Siz ne biçim insanlarsınız ya…

04:003/03/2023, Cuma
G: 3/03/2023, Cuma
Mehmet Metiner

11 ilimizde iki büyük deprem felaketi yaşanmış.On binlerce canımız gitmiş.Şehirlerimiz yerle yeksan olmuş.Gözpınarlarımız ağlamaktan kurumuş.Siz kalkıp acımızı fırsat bilip siyasi kininizi kusuyorsunuz.Yalanların arkasına sığınıp yeni acılara sebebiyet verecek kin siyaseti güdüyorsunuz.Sandıkta bir türlü yenemediğiniz Erdoğan’ı bizim acılarımızı istismar ederek alt etmeye çalışıyorsunuz.Hakaretler yağdırıyorsunuz, tehditler savuruyorsunuz, yalanlar üzerinden algı operasyonları yapıyorsunuz.Biz acımızı

11 ilimizde iki büyük deprem felaketi yaşanmış.

On binlerce canımız gitmiş.

Şehirlerimiz yerle yeksan olmuş.

Gözpınarlarımız ağlamaktan kurumuş.

Siz kalkıp acımızı fırsat bilip siyasi kininizi kusuyorsunuz.

Yalanların arkasına sığınıp yeni acılara sebebiyet verecek kin siyaseti güdüyorsunuz.

Sandıkta bir türlü yenemediğiniz Erdoğan’ı bizim acılarımızı istismar ederek alt etmeye çalışıyorsunuz.

Hakaretler yağdırıyorsunuz, tehditler savuruyorsunuz, yalanlar üzerinden algı operasyonları yapıyorsunuz.

Biz acımızı asaletimize yakışır biçimde içimizde tutup yenmeye çalışırken siz durmadan siyasi ikbaliniz için yaralarımızı kanatmaya devam ediyorsunuz.

Biz gün siyaset yapma günü değil deyip partilerin adının dahi anılmamasını salık verirken, siz kurduğunuz çadırların üstüne partinizin amblemini asıyorsunuz, yetmezmiş gibi sabah akşam parti aidiyetinizi gözümüzün içine sokarcasına biteviye yalanlar üzerinden yürüyen suçlamalarınıza devam ediyorsunuz.

Siz ne biçim insanlarsınız ya!

Biz sahada insanlarımızın yaralarını sarmaya çalışırken siz siyasi hesaplar peşinde koşuyorsunuz.

Hâlâ önümüzdeki seçimlerde milletvekili listelerine nasıl girebilirimin kirli hesapları üzerinden itibar suikastları yapıyorsunuz.

Sahada canla başla çalışan insanları “Acaba milletvekili mi olmak istiyorlar?” diyerek itibarsızlaştırmaya kalkışıyorsunuz.

Yakışıyor mu?

***

Bir dakika sonramızın dahi olmadığını ansızın gelen o deprem felaketinde bizzat gördüğünüz halde bir kaç ay sonraki seçimlerde tekrar nasıl vekil olabilirim diye düşünüp önünüzde engel olarak gördüğünüz insanları bertaraf etmek için hileli yollara başvurduğunuzu gördükçe insanlık adına utanıyorum.

Hem de bu acılı günlerde…

Tek kutsalı siyaset olan ve tek amacı bir paye kapmak olan insanların, sahada halkının derdine derman olmak için çırpınan birilerini de tıpkı kendileri gibi zannedip şimdiden itibarsızlaştırmaya kalkıştıklarını gördüğümde, anlıyorum ki depremden daha büyük ve daha yıkıcı bir siyaset/siyasetçi sorunumuz var bizim.

Siyasetin bu düzeye düşürülmesi ve siyasi aktörlerimizin bu kumaştan insanlardan oluşması, depremin yıkıcılığı kadar hazindir.

Çok yazık!

***

İsminizin önünde profesör titri var ama kalkıyorsunuz unvanınıza yakışmayan dedikodular ve duyumlar üzerinden trol hesaplardan beter kin fayları oluşturmaya çalışıyorsunuz.

Deprem bölgesinde kimsesiz kadınların ırzına geçildiğini ve kimsesiz kızların imam nikâhıyla ona buna peşkeş çekildiğini yazabiliyorsunuz.

Soruyorum: Gözlerinizle mi gördünüz, elinizde belge mi var da böyle yazma gereği duyuyorsunuz bu acılı ve yaralı günlerimizde?

Diyeceksiniz ki duyumlarım var.

Siz her duyduğunuzu yazan trol müsünüz yoksa bilim adamı mı?

Yalan haberler ve duyumlar üzerinden hükümete karşıt pozisyon içinde olduğunuzu gösterip siyasete göz kırpma amacı güdüyorsanız bari o unvanınızı kullanmayınız da bilim zarar görmesin.

***

Üzgünüm ama kötücülsünüz.

Bilerek kötülük saçıyorsunuz.

Her duyduğunu yayanın iyi niyetine inanılmaz.

Sırf hükümeti eleştirmek adına her dedikoduyu gerçek sanıp yaymaya kalkışanların yaptığı kötülük, depremin yıkıcılığı kadar üzücüdür.

“Hatay barajı yıkıldı” yalanını anında yayanların yol açtığı sonuçlarla kaç canımızın kaybına sebebiyet verdiğini hatırlatmamıza gerek var mı?

Bu ülkenin bilinen bir şairisiniz. Ama ideolojik fanatizm öylesine gözünüzü ve kalbinizi köreltmiş ki bu acılı günlerimizde seçilmiş Cumhurbaşkanı’na hakaret ve tehditler savurmaktan geri durmuyorsunuz.

Hitler vb diktatörlerin akıbeti üzerinden namertçe tehditler savurmayı, “devlet benim” diyenlerin tarihte kellelerinden olduğunu hatırlatarak namert metaforlar üzerinden parmak sallamayı marifet sayanlar bilesiniz ki sizin insanlık vadisinde yeriniz yoktur.

***

Soruyorum size: Hangi deprem bölgesinde bulundunuz, hangi kimsesizin başını okşadınız, hangi acıyı dindirdiniz, hangi yarayı sardınız, hangi derde derman oldunuz da acılarımız ve yaralarımız üzerinden siyaset yapıyorsunuz?

Sizi hiç yanımızda görmedik. Ne ağlarken yanıbaşımızdaydınız ne de enkazın altındayken. Şimdi kalkmış timsah gözyaşlarınızla acılarımızı sömürüyorsunuz. Tıpkı kandan beslenen vampirler gibisiniz. Bizim kanımız ve acımız üzerinden kendinize siyasi iktidar alanları açmaya çalışıyorsunuz. Görmediğimizi-bilmediğimizi sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz.

Taksim Gezi Parkı’ndaki o üç-beş ağaç sizin için nasıl bir bahaneden ibaret idiyse, deprem dolayısıyla maruz kaldığımız acılarımız da sizin için sadece bir bahaneden ibaret.

Ama bilesiniz ki bizim acılarımız üzerinden siyasi hesaplarınızı görmenize ve dahi kendinize siyasi iktidar alanları açmanıza asla izin vermeyeceğiz.

Bu zor günlerimizde yanımızda görmediğimiz, ama oturdukları o sıcak köşelerinde acılarımızı siyasete tahvil etmeye çalışanları da kendimizden bilmeyeceğiz.

#Deprem
#Siyaset
#Mehmet Metiner