Adını vermeyeceğim.Bir büyükşehrimizin belediye başkanı kendini gündemde tutmak için ağzına geleni söylemeyi siyaset zannediyor.Kendini hizmetleriyle kalıcılaştıracağına ha bire siyasi şov anlamına gelen söz ve davranışlarda bulunmayı marifet sanıyor.Gerektiğinde partisinin genel başkanına aba altından sopa gösteriyor.Kendinde olağanüstü bir güç vehmediyor.Daha kaç yılını doldurmadan güç zehirlenmesi yaşayan mahut başkan, arkasına aldığı siyasi rüzgârın kendisini savuracağı yeri göremeyecek kadar
Adını vermeyeceğim.
Bir büyükşehrimizin belediye başkanı kendini gündemde tutmak için ağzına geleni söylemeyi siyaset zannediyor.
Kendini hizmetleriyle kalıcılaştıracağına ha bire siyasi şov anlamına gelen söz ve davranışlarda bulunmayı marifet sanıyor.
Gerektiğinde partisinin genel başkanına aba altından sopa gösteriyor.
Kendinde olağanüstü bir güç vehmediyor.
Daha kaç yılını doldurmadan güç zehirlenmesi yaşayan mahut başkan, arkasına aldığı siyasi rüzgârın kendisini savuracağı yeri göremeyecek kadar kör.
Siyasi körlük, kibrin yol açtığı bir sonuçtur.
Güç sahibi olduğunuzda çevrenizdekiler sizi olduğunuzdan daha büyük gösterirler.
Onlara inandığınız gün bitmeye doğru yelken açarsınız.
Her gün duyduğunuz pohpohlamalar sizi bir süre sonra narsisizm bataklığına sürükler.
Farkına bile varmazsınız bu değişimin.
Sizin üzerinizden kendilerine iktidar alanı açmak isteyenlerin aklıyla hareket ettiğinizde ne oldum delisine dönüşürsünüz.
Bütün başarıyı kendinizden bilirsiniz.
Kendiniz olmazsanız, hezimetin kaçınılmaz olduğuna inanırsınız.
Sizi uyaranları da düşman sayarsınız.
Diyeceğim o ki narsisizme kaçan kibir siyasi erk sahiplerini zamanla tüketen bir virüs gibidir.
O virüse yakalandığınızda artık tedavisi olmayan bir yola girmiş olursunuz.
Bir belediye başkanı kendi kendini övmeye başlamışsa veya sadece övüldüğünde derin bir haz duyuyorsa o virüse çoktan yakalanmış demektir.
Sadece kendini övenleri yani mutabasbısları dost, kendisini uyarıp eleştirenleri hasım gibi gören tüm siyasetçiler ne yazık ki güç zehirlenmesine yakalanmışlardır.
Tedavisi yok mudur bu illetin?
Vardır elbet.
Yeter ki insan olduklarını, yani ölümlü olduklarını unutmasınlar.
Günün birinde o bilemediğimiz an gelip çattığında yerin altına gireceklerini, yani toprak olacaklarını her dem hatırlayarak konuşup davransınlar.
Bütün bunları neden mi yazdım?
O büyükşehir belediye başkanımızın yabancı bir dergiye verdiği “Erdoğan tekrar seçilirse beni görevden alabilir “ demecini okuduğumda nedense bütün bunlar aklıma geldi.
Dünyanın merkezine kendinizi oturtursanız her şeyi kendi üzerinizden okursunuz.
Durumdan ha bire vazife çıkartmaya devam edersiniz.
Kendinizi her daim konuşulur kılmak için her şeyi söylemeyi ve yapmayı siyaset sanırsınız.
Çevrenizdekilerin imaj, algı ve reklam bahsinde dediklerine uyduğunuzda kendiniz olmaktan da çıkarsınız.
Yol yakınken dönmek lazım desem biliyorum faydasız bir laf etmiş olurum.
İnsan düşmeyince anlamaz bir mahlûktur da onun için.