Dünya Lideri dediğimizde, aklınızca alaya almaya yeltendiniz. Çok abarttığımızı düşündünüz. Dalga geçmek için kalemlere sarıldınız, klavyelerinizi patakladınız.Siz saçmaladıkça, o büyüdü.Siz kinlerinizi katladıkça, o güçlendi.Şimdi tükürdüklerinizi yalamanız kimseye fayda getirmez.Bırakın, yine aynı kalsın her şey.Kendinizi başka gemide bilin.*Yastık altında tutulan dolarların altınların TL’ye çevrilmesini istedi.“Sen Türk’sün, Türk Lirası ile beraber yürüyeceksin” dedi.Ekonomik seferberlik başladı.Yurdun
Dünya Lideri dediğimizde, aklınızca alaya almaya yeltendiniz. Çok abarttığımızı düşündünüz. Dalga geçmek için kalemlere sarıldınız, klavyelerinizi patakladınız.
Siz saçmaladıkça, o büyüdü.
Siz kinlerinizi katladıkça, o güçlendi.
Şimdi tükürdüklerinizi yalamanız kimseye fayda getirmez.
Bırakın, yine aynı kalsın her şey.
Kendinizi başka gemide bilin.
*
Yastık altında tutulan dolarların altınların TL’ye çevrilmesini istedi.
Ekonomik seferberlik başladı.
Yurdun dört bir yanından insanlar, ellerinde dolarlarla döviz bürolarına koştu.
Yurt dışındaki hareketlilik ise göz yaşartıcı bomba etkisine sahip.
Dünyanın her tarafında dolar bozdurup TL alanlar var.
Onların “Sen Türk’sün…” sözünün muhatabı olmaması gerekir, oturup beklemeleri gerekir.
Ama öyle değil.
Buradaki ince ayarın ne olduğunu anlayamazsın.
Tıpkı Bosna soykırımı sırasında Sırp komutanların, Boşnak kardeşlerimizi öldürürken “Türklerden intikam aldıklarını” söylemelerini anlamadığın gibi…
*
Evet, o bir dünya lideri.
Bir sözüyle dünyayı harekete geçiren, dört bir yandan Türkiye’ye destek sağlayan kişi.
Müsaadenizle bir tespiti tekrar edeyim.
Dünyanın en fazla sevilen ülkesi Türkiye.
Buna karşılık, dünyanın en fazla nefret edilen ülkesi ABD.
Liderler açısından bakarsak, dünyanın en çok sevilen lideri Recep Tayyip Erdoğan.
En çok nefret edilen, en fazla itici bulunan ise Danılt Tramp.
Ne yapsanız bunu değiştiremezsiniz.
*
Tramp, sinirlenince öfkeden kâğıt çiğniyormuş.
O ne ki?
Bizimle böyle akılsızca uğraşmaya devam ederse, ona ceketini çiğnetiriz.
Aklını başına alıp ilişkileri düzeltmeye çalışmazsa, müttefik gibi davranmazsa, bir sonraki adımını yalın ayak atmak zorunda kalır.
Çünkü ayakkabısını da çiğnetmiş oluruz.
Çiğnemekle kalmaz, kemirip yutar bile.
*
Sonunu düşünen kahraman olamaz.
Branson’unu düşünen ise hiçbir şey olamaz.
Tutturdu bir “papazı gönder, papazı gönder…”
Sen bizim istediğimizi gönderiyor musun ki, biz senin her talebini emir eri gibi yerine getirelim?
Geçti o devir.
Fetö ve PKK ile derin ilişkiler içinde olan adam, papaz değil, papa olsa fark etmez.
Suçludur, cezasını çekecektir.
Ayrıca işin bu merhalesinde, o papazı salıverme kararı verecek hâkim bu topraklardan çıkmaz.
Çekiştire çekiştire geldiğimiz bu noktada onu serbest bırakmak, apaçık vatana ihanettir.
*
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, telekonferans yöntemiyle yatırımcılara seslenme kararı aldığında, 700 ile 1000 kişi arasında katılım olacağı tahmin ediliyordu.
Kaldı ki beklenenin yarısı bile katılsa, dünyanın dört bir yanından 350 veya 500 kişi demektir ki bu hiç de azımsanacak bir sayı değildir.
Başvuran yatırımcı sayısı, şu dakika itibariyle 3700’ü geçti.
Avrupa, Amerika, Ortadoğu ve Asya’dan dört bine yakın yatırımcı, Bakan Albayrak’ın açıklamalarını dinlemek ve uygun bulursa yatırım yapmak için sıraya girdi.
Bu nedir?
İlber Hocanın dediği gibi “bazı şeyleri bilmek gerekir.”
Bazı şeyleri de anlamak gerekir.
En azından anlamaya çalışmak…
Kötü niyeti, öfkeyi, düşmanca duyguları bırakıp biraz düşünmek, biraz gayret göstermek yeter.
