Ciddi bir tespit

Kuyruğundan yakalanan maymun çok fazla çırpınır.

Onu yakalayan tuzak da olsa, aslan da olsa fark etmez. Durmadan debelenir, kurtulabilecekmiş gibi.

Son zamanda yalnızca belgesel kanallarında değil, haber kanallarında bile bunun örneklerine rastlıyoruz.

İlk bakışta komik geliyor ama aslında son derece üzücü, acı, kekre.

Fransız siyasetçi Löpen’e yolsuzluk suçundan dört yıl hapis ve100 bin avro para cezası verildi. Üstüne beş yıl da siyaset yasağı.

(Putin’le Urban bu sonuçtan hiç hoşlanmasa da kadayıf üstü kaymak görüntüsü canlandı gözümde.)

Löpen Avrupa fonlarını partisine aktarmış. Hepsini kendi cebine, yakın adamlarının hesabına, babasının şirketine veya diğer akrabalarının kesesine/kasasına değil.

AP milletvekili olduğu dönemde iki kişiye hayalî danışmanlık hizmetleri üzerinden Avrupa fonlarıyla maaş ödemiş.

O suçu ve cezayı görünce, “Keşke bizdekilerin suçu da bu kadarcık olsaydı” diyesi geliyor insanın. Dosto’nun kitabı daha sonra hatırlanıyor.

Bizimkilerle mukayese edersek, devede kulak bile sayılmaz.

İstanbul trafiği bayramda kilitlendi. “Herkes gidecek, şehir bize kalacak” diye düşünenler yanıldı.

Gidenler bir dünya insan, bir dünya araç.

Kalanlar bir dünya insan, bir dünya araç.

İstanbul’dan bahsediyoruz; pek çok ülkeden daha büyük bir şehirden. Tam olarak 131 ülke İstanbul’dan az nüfusa sahip.

O sebeple gidenlerin gittiği bile belli olmuyor.

Son zamanda para sayma makinelerinin görüntüleri ekranlarda kaç bin defa döndü, kim bilir.

Öyle bir para sayma makinesi yapmalı ki, yalnızca kalpazanların bastığı sahte parayı değil, kara parayı, kirli parayı da fark ederek saymayı reddetsin.

Yolsuzluktan, usulsüzlükten, rüşvetten elde edilen paraları hemen ayırsın.

Tramp şimdiden üçüncü dönem için seçime girmeyi ve seçilmeyi hedeflediğini söylüyor. Belki kırkıncı defa açıkladı. “Şakam yok” deyip duruyor. Bu bahsin şakası olmaz zaten.

Fakat, göreve geleli henüz iki ay olmuşken… Nedir bu acele?

Ekrem Bey’den mi etkilendi yoksa?

“Herkes bilir, deniz mavi görünür. Bir kovaya deniz suyu doldurunca, tuhaftır, kırmızı görünüyor. Bu durum nasıl açıklanabilir?”

“Kırmızı kovayı kullandığın içindir. Onu bırak, mavi kovayı dene.”

“Hay aklınla bin yaşa.”

Hangi konuyu ele alacak olsak, birkaç tarafından sapır sapır döküldüğünü görüyoruz.

Hatırlayalım, E.İ.’nin yüzünde Rabbiyesir gören bir ablamız vardı.

Ceza verilme ihtimali belirince, mağduriyet şansı doğacak diye, belediye makam odasındaki koltuktan fırlayıp beraberce havada “çak” yapmışlardı.

Köprülerin altından epeyce su aktıktan sonra ne oldu?

Dilekçeyle Mali Suçları Araştırma Kurulu’na başvurarak “Seçilmesine vesile olduklarımızın büyük hırsız olduklarını gördük” dedi ve araştırılmasını istedi.

Bunu açıklayacak bir babayiğit çıkar mı içlerinden?

Derler ki: “Cumhurbaşkanı adayı olduğu için tutuklandı.”

Gerçek mi? Hayır.

Doğrusu şu: Tutuklanacağını bildiği için cumhurbaşkanlığına aday olmak istedi.

‘Saraçhane’de Mossad ajanı yakalandı. Diğer dost (!) ülkelerin ajanları, o yakalananın arkasından çok gülmüşler midir Hocam?”

“Gülmek ne kelime Çekirge! Kahkaha atmış ve ‘aptal’ bile demişlerdir.”