İstanbul’dan Ankara’ya yol gider mi?

04:0028/06/2019, Cuma
G: 28/06/2019, Cuma
Mehmet Şeker

Seçim geride kaldı, tartışması yıllarca sürer. Kimin kazandığı belli, o yönden bir sıkıntı yok. Tartışma, kaybeden tarafın karşılaştığı sürpriz üzerine olacaktır. Hatta “Ortada duran, gerçekten bir sürpriz midir?” sorusu bile, defalarca sorulup cevaplanmaya muhtaç.İstanbul, 25 yıldan sonra el değiştirdi. Sıradan, basit bir durum olarak görülemez. Bunca hizmete, bunca yatırıma ve bunca projeye rağmen, niçin el değiştirdiği mantık çerçevesinde tahlil edilemezse, bir 25 yıl da böyle gider.Üstelik iddia

Seçim geride kaldı, tartışması yıllarca sürer. Kimin kazandığı belli, o yönden bir sıkıntı yok. Tartışma, kaybeden tarafın karşılaştığı sürpriz üzerine olacaktır. Hatta “Ortada duran, gerçekten bir sürpriz midir?” sorusu bile, defalarca sorulup cevaplanmaya muhtaç.



İstanbul, 25 yıldan sonra el değiştirdi. Sıradan, basit bir durum olarak görülemez. Bunca hizmete, bunca yatırıma ve bunca projeye rağmen, niçin el değiştirdiği mantık çerçevesinde tahlil edilemezse, bir 25 yıl da böyle gider.

Üstelik iddia edildiği gibi benzer bir yol takip edilebilir. Benzer yoldan kastımız, İstanbul’dan Ankara’ya yol çizilmesi.

Ancak bu konuda teslim bayrağı çeker gibi davranmadan önce, önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir.

Bir yanda girdiği her seçimde yenilmesine rağmen yerini koruyan ve güçlenen bir Kılıçdaroğlu var…

Öte yanda ise sonuncuya kadar girdiği her seçimi kazanmasına rağmen ilk defa bir seçimde oy kaybeden bir kesim.

Ve ardından yükselen eleştiriler… Burada biraz durup düşünmek iyi olur.

*

İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı üzerinden yürüyüp, ileride Ankara’ya bilet alacaksa, öncelikle bazı aşamalardan geçmesi gerekir.

Görev süresinin sonuna doğru bir şiir okumalı ve hapse girmeli. Çıkınca yeni bir parti kurmalı.

İlk yıllarda beraber hareket ettiği arkadaşlarını özenle seçmeli. Her biri sırayla yanından ayrılacak yapıda olmalı. Halkın teveccühüyle iktidara gelmeli, partisine kapatma davası açılmalı.

Hapis cezası bitmiş bile olsa siyaset yasağı devam edeceğinden, hükümet kurma görevini yakın bildiği bir arkadaşına vermeli.

Sonra pek çok zor günlerden geçmeli. Üç ağaç bahane edilerek ciddi bir kalkışma başlamalı.

Tabii asıl mesele ağaç olmamalı.

Bütün büyük projelerine karşı çıkılmalı, yaptığı yatırımların hepsinin durdurulması istenmeli.

Yapılacak olan pek çok iş var. Bunların hepsini tek tek saymaya burada imkân yok. Özel bir çalışma gerekir. O yüzden hızlıca geçelim.

Türkmenlere yardım gönderirken kamyonlar durdurulmalı, düşürmek için her türlü numara denenmeli, darbe teşebbüsleri peş peşe gelmeli… Harita kaba hatlarıyla böyle.

2023’E NE KALDI?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedefleri 2023, 2053, 2071 diye sıralarken, gelecek nesillere olan inancını da ifade etmiş oluyordu. Geldiğimiz noktada, bir seçim kaybetme sebebiyle hedeflerden vaz mı geçilecek? Elbette öyle bir şey kimsenin aklından geçmez. Yeniden Besmele ile başlamak için tam vaktidir.

2023 denilince, Barış Manço’nun çok uzun yıllar önce, ta 1975’te yazdığı 2023 ve Kayaların Oğlu adlı eserleri akla geliyor.

Herkesin sevdiği, fakat yeterince anlayamadığını düşündüğümüz Barış Manço 1943 doğumluydu. 1999’da 56 yaşında aramızdan ayrıldı. Vefatından kısa süre önce açıkladıklarına bakarsak, onun da peşine birilerinin takıldığını, sıradan bir ölüm olmadığını rahatlıkla düşünebiliriz.

Bitmek üzere dediği, çok az kaldığını söylediği büyük belgesel çalışmasıyla ilgili daha sonra bir ses çıkmaması ne kadar manidar.

Yaşasaydı, 2023’te 80 yaşında olacaktı. Ve hayali, o tarihte bastonuyla sahneye çıkıp senfoni orkestrasına 2023 Kayaların Oğlu adlı eserini çaldırmaktı. Ne muhteşem olurdu…

*

1923’ün ılık bir ekim sabahında, / Kayaların toprağa dikine saplandığı yerde doğdum, / Toprak anayla kaya babanın oğluyum ben, / Toprak anam sevgi dolu, bereket dolu, / Toprak anam sessiz, ama toprak anam dopdolu... / Toprak anam toprak anam Anadolu, / Babamsa sağı solu belli olmaz, / Bir gürledi mi yer yerinden oynar, / Göğsünde çatırdamalar olurmuş, / Onun için derdi, onun için sayısız irili ufaklı, / Kaya parçaları vardır bu topraklarda, / Ve sen benim oğlum / Ve sen kayaların oğlu, / Bu taşı toprağı bir arada tutacaksın, / Kolay değil kayaların oğlu olmak, Kuzeyden esen rüzgâra, / Güneyden gelen kavurucu sıcağa, / Karşı koruyacaksın onları, / Kolay değil, kolay değil, kayaların oğlu olmak…

2023’ün ılık bir ekim sabahında, / Bacaklarımda hafif bir uyuşma ile uyandım, / Ve sanki yüz yıllık ulu bir çınar gibi, / Kök salmaya başladım o sabah, / Ve ilk kez sağımda solumda asırlardır, / Durmakta olan diğer çınarları fark ettim, / Doğudan hafif bir seher yeli yükseldi, / Ve asırlık çınarlar beni de aralarına aldılar, / Ve 2023’ün ılık bir ekim sabahında, / Yeni bir kayaların oğlunun doğuşunu, / Beraberce seyre koyulduk...’’

#İstanbul
#Türkiye