Haltı müdafaa ile nereye varacaksınız?

04:0011/05/2019, Cumartesi
G: 11/05/2019, Cumartesi
Mehmet Şeker

Mustafa Kemal’in yolundan yürüyoruz, Atatürk’ün partisiyiz.Olur, görürsek söyleriz.Mustafa Kemal, ülkeyi bölmek isteyenle kol kola girerek mi yürüyordu?Şehitlerin annesine, babasına “terörist bunlar” diyor muydu?Ülkenin en yüksek seviyedeki hâkimlerine “Çete” suçlamasında bulunuyor muydu?Mustafa Kemal, “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır” derken, siz haltı müdafaa ediyorsunuz.Seçimde yapılan usulsüzleri, hırsızlıkları kabulleniyorsunuz. Oradan nemalanmayı tercih ediyorsunuz.Aksi

Mustafa Kemal’in yolundan yürüyoruz, Atatürk’ün partisiyiz.

Olur, görürsek söyleriz.

Mustafa Kemal, ülkeyi bölmek isteyenle kol kola girerek mi yürüyordu?

Şehitlerin annesine, babasına “terörist bunlar” diyor muydu?



Ülkenin en yüksek seviyedeki hâkimlerine “Çete” suçlamasında bulunuyor muydu?

Mustafa Kemal, “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır” derken, siz haltı müdafaa ediyorsunuz.

Seçimde yapılan usulsüzleri, hırsızlıkları kabulleniyorsunuz. Oradan nemalanmayı tercih ediyorsunuz.

Aksi olunca sinirleniyor, tükürükler saçarak hakaretlere başlıyorsunuz.

Haltı müdafaa ile nereye varacaksınız?

*

İçinde bolca inat barındıran “göstermelik bir TC sevdası” ile karşılaştığımız zaman, daima şüphe uyanır.

Acaba neyin nesi, kimin fesi?

Oraya buraya TC yazmak, kendi isminin önüne bile TC eklemek, “İşin arkasında ne gibi bir hinlik var acaba?” diye düşünmeye sevk eder.

Kimin ne şüphesi var ki?

*

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşasın diye her an can vermeye hazır olanların gözüne TC’yi sokmak nedir?

Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek, parçalamak, sağından solundan, aşağısından yukarısından kırpmak isteyenlerle, bizi bir kaşık suda boğmak için uğraşanlarla işbirliği yapanlar, onların desteğiyle seçim kazanmaya çalışanlar, bizim karşımıza geçip TC pazarlaması yapıyorlar.

De get Bayburt!

De get sende nem kaldı?

Ne kaldıysa gelir onu da alırım.

*

Bir yanda tabela önüne TC ekleyip, öte yanda elinin altındaki bütün verileri kopyalamak hangi akla hizmettir?

Hangi merkeze hizmettir?

Eğer başkansan, zaten o bilgilerin tamamı senin elinin altında olacaktır.

Bir yere kaçacak değil.

Yok eğer başkan değilsen, ne yapacaksın günler boyunca kopyaladığın bilgileri?

Bu soruların cevabı belli değil.

Kim cevap verir, o da meçhul.

*

Haziran sonuna kadar kimin başkan olacağını bilemeyeceğiz.

Seçimin iptali ve tekrar edilme ihtimali baştan beri yüksekti.

Şaibe çuvala çerçeveye sığmıyordu çünkü.

Bu yüksek ihtimal, dijital verileri kopyalamakta acele ettiren bir sebep miydi?

Mahkeme kararıyla durdurulana kadar kopyalanan verilerin akıbeti nedir?

Hassas bir insan görünümü içinde olan Ekrem arkadaşımız, bu konuda bir açıklama yapabilir mi?

Yoksa görmedim, duymadım ile mi geçer de yerine oturmayı tercih eder?

23 Haziran’daki seçimi kazanırsa, kopyalama işine gönül rahatlığıyla devam edecek mi?

MÜREKKEP KIRMIZI VEYA MAVİ OLSUN

23 Haziran seçimi için YSK’ya bir teklifte bulunalım.

Bu defa ıstampalarda kullanılan mürekkep siyah olmasın.

Ya kırmızı, ya mavi tercih edilsin.

Ki ilk bakışta mührün nereye vurulduğu görülsün.

Siyah mürekkep bol olduğu zaman, başka yere izi çıkıyor. İki yere mühür basılmış gibi görünüyor.

Istampadaki mürekkep azaldığında ise, belli belirsiz durduğu için görülmesi zor oluyor.

*

Bir diğer husus da mührün nereye vurulduğu.

Bir parti için ayrılan bölüm içinde; üstte partinin amblemi, altında ise mühür için ayrılmış bir yuvarlak bulunuyor.

Vatandaş o çemberin içine mührü basmak zorunda.

Parti ambleminin üstüne basınca niye kabul edilmiyor?

Diyelim, altı ok üstüne vurdu mührü.

Çember içinde olmadığı için, kararını belli etmemiş mi oluyor?

“Acaba hakikaten altı ok’a mı bastı? Belki de ampul idi asıl tercih ettiği…” diye mi düşüneceğiz?

Saçmalıklarla vakit kaybetmeyelim. Yapacak daha çok işimiz var.

Bu konu açıklığa kavuşmalı, sandık başında tartışma çıkmasın boş yere.

#Türkiye
#Bayburt