Mahmud Efendi Hazretleri’nin ölümü turnusol işlevi gördü.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu milyonların sevdiği bir insanın cenazesine katılmadığı gibi taziye mesajı yayınlamayı bile gerekli görmedi.
Eminim ki şöyle diyecektir: “Bir tarikat şeyhinin ne dirisiyle ne ölüsüyle işim olur.”
Çok ısrar ederseniz “tarikat-cemaat” üzerinden o bildik laikçi ideolojiyi de tekrarlamaktan kaçınmaz.
“Şeyh-tarikat-cemaat” kelimeleri bile CHP ideolojisinin tüylerini diken diken etmeye yeter de artar bile.
PKK’nın partisi HDP’ye oy veren vatandaşlara elbette hiçbirimizin itirazı olmaz. Kemal Bey’in öyle bir partinin varlığına dahi itirazı olmaz ayrıca. Tersine öyle bir partinin meşruiyetini savunmaktan da geri durmaz. Lakin iş “tarikat-cemaat” meselesine gelince işte orada durur. Sadece durmakla yetinmez, parmak da sallar. Tarikatların veya cemaatlerin varlığını cumhuriyet ve laiklik için tehdit olarak görür.
Doğrusu çok manidar bir bakış açısıdır bu.
Manidardır, zira yeri geldiğinde herkesi kucaklamak gerektiğine inandığını söyler Kemal Bey.
Yeri gelir, “helalleşmek” gerektiğini hatırlatır dindar-muhafazakâr camiayla bir sorunun-kavgasının olmadığını göstermek için.
Demokrasiyi dilinden hiç düşürmez.
“Herkes özgür olacak. Kendi iktidarımızda kutuplaştıran ve düşmanlaştıran bir siyaset asla olmayacak” der.
Peki, o halde “şeyh-tarikat-cemaat” denklemi üzerine oturan bu düşmanca bakış açısı neyin nesi?
Kemal Bey’in “herkes” dediği kitlenin içinde tarikat ve cemaat mensubu vatandaşlarımız var mı yok mu?
Kemal Bey’in, kimleri makbul vatandaş olarak görüp görmediğini ve bunun için de hangi kıstası esas aldığını bilmek isteriz.
Kemal Bey’in kimi makbul görüp kucakladığı kimi de makbul görmeyerek dışladığı Mahmud Efendi Hazretleri’nin vefatında açık bir biçimde görüldü aslında.
Aklıma gelen soruları buradan paylaşıyorum işte.
Diyelim ki ölen Ermeni cemaatinin ruhani lideri veya Ortodoks cemaatinin ekümenik ruhani lideri olsaydı Kemal Bey’in tavrı ne olurdu? Veya Ekrem İmamoğlu’nun?
Herkesten önce taziye mesajı yayınlarlardı. Ve herkesten önce cenaze törenine giderlerdi.
Böyle yapmakla yanlış mı yaparlardı? Asla! Olması gereken en insani davranışı sergilerlerdi.
Zira biz de aynını yapardık.
Gayrı davrananları da kınardık.
Bu ülkenin Ermenileri de Ortodoksları da bizim vatandaşlarımızdırlar. Hiç kimseyi aidiyetinden dolayı dışlamak insani değildir. Hele hele milyonlarca vatandaşımızın gönülden sevip bağlandıkları manevi önderleri öldüğünde onların acısını paylaşmamak insanlıkla ve saygıyla bağdaşmaz.
Dediğimiz bu bizim.
Papa’nın vefatında devlet başkanları Roma’ya koştular. Laiklik elden mi gitti?
Mahmud Efendi Hazretleri gibi milyonlarca vatandaşımızın gönlünde taht kuran bir âlim ve manevi lider vefat ediyor, nedense Kemal Bey bir satırlık taziye mesajını çok görüyor.
Seçim zamanında cami cami, cemaat cemaat dolaşan ve Eyüp Sultan’da Yasin okuyan İmamoğlu bırakın cenaze namazına gitmeyi taziye mesajı dahi yayınlamaktan korkuyor.
Evet, korkuyor, çünkü biliyor ki taziye mesajı yayınlar ve cenazeye giderse CHP’nin o klasik laikçi seçmen topluluğu kendisini linç edecek.
Nitekim CHP milletvekili İlhan Kesici cenazeye katıldığı için malum güruh tarafından linç edilmedi mi? “Böyle bir adamın CHP’de ne işi olabilir, derhal ihraç edilmelidir!” naraları arşı alayı inletti.
Kemal Bey çıkıp da “Ne yapıyorsunuz arkadaşlar, ölen bu ülkenin insanı, milyonlarca vatandaşımızın manevi liderleri olarak gördüğü biri, benim milletvekilimin cenaze namazına gitmesinden daha insani ne olabilir, CHP olarak laiklik anlayışımız tarikat ve cemaat düşmanlığı üzerine oturmuyor, biline!” demedi, diyemedi.
Burada iki seçenek söz konusu: Ya Kemal Bey, CHP’nin o tek parti döneminin en katı ve en jakoben laisizm militanı olan kudretli genel sekreteri Recep Peker gibi düşünüyor ya da o çevrelerden gelecek suçlamalardan korktuğu için sessiz ve tepkisiz kalıyor?
Hangisi olduğunu bilmeye hakkımız yok mu?
Görünen o ki CHP tastamam eski CHP’dir.
Ya İYİ Parti lideri Meral Akşener’e ne demeli?
Bu bahiste durduğu yerin Kemal Bey’in durduğu yer olduğunu gördük görmesine de bunun asıl sebebini çıkıp açıklasa da bilsek diyorum.
6’lı masada bu bahiste de ciddi ve kökten bir ihtilaf var.
Kemal Bey ve Meral Hanım’ın tavrı ile Temel Bey ve Ahmet Bey’in tavrı birbirinin zıddı.
Turnosol işlevi gördü dememin bir sebebi de bu.
Dindar-muhafazakar-milliyetçi camia CHP ve İYİ Parti üzerinden neyi tercih etmiş olduğunu bence yeniden düşünmelidir. İş işten geçmeden.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.