Biz, matadordan yana değil, boğadan yana olanlarız.
Elinde kırmızı pelerin, belinde mızraklarla meydana havalı havalı çıkan, çalım satan ve masum boğayı aldatarak yavaş yavaş öldürmeye çalışan matadoru nasıl destekleyebiliriz?
Üstelik zavallı hayvana ilaç vermekteymişler arenaya salmadan evvel.
Vahşetin daniskası.
O yüzden seyircilerin tamamı matadoru destekleyen çığlıklar atarken, mızrağı sapladıkça ‘oley’ diyerek havaya zıplarken, biz acır, üzülürüz.
*
Bu kadar da değil.
Dünyanın dört bir yanında benzer hadiseler gördük tarih boyunca ve maalesef bugün de görmekteyiz.
Birkaçını hatırlamaya çalışalım.
Nerede, hangi durumda, kimlerle empati yaşadığımıza dair.
Mesela…
Saldırgan soluk benizlileri tutmadık hiç.
Daima Kızılderililere yakınlık duyduk.
Mesela…
Kuzeyde olduğu gibi, Güney Amerika’da da soykırıma uğrayan yerliler için sızladı burnumuzun direği.
Afrika’da ise kara derilileri kardeş bildik.
Avustralya’da Aborjin olduk, Asya’da çekik göz…
*
Filistin’de tanklarla, otomatik silahlarla saldıran tam teçhizatlı askerlere, elindeki sapanla karşı koymaya çalışan yüreği dev gibi çocuklar, gençler…
Yaser Arafat’ın küçük generalleri…
Onların her birine hayranlık besledik.
Onlar için dua ettik.
Kapı kapı yardım topladık.
Sömürülen, hor görülen, ezilen, zulme uğrayan kim varsa yeryüzünde, acısını yüreğimizde hissettik.
Elimizden geldiğince yarasını sarmaya çalıştık.
Yardım ulaştırmak için yollara düştük.
Karadan, havadan, olmadı denizden.
Onu da engellemeye kalktılar.
Yine de yılmadık.
Can verdik, yaralandık fakat kararımızdan taviz vermedik.
Millî gelire nispeten en yüksek yardımda bulunan ülke oluşumuz bu yüzden.
Bir vicdan ölçümü yapılsa, hiç şüphesiz o sıralamada da ilk sırada yer alırız.
*
Üzerimize dört koldan saldırmaları o yüzden.
Yeryüzünün mazlumlarına bir ümit ışığı vermeseydik…
Kendi yağıyla zor kavrulan, kıt kanaat geçinen bir ülke olsaydık…
Gelişmiş bilinenlere el açıp yardım isteseydik…
Borcu borçla kapatma alışkanlığını devam ettirseydik…
Kendi silahımızı, uçağımızı, helikopterimizi yapmak için kolları sıvamasaydık…
Bir yanda tüp kuyrukları, bir yanda yağ kuyrukları sürüp gitseydi…
Bu topraklarda istedikleri gibi at oynatmalarına izin verseydik…
Hiçbiri rahatsız olmayacaktı ülkemizden.
Öyle bir durumda bizden iyisi yoktu.
*
Ama bekledikleri gibi yürümedik.
Çizilen çerçeveyi kabullenmeyip dışına taştık.
Kendi sınırımızı elimizle çizmeyi tercih ettik.
Büyük hedefler koyduk önümüze.
Terör örgütleriyle, uyduruk mahkemelerle saldıranlara, anladıkları dilden cevap verdik.
Asker kılıklı teröristlerle, hukuk adamı cübbesi giymiş teröristlerin oyunlarını geri çevirdik.
Dış müdahaleyi meşru göstermek için gerekçeler üreten eski siyasileri de tarihe gömdük.
Gömelim gel seni tarihe dedik, gelmedi; sonuç değişmedi.
Cesareti olan, yine çıkar karşımıza.
Yine boyunun ölçüsünü alır.
Tren yoluna devam ediyor; hem de hızını artırmış halde.
Aklı olan önüne çıkmaz, hemzemin geçide yaklaşmaz bile.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.