerin hiç birine uymadığı aşikâr.
Zaten daha ilk konuşmasında “İftiranın daniskasını atarım” diye saçmalamaya başladı.
“Bana ekonomiyi sormayın. Ben ekonomi anlamam, polemikten anlarım” sözü daha kulaklarda duruyor.
Yine her seçimde olduğu gibi, iyi olan kazanacak; görünen o.
Biz boşuna mı şükrediyoruz?
Kocaeli Üniversitesi tarafından Fâtih Türbedârı Amiş Efendi ile ilgili bir sempozyum düzenleniyor.
Hemşerisi olmakla iftihar ettiğim bir zat hakkında, önümüzdeki hafta akademik bir toplantı yapılacağını öğrenince heyecan duydum.
Bu konuyu, birikimine güvendiğim bazı ilim erbabına danıştığımda, pek olumlu bakmadıklarını gördüm.
Çok fazla yazılı eser bırakmamış, sırlı bir zatın adına böyle geniş çaplı bir sempozyum yapılmasını hoş karşılamayan da vardı.
Ne o toplantıyı düzenleyenler kadar konuya vâkıfım, ne sırlı kalsın düşüncesinde olanlar kadar.
O halde ne diyebiliriz? Demek ki her madalyonun iki yüzü varmış ve bir büyüğümüzü sevenler de onun hakkında farklı düşünmekteymiş.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.