Kıbrıs AYM’sinin hamlesi Türkiye’nin içine yönelik...

04:0020/04/2021, Salı
G: 28/04/2021, Çarşamba
Mehmet Metiner

Şu kısa sürede onca yaşadıklarımızdan sonra hâlâ birileri olup-biteni lokal bir hadise olarak görüyorsa aklına şaşarız.Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) laiklik kılıflı Kur’an kurslarını kapatma kararı, asla ne Kıbrıs’ın münhasıran kuzeyiyle alakalıdır ne de yalnızca bir mahkeme kararından ibarettir.Ortada ciddi bir siyasi operasyon söz konusudur.KKTC’de Ersin Tatar’la birlikte yeni dönemde oluşan Türkiyeci cepheye yönelik bu siyasi operasyonun hedefindeki ülke Erdoğan liderliğindeki

Şu kısa sürede onca yaşadıklarımızdan sonra hâlâ birileri olup-biteni lokal bir hadise olarak görüyorsa aklına şaşarız.

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) laiklik kılıflı Kur’an kurslarını kapatma kararı, asla ne Kıbrıs’ın münhasıran kuzeyiyle alakalıdır ne de yalnızca bir mahkeme kararından ibarettir.

Ortada ciddi bir siyasi operasyon söz konusudur.

KKTC’de Ersin Tatar’la birlikte yeni dönemde oluşan Türkiyeci cepheye yönelik bu siyasi operasyonun hedefindeki ülke Erdoğan liderliğindeki Türkiye’dir asıl.

Türkiye’nin içine yapılan bu siyasi hamlenin zamanlamasına dikkat edilirse ne dediğimiz anlaşılır.

Bu operasyonun arkasında Biden yönetimindeki ABD vardır.

Biden, 15 Temmuz’da FETÖ kılıklı askerleriyle başaramadığını siyasi askerleri marifetiyle, yani siyaset yoluyla ne pahasına olursa olsun başaracağını açıkça ilan etmiştir.

Erdoğan’ı alaşağı etme planı; Türkiye’nin içini karıştırmak, kurumlarını itibarsızlaştırmak (TSK ve MB örnekliğinde olduğu gibi) ve kaos oluşturmakla mümkün olabilir.

Bir başka deyişle fay hatlarını harekete geçirecek kaos ve çatışma senaryolarının devreye alınmasıyla mümkün olabilir.

Laiklik bu kadim fay hatlarından biridir.

Buna Montrö’yü de dâhil ettiler.

Bununla bağlantılı konuların “Atatürkçülük elden gidiyor, irtica yeniden hortluyor!” hezeyanlarıyla tekrar tedavüle sokulması asla tesadüfle izah edilemez.

O üst akılla bağlantılı amiral eskilerinin bildirisinde bu her iki başlığın yer almış olması, bu bildirinin akıl sahiplerinin ve karar odağının kim olduğunu ortaya koyuyor.

***

ABD dış politikada Türkiye’yi çevreliyor.

Rusya-Ukrayna krizi bilerek derinleştiriliyor. Rusya’nın içi sistematik bir oyun planına uygun olarak karıştırılıyor. Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirecek hamleler ustaca yapılıyor. Ne yazık ki Rusya süreci doğru okuyup Türkiye’nin kıymetini daha çok bileceğine oyuna gelip zaman zaman Türkiye’yi gücendirecek duruşlar sergileyebiliyor. Türkiye ise oyunu görüp bozmaya çalışan bir sağduyulu duruş sergiliyor.

Yunanistan ve Doğu Akdeniz üzerinden de Türkiye ABD tarafından kuşatılıyor.

Suriye’nin kuzeyinde PKK üzerinde her an başka oyun planları devreye alınabilir.

ABD, Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin ya koşulsuz kendisine biat etmesini istiyor ya da bir an önce dış ve iç kaos senaryolarıyla Erdoğan’ın iktidardan uzaklaştırılmasını diliyor.

O darbeci zihniyete mensup amiral eskilerinin de, CHP’nin başını çektiği zillet ittifakının da yapmaya çalıştığı şey işte tam da budur.

Onlar ABD derin devletinin veya üst aklın oyun planındaki figüranlarıdır sadece.

***

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın: O amiraller bugün muvazzaf olmuş olsalardı darbe girişiminde bulunmaktan kaçınmazlardı.

Bakmayın siz “FETÖ mağduru” rollerine büründüklerine.

Onlar aynı üst aklın elemanlarıdırlar.

Dikkat edilirse görülecektir ki hepsinin ortak amacı, Erdoğan’ı alaşağı etmektir.

***

Tam da bu kritik süreçte KKTC AYM’sinin verdiği karar sizce tesadüfi olabilir mi?

Aklımızla alay edilmesine izin veremeyiz.

Yunanistan’ın, arkasına aldığı ABD ve AB gücü sayesinde Türk kıta sahanlığında navtex ilan etme cüretinde bulunabildiği bir süreçte, KKTC’deki Türk askeri gücünü-varlığını “işgalci” olarak gören Türk gövdeli-Rum zihniyetliler neler yapmazlar ki!

Üst aklın Türkiye’de elemanları olur da KKTC’de olmaz mı?

Muvazzaf asker kılığındakiler darbe yaparlar da başka etkili ve yetkili kurumlardaki sivil kılıklı elemanlar kendilerine verilen görevi yapmazlar mı?

***

Lafın düzünü diyorum işte:

Türkiye’deki aparatların aynısından mebzul miktarda KKTC’de de varlar.

Bu elemanlar kendilerine verilen rolü oynuyorlar.

Amiral eskilerine bildiri rolü, KKTC AYM’sine de laiklik bahaneli “din düşmanlığı” rolü veriliyor.

Bir diğer ifadeyle, “laiklik elden gidiyor, irtica hortluyor!” figüranlığı...

Bir yandan KKTC’deki Türkiyeci hat yıkılmak isteniyor bir taraftan da Türkiye’nin içine yapılan hamleyle laiklik bahaneli o eski fay hattı üzerinden kaos ve çatışma ekilmek isteniyor.

Montrö de laiklik de bunun bahanesi.

Bu oyunu iyi görmek lazım.

Yeri gelmişken belirteyim:

Laiklik üzerinden “Kur’an ve din düşmanlığı” yapanlar bu laiklik anlayışının din düşmanlığı olduğu söylendiğinde de yavuz hırsız misali üste çıkmaya kalkışıyorlar utanmadan: “Bakınız laiklik din düşmanlığıdır diyorlar!”

Peki, bu yaptığınıza ne denir?

***

İşte yazının sonunda diyoruz açık açık:

Bu laiklik anlayışınızla siz düpedüz din düşmanlığı yapıyorsunuz.

Siyasi zihniyetinizle de Türkiye düşmanlığı yapıyorsunuz.

Dahası ve en fenası, Türkiye düşmanı küresel güç odaklarının Erdoğan’ı devirme senaryosunda figüranlık yapıyorsunuz.

#Kıbrıs
#Anayasa Mahkemesi
#Türkiye
#Ersin Tatar
#Kur’an kursları
#ABD
#FETÖ
#Biden
#Laiklik
#Atatürkçülük
#Montrö
#Rusya
#Ukrayna