Ayasofya’nın tam zamanı

04:0026/07/2016, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Mehmet Şeker

15 Temmuz'dan önce “Recep Tayyip Erdoğan'ın sonu Menderes'inki gibi olacak” sözünü kaç defa duyduk?



Yüzlerce, binlerce defa.



Yazıldı, çizildi, ekranlarda söylendi, sohbetlerde tekrarlandı.



Şimdi hafızamızı devreye sokalım ve hatırlayalım, kimler nerelerde söylemişti bu rezil sözü?



Kayıtlardan kontrol edelim.



Ve o aşağılık tehditten kimler korktu, kimler etkilendi, ona da bir bakalım.



Hiç kimse.



Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, bir kişi bile o tehditleri ciddiye almadı.



*


İstanbul Vatan Caddesi üzerinde Adnan Menderes'in anıt mezarı var. Onun yanında Turgut Özal'ın.



Gerekirse, onların yanına birkaç tane daha yapabiliriz.



Edirne'ye kadar yol boyunca şehitlerimiz için mezar yapar, yine de o hainlerin istedikleri bu vatanı teslim etmeyiz.



Bu sütunda on iki yıl kadar önce yazmıştım bu sözleri.



Rabbim'e şükürler olsun ki “Biz bu yola kefenimizi giydik de çıktık” diyen liderimiz ve aynı şekilde beyanla onun arkasından yürüyen milyonlarımız var.



Kefen bahsinin ne demek olduğunu anlamayanlar ve idrakte zorlananlar oldu.



Alay etmeye kalkanlara da rastladık.



Ancak bugün anlaşıldı ki bu işin şakası yok.



Tankla insanların üzerinden geçtiler. Kurşun yağmuruna tuttular. Bomba attılar. Silahsız sivillere ölüm yağdırdılar. Yüzlerce şehit verdik fakat korkmadık.



*


Şimdi yeniden toparlanma zamanı.



Şimdi tam bağımsızlığa kavuşma zamanı.



Şimdi, Ayasofya'yı açma zamanı; “Bugün değilse ne zaman?” sorusu hiç bu kadar yerinde ve haklı olamaz.



O bizim bağımsızlık sembolümüz.



“İstanbul'daki ulu cami hangisi?” diye sormuştuk Mustafa Cambaz'a.



“Elbette Ayasofya” demişti.



“Türkiye'nin Ulu Camileri” kitabının ikinci baskısında kapakta ona yer vermek istiyordu.



*


Ayasofya söz konusu olduğunda, hat levhalarından bahsetmeden geçmek haksızlık olur.



Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılan hat levhaları 7,5 metre çapındadır ve altın yaldızla yazılmıştır.



İslam dünyasının en büyük levhaları olan o muazzam eserleri, Ayasofya müzeye çevrildikten sonra dışarı çıkarmak isteyenler başarılı olamadı.



Kapılar pencereler dar geldi, sığmadı.



Ecdadımız, ileride yaşanacakları bilmiş de içeride hazırlamış onları.



Eski yerlerine tekrar asılması için 1939'da karar alındı ancak on yıl sonra ödenek ayrılarak sekiz levha layık oldukları yere kavuştu.



*


Ayasofya açıldığı zaman, düşmanlarımız daha fazla düşmanlık yapacaktır.



Korkacak değiliz.



15 Temmuz'da gördük, nelere cüret edebileceklerini.



Daha fazlası ne olabilir?



Asıl önemli nokta, Ayasofya açıldığı zaman, Fatih Sultan Mehmet'in bedduası kalkacaktır.



Ne diyordu bir zahmet hatırlayalım…



“Hiçbir kimse için, bu vakıfları eksiltmek, bozmak, değiştirmek, tağyir ve tebdil eylemek, vakfı ihmal edip kendi haline bırakmak ve fonksiyonlarını ortadan kaldırmak asla helal değildir” ikazını yaptıktan sonra, şöyle söylüyor:



“Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse; veya şer'i şerife aykırı olarak vakıfta tasarruf etmeye azmeylerse, mesela şeriata ve vakfiyeye aykırı ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey talep ederse, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günahı gerektiren bir fiili irtikâb eylemiş olur.



Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti üzerlerine olsun. Ebediyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebediyyen merhamet olunmasın.



Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.”


#Ayasofya
#Mustafa İzzet Efendi
#Menderes