Bayrama kadar atlatabilsek, ne güzel olur

Bu sene ölümcül salgın, mübarek Ramazan ve 23 Nisan bir araya geldi. Bugün, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Akademi Lise Yazarlık Atölyesi öğrencilerine söz vermek istedim.

Kardelen Tören, Nazar Kemer, Yüsra Türkoğlu, Rümeysa Bark, Özge Coşgun, Betül Er, Betül Or, Ümmühan Bayram, Elif Sena Yetim ve Zülâl Mehmetoğlu yazdı bu yazıyı.

*

Dünya böyle bir Ramazan yaşamadı bugüne kadar.

Kim bilir belki de insanlar hiç bu kadar çığırından çıkmamıştı.

Kıymetini bilelim bugünlerin.

Bilelim ki kararan dünyamız bir parça aydınlansın ve günün birinde bu günlerimizi de aramayalım.

*

On bir ayın sultanı Ramazan şükür ki yine geldin.

Seni beklerken çok hırpalandık, çok yıprandık. Başımıza gelmeyen kalmadı desek yeridir.

Tam da artık daha kötüsü olamaz dediğimiz anda, bir felaket kırdı geçirdi bizi.

Ruhumuzun dinlemeye, huzura ihtiyacı var.

Tüm Müslüman âlemi olarak bu huzuru sende bulacak, sende tadacağız.

*

Seninle yeşerecek umutlarımız. Seninle daha da büyüyecek, zaman içinde kurulan hayallerimiz.

Hiç yaşamadık böylesini. Hiç bu kadar çaresiz kalmadık belki de. Ama her şerde bir hayır vardır.

Eğer bu felaketler olmasaydı, belki biz hiç durmayacaktık.

Hayatımızı altüst eden gerçeklerle hiç yüzleşemeyecektik.

İlk olarak en çok korktuğumuz şeyle karşılaştık. “Açlık korkusu” olmadık şeyler yaptırdı bizlere.

Ama asıl konu, insanları açlık değil de bu alıştıkları tokluğun öldürecek olmasıydı.

*

Dünya, insanoğlu sayesinde pek çok şeye şahit olsa da hiç böylesine mahzun bir on bir ayın sultanına şahit olmamıştı.

Kim bilir belki de insanlar hiç bu kadar çığırından çıkmamıştı.

Bugünlerin kıymetini bilelim ki kararan dünyamız bir parça aydınlansın.

Günün birinde bu günlerimizi de aramayalım.

Biz el ele oldukça, dert etmeyi bırakıp yerine dua ettikçe, geçecek bütün sıkıntılar.

Ben inanıyorum, sen de inan dünya.

*

Bir salgının diğer Ramazan günlerini özleteceğini hiç düşünmezdim.

Bu Ramazan ayında, sıcacık pide kuyruklarına giremeyecek, sevdiklerimizle iftar bereketini paylaşamamanın hüznünü bütün İslam âlemi olarak kalplerimizde hissedeceğiz.

Ramazan’ın olmazsa olmaz teravih ibadetini birlikte yerine getiremeyeceğiz, camiler sessiz... Saflarda insanları bu Ramazan ne yazık ki göremeyeceğiz.

*

Ramazan, suya hasret toprakların, yağmurla dirilip yeşerdiği günler, geceler, aylar arasındaki manevi kazanç mevsimidir. İnsanoğlunun ruhunu, bedenini ve amelini yeniden inşa etmesini sağlar.

Dünya, sadece birlik olmamızla ayakta kalacaktır. Dünya, eğer mutlu olabiliyor ve mutlu edebiliyorsan, cennetten bir parçadır.

Böyle bir Ramazan görmedik daha önce.

Ancak gözümüzle göremediğimiz bir mikrop, Ramazan’ın güzelliğini elimizden aldı.

*

Yaşlı dünya; pek çok sorun, savaş, kıtlık ve hastalık gördü. İlk defa böyle geniş çaplı bir hastalıkla karşılaştı.

Bu defaki hastalık, evet zor, ama mübarek Ramazan şefkatiyle bize yardım edecektir.

Dışarı çıkmayacağız. Bu da hastalığı azaltarak bitişe götürecek.

Hastalığa yardımcı ilk Ramazanınız, mübarek olsun.

Seneye bugünleri, ‘ilk kez bir ölümcül hastalık varken oruç tutmuştuk’ diye anacağız.

*

Alıştığımız Ramazanları şimdiden özlemeye başladık.

Komşulukların olduğu, iftarlar sofralarının beraber güzelleştiği...

Varlığını canımızı yakmadan hissedemediğimiz bir varlık geldi, geldi ve aldı onu bizden.

Anlamalıydık artık!

Küçücük bir şeyin mutluluğunu bile hiçe sayan biz; değer bildik, kıymet gördük.

Zorluk çekmeden, işe gitmeden bütün günümüzü dinlenerek ve en rahat bir şekilde tuttuğumuz ve tutacağımız en özel Ramazan-ı Şerifi yaşayacağız.

Bayrama şu salgını tamamıyla atlatabilsek, ne güzel olur.