“Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar,
Ciğerim yanıyor aney gözlerim ağlar…”
“Maraş’tan bir haber geldi
Dediler ki Merik öldü…”
“Antep’in hamamları, sallanır külhanları…”
Türkülerle başladık. Hepsi aynı yöre sayılır. Birbirine komşu iller.
Urfa, Maraş, Antep denildiğine göre, bu türkülen muhtemelen millî mücadele öncesinden.
Artık isimleri böyle değil.
Bugünkü haliyle Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Gaziantep demek gerekir.
*
Bir şehir durup dururken şanlı, kahraman veya gazi olmaz.
Ankara’nın Kazan ilçesi, nasıl kahramanlık unvanı aldı, hepimiz çok iyi hatırlıyoruz.
Daha bir buçuk yıl geçti üzerinden.
15 Temmuz gecesi Kazanlıların gösterdiği kahramanlık dillere destan.
Esasen o gece, bütün ülke uçtan uca yiğitliğin destanını yazdı.
15 Temmuz’da vatanını darbecilere kaptırmamak için sokağa çıkan, eline bayrak alıp yürüyen kim varsa hepsi gaziydi, kahramandı, şanlıydı.
Aramızdan vadesini o gün tamamlayan talihliler şehit oldu.
Geride kalanlar o 250 yiğide imrendi.
İşte vatanı satanların ve bize saldıranların hiçbir zaman anlamadıkları ve anlayamayacakları husus budur.
Ölüp gidenin nesine özeniyorsun?
Nasıl imreniyorsun?
Akılla izah edilebilir mi?
Böyle sorduklarında uzun uzun izah etmeye çalışmak gereksiz çabadır.
Gülüp geçeriz.
Ölüp gidene özenilmez, şehit olana özenilir.
Yola çıkanların “ya şehit ya gazi” parolasını asla anlamayanların, bu topraklar üzerinde plan yapmaları ve bize bir takım direktifler vermeye yeltenmeleri, silah verdikleri çapulcu sürülerinden medet ummaları, karşımızda bir öyle bir böyle konuşmaları, bir türlü dik duramamaları, verdikleri sözleri bile tutmaktan kaçınmaları hep bizi yeterince tanımamış olmalarından.
Vatan sevdamızı ve ruh halimizi idrak etmekte zorlanmalarından.
*
Geçen hafta Gaziantep’teydik.
Merkez ilçe Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’nun daveti üzerine, birkaç arkadaşla beraber yola çıktık ve üç gün boyunca şehri gezdik.
Yapılan hizmetler hakkında bilgi edindik.
Sadece başlıklar halinde not etmek bile bu yazının ölçüsünü aşar.
“Güler yüzlü, hızlı ve kaliteli hizmet” anlayışıyla yola çıkan ekibin yaptığı işleri görmek, yalnızca Şahinbey ve Gaziantep için değil, ülkemiz adına memnuniyet vericiydi.
*
Burada özellikle bir tanesi hakkında birkaç söz etmek benim için bir görev sayılır.
Gaziler diyarından şehitler diyarına uzanan bir gönül köprüsü kuran Şahinbey Belediyesi, öğrencileri Çanakkale’ye götürüyor.
2015’ten bu yana her yıl 22 bin öğrenci uçakla Çanakkale’ye gidiyor ve şehitlikleri, savaş alanlarını geziyor.
Bu yıl sonunda yaklaşık 90 bin öğrenci o muhteşem beldeyi görmüş olacak.
Çanakkale’yi görmeden o zaferin anlamını idrak etmek çok daha zordur.
Oraya gidip gelen öğrencilerin yalnızca tarihe bakışı değil, hayata bakışı bile değişiyor, derinleşiyor.
*
“Çanakkale öyle bir diyardır ki, bir milletin uyanışı adına yitip giden gönüllü yiğitlerin destanlaşan öykülerini saklar bağrında. Bu büyük zaferi gelecek nesillerimize aktarmayı kendimize bir borç bildik” diyen Başkan Mehmet Bey, Çanakkale’ye götürdükleri Şahin Bey’in torunlarından birer mektup yazmalarını istemiş.
Öğrencilerin yazdıklarından bir kitap oluşmuş. O kitapta yazılanları, yarınlara güvenle bakmamızın vesilesi olarak gördüm.
İlk geziye katılan grubun Çanakkale’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve muhterem eşi Emine Hanım ile karşılaşmaları ise ayrı bir güzellik katmış.
O güzelliği “Şühedanın İzinde” kitabındaki fotoğrafta görüyoruz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.