Abbas geldi, “Haydi abi, vakit tamam” dedi. Güler misin, güldürür müsün?
Dedim “Birader, sence de ortada bir gariplik yok mu?”
Düşündü, kaşındı, içinden çıkamadı.
“Nası beya?”
“Basbaya beya.”
Kafası iyice karıştı.
Abbas bizim elektrik işlerine bakıyor. Trakyalı.
Bildiğini sanıyordum, Tarancı’yı değilse bile en azından Mustafa Keser’in söylediği şarkıyı duymuştur diye.
Yanılmamışım, duymuş. Fakat hemen hatırlayamıyor insan, bazen iyi bildiklerini bile.
Cahit Sıtkı’yı rahmetle analım ve neden bahsettiğimizi kapalı bırakmayalım. Şöyle söylüyor:
“Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.”
*
Şair milleti böyledir, hep imkânsızın peşinde.
Çok beklersin Tarancı.
Ne sofrada, ne sihirli seccadede bulursun gençliğini.
Zaten o Beşiktaş’taki var ya, artık yok. Kim bilir hangi semtte, hangi şehirde?
Çoktan unutmuştur.
En fazla birkaç şiirin duruyordur ceviz sandığın köşesinde. Belki mektuplarla beraber. Naftalin kokusu karışmıştır hepsine.
Sen de biliyorsun ya, neyse.
*
Abbas deyince, herkes Çiçek Abbas’ı hatırlıyor.
Ne güzel filmdir. (Şener Şen, İlyas Salman, Pembe Mutlu, Ahmet Mekin, senaryo Yavuz Turgul, yönetmen Sinan Çetin)
Ama bugünlerde bir başka Çiçek gündemde. Dursun olanı.
CHP milletvekili, eski komutan. Albaydı.
Beşiktaş’ta DGM önünde az koşturmadı.
Pardösü ve kaşkolünün rüzgârda uçuşmasını bile hatırlıyoruz.
Çıkmış ekrana, ölçüsüz, hesapsız, iz’ansız, insafsız konuşmuş.
Karşısında oturup soru soranı bile şaşırtmış.
*
“Bizim üçte birimiz atıldı. Yoksa iktidardakileri yargılarız” diyen başsavcılar varmış Dursun Çiçek’in söylediğine göre.
Halen görevdeymişler.
“Siz indirin, gör bak o zaman nasıl yargılıyoruz” diyorlarmış.
*
Bildiğimiz kadarıyla, Fetö’den atıldı hâkim ve savcıların bir kısmı.
Nasıl oluyor da böyle konuşuyor?
Bu sözler ne anlama geliyor?
Kamu yararına göre değil, örgüt menfaati neyi gerektiriyorsa o yönde karar veren hâkim ve savcıları bu şekilde savunmak, Çiçek’e mi düşüyor?
Kimmiş o başsavcılar? Nerede görevliymişler? Tarancı gibi yeni baştan yaşamak istedikleri neymiş?
Öğrenir miyiz bir gün yoksa bu da arada kaynayıp gider mi yoğun gündem arasında?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.