A Haber ilk günden itibaren Adıyaman’dan yayın yaptı. Adıyaman’daki o devasa felakete ilk dikkat çeken televizyon kanalı A Haber oldu. Çünkü A Haber’in Adıyaman/Gergerli olan en başarılı muhabiri Mehmet Karataş depreme Gerger’deki köyünde yakalanmıştı.
Mehmet Karataş Demokrasi ve Birlik Derneği’mizin (DEMBİR-DER) kurucu üyelerinden biri. Derneğimizin 4 Şubat Cumartesi günü Adıyaman Üniversitesi’nde düzenlediği etkinlik için gelmişti. 5 Şubat Pazar günü hava muhalefeti dolayısıyla biz karayoluyla Ankara’ya dönme kararı aldık, o ise Gerger’e geçti. Dolayısıyla depremin Adıyaman’daki yıkıcılığına dair ilk bilgiyi derin bir yürek acısıyla oradan canlı bildiren ilk kişi oldu. A Haber’in Adıyaman’la ilgili yaptığı haberler olmamış olsaydı belki de Adıyaman çok daha geç fark edilecekti. O yüzden A Haber’e ve Adıyaman’ın Türkiye’deki bir değeri olan Mehmet Karataş’a Adıyamanlıların bence ayrı bir değer vermesi gerekir.
Bunları niçin mi anlatıyorum? Şunun için: Geçen günlerde Mehmet Karataş Adıyaman’dan bir yayın yaptı. O yayında Kâhta’yı anlatırken Kâhta’ya dair bir görsel paylaşıldı. Depremden nispeten az etkilenen Kâhta ilçemizde elektrik, su, barınma, yiyecek vb. ihtiyaçların artık karşılanabilir olduğunu ve bu yüzden hayatın giderek normale döndüğünü anlatırken, yanlışlıkla “Adıyaman’da hayat normale dönüyor” gibi bir alt yazının geçmesini fırsat bilen birileri A Haber’i ve Mehmet Karataş’ı adeta lince tabi tuttu. Oysa Mehmet Karataş’ın dedikleri Kâhta ile alakalıydı ve yapılan şey o deprem stresi anında bir alt yazı hatasından ibaretti. Canlı yayınlarda bu tür yazım hatalarının sık olduğunu herkes bilir. Sehven ve aceleden atılan bir başlık üzerinden Kâhta ilçesinin belediye başkanının hedef göstermesiyle bir linç kampanyası başladı. Hakaretin ve küfrün bini bir para. Tehditlerin de…
A Haber üzerinden vurulmak istenen yer belliydi. Pek tabii ki hükümet. O yüzden içeriğinde hiç bir yanlış ifadenin olmadığı ama o anki editoryal bir yazım hatasından kaynaklanan bir haber dolayısıyla çarpıtmaya dayalı bir siyasi hamle yapıldı.
Deprem felaketinin yaşandığı saatten itibaren günlerce meydanda görünmeyen belediye başkanının güya Kâhta’ya sahip çıktığını göstermek için, başka bir deyişle, kendi suçunu örtbas etmek için, kendi ilinin Türkiye’ye mal olmuş bir değerini ve ilk günden itibaren dikkatleri kendi ilinin ve ilçesinin üzerine çektiği için teşekkür ve takdirle anması gereken bir televizyon kanalını hedef tahtasına oturtması, depremden siyaseten nemalanmaktan öte bir anlam taşımıyor.
Keşke kendi ilçesi veya ili için yaptıklarıyla kendini gündeme taşısaydı da hepimiz takdir etseydik kendisini.
Görünen o ki, kendisine A Haber üzerinden böyle bir siyasi amaçlı salvo yapması halinde malum muhalif medyada yer bulabileceği aklını verenlerle yol yürümeyi siyaset zannediyor.
Günlerdir memleketim Adıyaman’dayım. Doğduğum büyüdüğüm Kâhta’da yatıp kalkıyorum. Keşke Kâhta için bir şey yapabildiğini görseydim de kendisini alkışlasaydım. Keşke deprem günlerinde hemşehrilerimizin yanına koştuğunu duysaydım da, onlarla ağladığı haberini işitseydim de, bu duyarlılığından dolayı kendisini ayakta alkışlasaydım. Keşke belediye başkanı olarak kendisi 50 adet konteyner veya çadır temin etseydi de o soğukta dışarıda yatıp kalkan hemşehrilerimizin derdine bir nebze de derman olduğunu görseydim de kendisini takdirle yâd edebilseydim.
Sen onca gün ortalıkta görünme, şahsın ve belediyen olarak hiç bir şey yapma, sonra kalk böyle bir çarpıtma üzerinden kendini gündemleştirmeye çalış.
Senin bu siyasetin bilesin ki seni daha çok aşağıya çeker.
Bir abi nasihati olarak aklında tut bu sözlerimi ve yol yakın iken seni soktukları o yanlış yoldan dön.
Herkes şunu bilsin:
Depremin acısını dindirmek yerine deprem üzerinden kendini siyaseten bir yere taşımak isteyenlerin siyaset anlayışları, en az deprem kadar yıkıcı ve üzücüdür. Son kertede de sahibine zarar verir.
Demokrasi ve Birlik Derneği (DEMBİR-DER) olarak kimseden aferin almak veya birilerinin gözüne girmek için bir şey yapıyor değiliz. Biz tanımına uygun bir sivil toplum hareketiyiz. Allah rızası dışında bir amaç gütmüyoruz. Tek derdimiz; ülkemiz ve milletimiz.
DEMBİR-DER ülkemiz ve milletimiz için gerekli olduğuna inandığımız o büyük misyonun sivil toplum katındaki temsilcilerinden biri. Dolayısıyla mahiyeti gereği bir yardım kuruluşu değil. Derneğimiz, yönetimindeki bir avuç inançlı ve yürekli insanın bağışlarıyla faaliyetlerine devam ediyor. Bir yardım derneği olmamamıza rağmen, üçüncü kişilerden bağış alan derneklerle hizmette yarışacak faaliyetlere imza attık. Şahsımın da, derneğimizin durduğu yer de bellidir. Lakin hiç kimsenin arka bahçesi değiliz. STK’ların ortak dava-amaç doğrultusunda birlikte hareket ettiklerinde bile kendi bağımsız iradelerini önemle ve özenle korumaları gerektiğine inananlardanız.
Tarifi imkânsız deprem felaketi karşısında sessiz ve seyirci kalmamız elbette mümkün olmazdı. O yüzden derneğimizle ASL inşaat firması kolları sıvadı. Derneğimizin öncülüğünde memleketim Adıyaman’da 700 kişilik modern bir çadır kent kuruldu. Ayrıca derneğimizin bizzat maddi olarak veya aracılık ederek yaptıklarına valilerimiz ve kaymakamlarımızın dışında milletimiz şahittir. Hep sahada olduk. Devletimizin ve milletimizin yanında yer aldık. Dernek yöneticisi arkadaşlarımız cansiparane çalıştılar ve dağ köylerimize varıncaya kadar depremzedelere türlü yardımlar ulaştırdılar. Hala alandayız ve gücümüz oranında derde derman olmaya çalışıyoruz.
Bütün bunları anlatmamın sebebi şu: CB Sözcüsü İbrahim Kalın’ın teşekkür ettiği STK’lar arasında DEMBİR-DER’in adını bulamayanlar arayıp sordular. Ne diyelim, ne diyebiliriz ki?
O listeyi belli ki masa başı bürokratlarından biri hazırlamış. İbrahim Kalın da önüne konan listeyi olduğu gibi yayınlamış.
Merak edip soranlara cevabımızdır: Ortada bir kasıt yok. İbrahim Kalın şimdiki görevinden öte öğrencilik döneminden tanıdığım değerli bir kardeşimizdir. Kendisine sunulan liste üzerinden teşekkür paylaşımı yapmasından daha güzel ne olabilir? Devlet adına takdir ve teşekkür, STK’lar için bir teşvik unsurudur sadece; bir paye değil.
Biz salt Allah rızası için milletimize yardım elimizi uzattık. O listede adımızın olup olması bizi çok ilgilendirmiyor. Niye olmadığı da hiç ilgilendirmiyor.
Bir aylık süre için düşündüğümüz o çadır kentimizi milletimiz ihtiyaç duyduğu sürece hizmete açık halde tutacağız DEMBİR-DER olarak inşallah. Maddi bedeli ne olursa olsun. Üstelik başka projeler ve eklentilerle daha huzurlu bir yaşam alanına dönüştüreceğimizi de bu vesileyle hatırlatmış olayım. Şimdilik odaklandığımız ve önemsediğimiz tek şey bu, vesselam.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.