Yeni Şafak

Bin altın değerindeki beyit

22:0029/12/2008, Pazartesi
G: 2/09/2019, Pazartesi
Mehmet Şeker

Genç şair, yazdığı şiirleri bir edebiyat dergisine gönderir. İster ve umar ki dergi sayfalarında kendine de bir yer açılsın. Bekler, bekler...Bazen bu bekleyiş fazla uzun sürer.Şiirin dergide yer bulma ihtimalinin, sayfa sayısı, editörün beğenisi ve gönderilen şiirlerin toplam sayısına oranıyla bir izahı vardır. Aritmetik bir izah...Kafası bozulan genç şair, bazen başkasına ait güzel bir şiirin altına kendi adını yazıp da gönderir ki editörten intikam alsın.Olur ya, editör farketmez de yayınlanırsa,

Genç şair, yazdığı şiirleri bir edebiyat dergisine gönderir. İster ve umar ki dergi sayfalarında kendine de bir yer açılsın. Bekler, bekler...

Bazen bu bekleyiş fazla uzun sürer.

Şiirin dergide yer bulma ihtimalinin, sayfa sayısı, editörün beğenisi ve gönderilen şiirlerin toplam sayısına oranıyla bir izahı vardır. Aritmetik bir izah...

Kafası bozulan genç şair, bazen başkasına ait güzel bir şiirin altına kendi adını yazıp da gönderir ki editörten intikam alsın.

Olur ya, editör farketmez de yayınlanırsa, edebiyat âleminde rezil olduğunun resmidir.

* * *

Şimdi siz editör olun ve önünüze şöyle bir beyit gelsin:

"Şirler pençe-i kahrımdan olurken lerzan

Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek."

Daha bakar bakmaz, bunun Yavuz Sultan Selim''e ait olduğunu ve "Gücümün korkusundan aslanlar bile titrerken, felek beni bir ahu gözlüye esir etti" anlamına geldiğini anlarsınız.

* * *

O Yavuz ki sekiz senelik padişahlığı döneminde Osmanlı toprağını iki katına çıkarmıştır.

"Sanma şahım herkesi sen sadıkane yâr olur

Herkesi sen dostun mu sandın belki ol ağyar olur

Sadıkane belki ol âlemde bir dildâr olur

Yâr olur ağyar olur dildâr olur serdar olur"

Yatay okununca da, dikey okununca da aynı kapıya varan bu şiir de ona aittir ve Divan şiirini, ayaklı bir harddisk gibi ezberinde bulunduranlar bile, bir benzerini hatırlayamaz.

* * *

Şair Vehbi, Sultan Yavuz Selim''in yakın dostudur. Bir gün araları açılır ve Şair Vehbi kırgın vaziyette İstanbul''dan ayrılır. Önce Erzurum, oradan Van''a gider. Van müftüsünün yanında kâtip olarak çalışmaya başlar.

Usta şairin ortadan kaybolmasına üzülen padişah, nerede olduğunu kimsenin bilmediği Vehbi''yi bulmak için bir yol düşünür.

Bir şiir yarışması açacaktır. Yarışmanın yöntemini şöyle tespit eder: Kendisi bir mısra yazacak, bunu en güzel şekilde tamamlayana ödül verecektir. Rivayete göre bin altın.

* * *

Ödülün büyüklüğü şairleri ve şairimsileri cezbeder. Van müftüsü de padişah tarafından başlanan beyti tamamlamaya çalışarak yarışmaya katılır.

Yazdığını kâtibi Vehbi''ye verir ki temize çekip göndersin. Usta şair, müftünün yazdığını beğenmez ve nezaketle ikna ederek değiştirir.

Beyit müftünün adıyla gönderilir.

* * *

Tek kişilik jüri olarak sultan gelen şiirleri okurken, sıra Vehbi''nin tamamladığı fakat altında Van müftüsünün adı olan şiire gelince "Tamam" der, "aranan kan bulunmuştur."

Müftüye bir mesaj gönderir.

"Ödülü hakettin. Bin altın senindir. Hemen gönderiyorum. Sen de yanındakini gönder."

* * *

TRT 2''de Cumartesi gece yarısından sonra başlayan programda, harika üslubuyla şiirler okuyan ve hikâyelerle süsleyen Hayati İnanç, bu hadiseyi, çok daha güzel cümlelerle anlattı. Fakat nasıl oldu anlayamadım, yarışmaya konu edilen mısraları söylemeyi unuttu. Ya da bendeniz kaçırdım.

Sultan Selim: "Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu"

Şair Vehbi: "Ezelden gam turabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu."

Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.