Abdurrahim Karakoç kitabı

Benim iki yaş küçüğüm, ailemizin medâr-ı iftiharı, şiir sevenlerin Demirkazık yıldızı, insanlığın yüz akı, onurlu kavgaların uç beyi, kutsal barışların beyaz güvercini, şiir ve fikir dünyamızın nefes borusu, anavatan Türkiye"nin ve Müslüman Türk dünyasının ünlü ama garip şairi Abdurrahim Karakoç"u 7 Haziran 2012 tarihinde kaybettik; onu kaybettiğimiz tarihten beri hassas bir yanım daima yarım ve sızılı..."

Bahaettin Karakoç, bunları söylüyor aziz kardeşi için.

Vefatının ardından yazılan yazılar, şiirler, söylenen sözler, onunla yapılan röportajlar bir kitapta toplandı.

Abdurrahim Karakoç kitabında, toplumun her kesiminden insanların kaleminden çıkan yazıları ve yapılan açıklamaları bulabiliyoruz.

Hayrullah Eraslan"ın hazırladığı 624 sayfalık bu kitap Nar Edebiyat Yayınları arasından çıktı.

"Kürsüsünden çok uzaklara seslenen bir vâizdi o. Fakat öyle kupkuru, didaktik konuşmuyor; mesajını sanatın büyüsüyle kanatlandırıyordu" diyen Ali Akbaş, çağımızın en büyük hiciv ustasını yakından tanıyan biri olarak, şu satırları kaleme almış:

"Hiciv zor bir sanattır; düşman kazanma sanatıdır. Zekâ ister, bilgi ister, hepsinden önemlisi de yürek ister. Aksi takdirde bıçakla oynayan bir çocuk gibi elinizi kestirirsiniz... Abdurrahim Ağabey yazdıkları yüzünden yüzlerce defa mahkemelik olmuş fakat bu davaların hiçbirinde avukat tutmamış, o yiğit edasıyla bütün savunmalarını kendisi yapmış ve yüz akıyla çıkmıştır."

Ahmet Hakan "En az Karacaoğlan kadar güçlü bir halk şairiydi" derken, Ahmet Taşgetiren şöyle söylüyor: "Sevdasıyla, acısıyla, hüznüyle, ince ince eleştirisi ile, sisteme öfkesiyle, yolsuzluklara, ahlaksızlıklara isyanıyla bir Anadolu yüreği."

Şu satırlar da Lütfü Şehsuvaroğlu"na ait: "Abdurrahim Karakoç, günümüz halk şiirinin zirvesiydi. O bakımdan o bir Yunus Emre, bir Karacaoğlan idi. Halk şiirini Hakk diliyle söylemesini bildi. Bir mücadele adamıydı. Rahmetli Türkeş, Erbakan ve Yazıcıoğlu ile siyasî arkadaşlıkları oldu. Kavga şiirleri yazdığı kadar, pastoral şiirler, aşk şiirleri de yazdı. "Mihriban" bunun en güzel örneğidir."

Belediye seçimlerini bir yıl öne almak için hazırlanan değişiklik, Meclis oylamasında sürpriz şekilde referandum yolunu gösterdi.

Seçimi erkene alıp almayacağımıza karar vermek için halk oylaması gerekiyorsa...

Halk oylaması yapıp yapmayacağımıza nasıl karar vereceğiz?

Onun için de bir seçim yapalım.

O seçimi yapmak doğru olur mu olmaz mı diye ne yapmak gerek?

Uzun kısa çöp çekelim.

Çektiğimiz çöp kısa çıkarsa kabul edelim, uzun çıkarsa vazgeçelim; her şey yerli yerinde kalsın.

28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu tepesinde bulunan komutanlar, gazetelere verdikleri haber siparişlerinin Sabah''ta yayınlanma şeklini beğenmemişler.

Daha sonraki siparişler servis edilirken de "Bunları kendi haline bırakmaya gelmez, tedbirli olalım" diyerek bir tutanak hazırlamışlar ve şöyle buyurmuşlar:

"Siz de aynen Hürriyet ve Milliyet gibi vereceksiniz bu haberleri."

Şaşılacak bir yanı yok.

Köşe yazılarına bile karışırlarken, manşetleri kendi haline mi bıraksınlardı?

Gazeteci milletini serbest bırakmak, darbeci askerin işine gelir mi?