27 Ocak 1961’de Gemlik Umurbey’de doğdu. İlk ve ortaokulu Umurbey’de, liseyi Gemlik’te, üniversiteyi Ankara’da okudu. Kısa süre devlet memuriyetinden sonra çoğunlukla yayıncılık ve gazetecilikle meşgul oldu. Erguvan ve Genç Dost dergilerini çıkardı. Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği kurucuları arasındadır, UKSD yönetim kurulu üyesidir. Kültür Ajanda dergisi istişare kurulu üyesi olan Mehmet Şeker’in Dem Dem Demokrasi ve Muhalif Tebessüm adlı kitapları bulunmaktadır. Yazar, 1995’ten bu yana Yeni Şafak’ta görev yapıyor.
Ankaralılar kime fikir danışır, bilir misiniz? İş güç dolayısıyla sonradan Ankara''ya yerleşmiş olanlardan değil, yerlisinden bahsediyorum.
Mesela Ayaşlı, Haymanalı, mesela Çubuklu veya Nallıhanlı...
Meşhur "Misket" havasını bilirsiniz; yeryüzünün en harika eserlerinden biridir.
"Güvercin uçuverdi, kanadın açıverdi" sözleriyle başlar.
Muzaffer Sarısözen''in derlediği bir türküdür; kaynak kişi, Mehmet Hulusi Koçer...
*
Orada "Deniz susuz olur mu, dibi kumsuz olur mu" dedikten sonra, "Ben müftüye danıştım, yiğit yarsız olur mu" ifadesi geçer.
Demek ki Ankara''nın yerlisi müftüye danışıyormuş; en azından bir zamanlar.
Velâkin...
Biz laik anlayışı, her köşeye sağlamca yerleştirmeye çalışan bir ülkeyiz.
Müftüye danışmak da neyin nesi?
Türkünün orijinal hali öyle olsa bile, derhal müdahale etmek gerekir.
Ne denecek, nasıl olacak?
Elbette müftüye değil, hâkime danışılacak.
Nitekim türkünün sözleri değiştirilmiştir.
"Ben hâkime danıştım, yiğit yarsız olur mu" şekli münasip görülmüştür.
*
Gerçekten laik isek, isteyen müftüye danışır, isteyen başka birine, kim ne karışır diye düşünmeyin.
Bizdeki laiklik anlayışı, herkesin gönlüne göre davranmasını hoş karşılamaz.
Şekillendirir, biçimlendirir, hamur gibi yoğurur...
Neticede kimse kafasına estiği gibi davranamaz; müftüye falan da danışamaz.
Türküde bile olsa böyle işlere müsaade edilemez.
*
Gelin görün ki türkünün devamında şöyle sözler vardır:
"A benim hacı yârim, başımın tacı yârim
Eller bana acımaz, sen bari acı yârim..."
Bunu ne yapmalı?
Eminim bunu da çok düşünmüşlerdir.
Nereden çıktı şimdi bu hacı? Ne alakası var?
Hacı yerine başka bir şey bulamaz mıyız diye epey kafa yormuş olmalılar.
*
Fakat hayatta her şey insanın paşa gönlüne göre yürümüyor.
Hacı kelimesini değiştirdin, yerine başka bir şey koydun.
Sonra "başımın tacı" ve "sen bari acı" yerine de başka kelimeler uydurmak gerek.
Olmuyor değil mi?
Kafiye bozuluyor, türkünün ağzı yüzü bir yana gidiyor, kamyon çarpmış hale geliyor.
''Müftü''yü hâkim yapmak kolay da o hacı var ya o hacı, uymadı işte.
Saçmalamanın âlemi yok; değişmiyor...
Yine kurtulamadık hacıdan hocadan. Hay aksi!
*
Sonradan Ankaralı olanlar, yerlilerin hayatının her köşesine müdahale ederken, son olarak sınavlara başörtüyle girilemeyeceğine karar verdiler... Hayırlısıyla.
Başta örtü olunca, kadın ile erkek ayrımı yapılamıyormuş... Fay çanına!
Bu gerekçe karşısında, Hüseyin Çelik "Kargalar bile güler" dedi.
Tamamen yanlış! Sabah işe gelirken kargalara baktım, hiç biri gülmüyordu.
*
Ülkenin ilerlemesi için gerçekten ciddi işlerle ilgileneceğimize, milletin kotuyla başıyla uğraşıyoruz.
Allah düşürmesin, ben onlara bir şey danışmak istemem; danışacak olan varsın danışsın.
Nitekim insanlar danışa danışa, hayvanlar dalaşa dalaşa...
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.