Hep şunu derim: İlkesi olmayandan dost olmaz.Düşmanlığı mertçe olmayanın dostluğu da namertçe olur.Dost seçerken dikkatli olmak lazım.Yakın çevrenize alacağınız kişiler hakkında bin kat daha seçici olmanız lazım.Şayet birisi sana başkasından laf getiriyorsa bilesin ki senden de başkasına laf götürür.Başkasına ihanet eden sana da eder.Başkasının yanındayken onu yere göğe sığdıramayan ama onunla yolunu ayırdıktan sonra onu şeytanlaştıran kimse bilesin ki günü geldiğinde aynısını sana yapar.Sana dalkavukluk
Hep şunu derim: İlkesi olmayandan dost olmaz.
Düşmanlığı mertçe olmayanın dostluğu da namertçe olur.
Dost seçerken dikkatli olmak lazım.
Yakın çevrenize alacağınız kişiler hakkında bin kat daha seçici olmanız lazım.
Şayet birisi sana başkasından laf getiriyorsa bilesin ki senden de başkasına laf götürür.
Başkasına ihanet eden sana da eder.
Başkasının yanındayken onu yere göğe sığdıramayan ama onunla yolunu ayırdıktan sonra onu şeytanlaştıran kimse bilesin ki günü geldiğinde aynısını sana yapar.
Sana dalkavukluk eden senden gayrısına da eder.
Gücünden/iktidarından dolayı sana yaltaklananlara inanır ve güvenirsen bilesin ki gücünü/iktidarını kaybettiğin gün ilk sana ihanet edenler onlar olur.
Dost seçeceğin kişinin sadakatine bakacaksın evvela.
Başkasına sadık olmayan sana da olmaz.
Ölçü budur.
Diğer bir ölçü de şudur: Sadık kişi yaltaklanma gereği duymaz. Söylenmesi gerekeni söyler. Lakin asla ihanet etmez.
Yaltaklanma ile sadakat arasında bazen ince bir çizgi vardır. O çizgiyi gözden kaçıranlar sadakati isyan, yaltaklanmayı da sadakat olarak görme yanlışlığına düşebilirler. İşte o vakit kendi gelecekteki kuyularını kendi elleriyle kazmış olurlar.
Sadakat her koşulda kafa sallamak ve gerdan kırmak demek değildir. Sadakat, elif gibidir. Yaltaklanmak ise rüzgâra göre şekil almak gibidir. Bilesiniz ki sadece hoşunuza giden sözler söyleyenler ve her yaptığınıza kafa sallayanlar sadakatin semtinize uğramasına izin vermezler.
Dostluğu dalkavukça olanın düşmanlığı namertçe olur.
Düşmanlarına karşı mücadelede sana namertçe telkinlerde bulunanlar bilesin ki senden güçlüsünü bulduklarında aynı namertliğin bin katını sana yaparlar.
O yüzden düşmana karşı mertçe olmayanın dostluğuna güvenme ki yarın namertçe sırtından vurulmayasın.
İki şeyi salık veririm:
1- Kendin için ne istiyorsan başkası için de onu iste.
2- Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi bir başkasına yapma.
Sana söylendiğinde nefsine ağır gelen bir sözü başkasına zinhar söyleme.
Kendi nefsine duyduğun ihtiramı başkasının nefsi için de duy.
Başkalarının kutsalına sakın ola laf etme. Edersen laf işitirsin. Kendi davranışınla kendi kutsalını kem ağızlara sakız etmiş olursun.
Hürmet görmek istiyorsan hürmette kusur etmeyesin. Bilesin ki hürmet karşılıklıdır.
Kendini sakın başkasına göre konumlandırmayasın. Başkasının ne kadar ilkeli ne kadar demokrat olması seni ilgilendirmez. Kendini başkasına göre konumlandırırsan ilkenden saparsın ve asla başkalarına numune olamazsın.
Kendi yanlışlarını başkalarının yanlışlığını emsal göstererek savunma veya örtme yoluna gidersen ilkelerine ihanet eden birine dönüşürsün.
Sakın ola ki hiç bir konuda düşmanına benzemeyesin. Düşmanın namertliği seni de namertliğe dönüştürürse bilesin ki o düşmandan farksız hale gelirsin. Kim ki sana namert düşmanını alt etmek için onun gibi namertçe yöntemlere başvurman gerektiğini salık veriyorsa bilesin ki o senin dostun değildir. Sana zafer elde etmek için namertliği salık veren namertleri anında yanından uzaklaştırmazsan gün gelir onların telkini ilke gibi makbul, gayrısını önerenleri de muzır görürsün. Bilesin ki buna dönüştüğün gün düşmanına karşı elde edeceğiniz zafer, gerçekte seni sen olmaktan çıkartacaktır. Seni düşmanına dönüştüren zafer bilesin ki seni manen öldüren bir zaferdir.
Kirli zamanlardan geçiyoruz.
O birilerince yaltaklanmanın sadakat, sadakatin ihanet ve isyan addedildiği fitne günlerinden geçiyoruz.
Sadakati ölüm karşısında sınanmış insanların dahi suret-i haktan görünenlerce sadakatlerinin sorgulanıp itibarsızlaştırılmak istendiği kaypak zeminlerden geçiyoruz.
Biliyorum böylesi zamanlarda elif gibi olmak zordur.
Sadakatin mertliği, yaltaklanmanın namertliğine yenik düşerse işte o vakit ilkeler yerle yeksan olur.
Kazanma hırsını ilkelerinizin önüne geçirenler sizi ebedi bir yenilgiye mahkûm ederler bilesiniz.
Sizi başkalarından üstün kılan ilkelerinizi ve moral değerlerinizi, ne pahasına olursa olsun kazanma hırsına kurban ederseniz akıbetiniz hiç de hayr olmaz.
İşbu sözlerin muhatabı, münhasıran birileri değildir; hepimiziz. Kendini müstağni gören kibir ehli ile güç kimde ise ona yapışan dalkavuk taifesi için bu sözlerin kıymet-i harbiyesi yoktur, bilirim elbet.