Cehape"nin anlamı

Türk Dil Kurumu sözlüğünde "Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi" şeklinde ifade edilen Cumhuriyet, kısaca şöyle tanımlanabilir:

Cumhura dayalı yönetim biçimi.

Cumhur ne?

Halk.

Tamam mı, tamam... Cumhur halk anlamında ise, "Cumhuriyet Halk Partisi" deyince, halk kelimesini peşpeşe iki defa kullanmış olmuyor muyuz?

Halka dayalı yönetim biçimi halk partisi...

Niye böyle seçilmiş, pekiştirmek için mi diyerek düşünüp taşınsak...

Taşınınca burayı kiraya versek...

Acabalardan bir demet yapıp kiracıyı karşılasak...

Yıllık artışı enflasyon oranıın iki puan altında kabul etsek, yine de bulamayız.

Öyle uygun görülmüştür, vesselam.

Kimse de bu niye böyle diye sormayı aklına getirmemiştir.

Adında hem cumhur, hem halk olmasına ve bu ikisinin birbiriyle aynı anlama gelmesine rağmen, bu sevimli, bu güzide partimiz niye halktan uzaktır, o da bilinmez.

Yahut bilmezden gelinir.

Atatürk''ün kurduğu partidir CHP ve bununla, bir aferinle koca bir eğitim dönemi sevinen öğrenci gibi, ömür boyu övünürler.

E o zaman tek parti vardı ne yapalım? Diğer partiler zamanla ondan üredi ve çoğaldı.

Hem unutmayalım ki o CHP, 1980''deki darbeden sonra bütün partilerle beraber kapatılmıştı.

Atatürk''ün kurduğu partiyi kapatanlar, işe bakın ki o partidekilerden daha fazla Atatürkçü idiler.

Kapanması bir yana, dokuz yıl önceki seçimde, bu parti ülke barajını geçemediği için Meclis''e girememişti.

Bir sohbet meclisinden bahsetmiyoruz, Türkiye Büyük Millet Meclisi.

Adında hem cumhur, hem halk olan o partiye, halk oy vermemişti. Barajın altında bırakmıştı.

O günler bugün unutulmuş gibi. Ve bugün yarın seçim olsa, aynı akıbet yüksek ihtimal görünüyor.

Bir acaba buketi de burada hazırlayalım. Acaba neden?

Kendilerini solcu zannettikleri halde, en sağcıdan daha sağcı oldukları için mi?

Halkın değerlerine asgari saygıyı bile göstermekte zorlandıkları, hatta zaman zaman hakaret ettikleri için mi?

Bir banka sahibi olmanın verdiği patronluk havasını, halka karşı da devam ettirme psikolojisinde oldukları için mi?

Bürokrattan daha bürokrat, teknokrattan daha teknokrat, hâkimden daha hâkim, askerden daha asker, kraldan daha fazla kral gibi görüntü sergiledikleri ve statüko uğruna muhafazakârdan daha muhafazakâr oldukları için mi?

İçki içmekle modernliği eşleştirdikleri, başını kapatmayı gericilik saydıkları için mi?

Özgürlüklerden yana olmaları gerekirken baskılardan, örtülü örtüsüz darbelerden hoşlandıkları ve darbeleri iyi kötü diye tasnif ettikleri için mi?

Belki de hepsi bir arada; sayamadıklarımız dâhil. İşte bu yüzden yazık bu memlekete!