NATO Genel Sekreteri Mark Rutte bu hafta ülkemize geldi.
Önce Tramp’la görüştü. Ardından rotasını hemen Türkiye’ye çevirdi.
Gelişi hoş olsun, gidişi hoş olsun isteriz.
Hattâ gelince ‘Hoş geldin’ deriz ama bu ziyaretten memnun ayrılması zayıf ihtimal görünüyor.
Çünkü konu Ukrayna-Rusya savaşı.
Biz misafir severiz. Misafir kısmetiyle gelir. Ama Rutte getirmeye değil, götürmeye geliyor.
Batılı liderlerin, Türkiye’nin önemini bir anda fark etmiş gibi davranacaklarını tahmin etmek zor olmasa gerek.
*
Başladığı zaman bir iki ay içinde biter gözüyle bakılmasına rağmen, bin günü geride bırakan bir savaş bu. Bin gün… Tek hecede söyleyince ne kadar uzun bir zaman olduğu anlaşılması zor.
Bu süre içinde milyonlarca insan etkilendi.
Kimi canından oldu, kimi yurdundan.
Ukrayna’da kayıp çocukların sayısı ürkütücü. 700 bin çocuğun akıbeti belli olmadığı kayıtlara geçti.
*
Putin, NATO’nun savaşa dahil olduğunu söylemişti. Bütün Avrupa başkentlerini vurabileceğini de ekledi. Londra için özel bir hediyesi olduğunu bildirmesi dikkat çekiciydi.
Nasıl bir hediye olduğunu bilmiyoruz. Belki İngilizler bir tahminde bulunurlar.
Avrupalılar Rusya’ya zarar vermek için can atıyorsa da Genel Sekreter Türkiye’ye gelmeden Hakan Fidan kritik bir noktaya işaret etti: “Bu savaş NATO’nun savaşı değil.”
*
Rusya, yeni geliştirilmiş Oreşnik füzesini ilk defa Ukrayna’ya attı.
Hipersonik dedikleri, sesten on kat hızlı füze.
Kremlin’den “Gönderdiğimiz füze ile Batı mesajı aldı. Şakamız yok” açıklaması yapılırken, Putin Oreşnik’i vuracak sistem olmadığını, ellerinde pek çok Oreşnik olduğunu söyledi.
Çok tehlikeli hareketler bunlar.
Fakat daha beteri konusu.
O da elbette nükleer tehlikesi.
*
Rusya, epeyce uzun zamandan beri nükleer kartını hatırlatıyor.
Putin’in parmağı kırmızı düğmenin üstünde geziniyor ve ikide bir elini uzatıp çekiyor sanki.
Rusya’da Putin’den sonra gelen üst düzey yöneticiler de aynı kozu hatırlatıp duruyorlar.
Bazen aşırıya kaçıldığını görüyoruz.
O kadar sık konu ediyorlar ki bilmeyen, yeryüzünde bir tek Rusya’nın elinde nükleer füze olduğunu sanacak.
*
Hâlbuki bir taraf nükleer füzelerin düğmesine bastığı anda, karşı taraf haberdar olma ve aynı şekilde cevap verme imkânına sahip.
Karşılıklı iki taraf etkilenecek.
Ellerindeki füzeleri kendi ülkelerine göndermiş gibi olacaklar.
“İnsan ne yaparsa kendine yapar” sözünün açıklaması gibi bir vaziyet söz konusu tam anlamıyla.
*
Şu aşamada Amerikan vestern filmlerindeki sahneleri hatırlıyoruz.
Çoğu zaman düelloda hızlı olan silahını erken çeker. Geç kalan, yarım saniye farkla kurşunu yer ve yere yığılır.
Nadiren iki taraf da aynı anda tetiğe basar ve ikisi birden vurulup yere düşer.
Nükleer risk, işte bu ikinci düelloyu hatırlatıyor.
Putin ve karşısındakiler (çok kalabalık olduğu için isimleri tek tek saymayalım) hiç mi o filmlerden izlememişler diye merak ediyor insan.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.