Felâketlere mecbur muyuz?

04:006/08/2019, Salı
G: 6/08/2019, Salı
Mehmet Şeker

Orman yangınları peş peşe. Kırk yılda, elli yılda yetişen ormanlar, bir anda küle dönüyor.İçlerinde yüzlerce yıllık ağaçlar da var.Bir kıvılcım, atılan bir izmarit, düşünülmeden sağa sola fırlatılan cam şişeler, iyice söndürülmeyen piknik ateşi, unutulan artıklar, anız yakarken yandaki ağaçlara sıçraması gibi insan kaynaklı sebepler…Orman yangınlarının belki binde biri insana bağlı değildir.Çok mu zor dikkat etmek?Aşırı zahmetli ve yüksek bedelli bir şey mi?Bazen iki saniyelik, bazen beş dakikalık

Orman yangınları peş peşe. Kırk yılda, elli yılda yetişen ormanlar, bir anda küle dönüyor.

İçlerinde yüzlerce yıllık ağaçlar da var.



Bir kıvılcım, atılan bir izmarit, düşünülmeden sağa sola fırlatılan cam şişeler, iyice söndürülmeyen piknik ateşi, unutulan artıklar, anız yakarken yandaki ağaçlara sıçraması gibi insan kaynaklı sebepler…

Orman yangınlarının belki binde biri insana bağlı değildir.

Çok mu zor dikkat etmek?

Aşırı zahmetli ve yüksek bedelli bir şey mi?

Bazen iki saniyelik, bazen beş dakikalık bir dikkat, özen, tedbir, bütün bunları engelleyecek.

Fakat o hassasiyeti gösterecek insanı bulabilirsek.

*

Kaynak yaparken kıvılcım sıçrıyor, yandaki ahır yanıyor, içindeki on hayvan, yirmi hayvan telef oluyor.

Kaynak yapanın, oradan kıvılcım sıçrayacağını bilmesi çok mu zor?

Dikkatli olması imkânsız mı?

*

Şimdi de otobüs yangınları başladı.

Yolda giden yepyeni otobüs, durup dururken alev alıyor.

İçinde yolcuların yanarak can verdiğini, yemek yerken haberlerde izliyoruz.

Kaşık çatal elimizden düşüyor ama sonra hayat devam ediyor.

Orada can verenleri tanımıyoruz çünkü.

Yemekten sonra çay mı kahve mi derdine düşüyoruz.

*

Nasıl yanıyor, niçin yanıyor?

Tedbirini almak için elden bir şey gelmez mi?

Yok mudur çaresi?

Düşününce tozdur, topraktır, her neyse bir çözüm bulunabilir. Bulunmalı.

Otobüste yangın başladığı anda söndürülebilir.

Trafikteki araçların kaçında yeterli miktarda yangın söndürme tüpü mevcut?

*

Yaz sıcakları bastırınca yakında bir su bulan, serinlemek için dalıyor.

Çoğunlukla çocuklar göllerde, denizlerde, nehirlerde, derelerde, kanallarda yüzmeye çalışırken boğuluyorlar birer ikişer.

Suyla şaka olmayacağını düşünmek için, aileden birinin orada can vermesi mi gerek?

*

Pencereden, balkondan düşen çocukların durumu ayrı bir üzüntü.

Şırnak’ın Silopi ilçesinde bir kişi, sensörlü bir ağ yapmış.

Üst taraftan bir şey düştüğünde, kendiliğinden açılan türden.

Helal olsun.

İnşallah o buluşu ilerletecek imkân sağlanır.

*

Son yıllarda yağışlar da dengesiz, sıcaklar da.

Aşırı yağışla biriken sular, gidecek yer bulamadığı için sele dönüşüyor.

Toprak kayması ve sel karşısında insan ne kadar da çaresiz…

Evinde bacak bacak üstüne atmış çay içerken, karşılıklı otururken, yatarken, kalkarken, kitap okurken, ders çalışırken, gazete karıştırırken, bulmacasını çözerken, banyodayken, sofraya hazırlanırken, karpuz keserken, salataya domates doğrarken, çatalını taze fasulyeye batırırken, tam o anda bina tepe taklak yuvarlanırsa, insan ne yapabilir?

Hiç.

O halde öncesinde düşünülmesi gereken tedbirler olmalı.

Riskli alanlara bina dikmemek bunlardan biri.

Bilenler daha fazlasını saysın.

*

Bir de her sel baskınında duyduğumuz berbat ve insanı kahreden bir cümle var.

Alt katlarda bulunan ev ve iş yerlerini su basması.

Zeminden aşağıda insan yaşar mı Allah aşkına?

Oralara ev yapılır mı? İzin verilir mi?

İnsanlara köstebek şartlarını lâyık görmek, insanlığa sığar mı?

Bunca felâkete rağmen, yine iyiyiz.

Şu saydıklarımıza bakınca, mevcut şartlar altında, nüfusun bir yıl içinde yarıya inmediğine şükredelim.

#Orman
#Yangın
#Tedbir