Evvela şunu belirteyim: Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa çok iyi bir lider. Hem başarılı bir askeri komutan hem de temsil yeteneği olan bir siyasi lider.
Konuşmalarını dinlerken anladım ki Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin oluşturduğu bir siyasal akıl devrede. Abdurrahman Mustafa bu siyasi aklın seçkin bir temsilcisi.
Hitabeti düzgün. Temsil kabiliyeti yüksek. Suriye için öngördüğü çözüm gerçekçi ve kalıcı. Öfkesine ve hırsına yenik düşmeden sergilediği liderlik Suriye’nin geleceği için büyük bir şans.
Askeri harekâtın Abdurrahman Mustafa’nın temsil ettiği siyasi aklın komutası altında sürdürülmesi çok önemli.
Siyasi akıldan yoksun askeri başarıların yarardan çok zarar getirdiği bilinen bir husus.
HTŞ gibi örgütlerin siyasi aklıyla Suriye’de varılacak bir zafer yoktur.
O yüzden temennim o ki Abdurrahman Mustafa’nın yani Suriye Geçici Hükümeti’nin siyasi aklının sahadaki askeri güçlerin tartışmasız kabul etmesidir.
Bu gerçekleşirse sahadaki askeri kazanımın siyasi zaferle taçlandırılması uzun sürmez.
Askeri fethin kibriyle yanlış siyasalar izlenirse çok kısa bir süre sonra sahadaki dengeler tekrar değişebilir.
O yüzden siyasi liderlik çok önemli.
Askeri muhalif güçlerin bir tek siyasi komuta olması, siyasi zafer için nirengi öneme sahip.
Abdurrahman Mustafa’nın siyasi liderliğinde karar kılınması, inanıyorum ki siyasi çözümün kapısını ardına kadar açacaktır.
Bu fırsat kaçırılmamalıdır.
Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin süreçteki siyasi rolü ve inisiyatifine güvenilirse yeni Suriye’nin inşa süreci kısa bir süre içinde başlar.
Abdurrahman Mustafa’nın temsil ettiği Geçici Hükümet’in siyasi liderliğini herkes kabul etmeli, sahadaki hizipler Suriye Milli Ordusu’nun bir bileşeni olarak rol üstlenmeliler.
Başına buyruk askeri operasyonlar ve siyasi iktidar kavgaları başlarsa Esed’in yeniden kendini iktidar sahibi kılmasına imkân sağlanmış olur.
***
Abdurrahman Mustafa’nın “askeri çözüm” yerine “siyasi çözüm” önerisinde bulunması önemlidir.
Suriye’nin ne kurumsal yapısının çökmesini ne de daha fazla kan akıtılmasını istemediklerini açıklayan Mustafa’nın “Suriye’nin geleceği” için önerdiği siyasi çözüm şu:
-Astana sürecinin işlevsel bir biçimde işletilmesi. Bu çerçevede gerilimi ve çatışmayı derinleştirecek askeri hareketlilikten vazgeçilmesi.
-Herkesi kapsayan demokratik bir anayasanın acilen devreye alınması.
-Demokratik bir sisteme geçilmesi.
-BM denetiminde serbest demokratik seçimlerin yapılması.
-Sandıktan çıkan iradenin Suriye’yi yönetmesi.
Suriye halkının bir bütün olarak kendi geleceğini kendisinin tayin etmesini amaçlayan bu “siyasi çözüm” önerisi yeni bir Suriye’nin inşasını mümkün kılacak ve her türlü şiddet eylemlerini de sonlandıracaktır.
Tabii ki bunun için gerekli olan husus, bir geçiş hükümetinin kurulmasıdır.
Buradaki kritik soru şu:
Bu geçiş sürecine kim önderlik edecek? Beşşar Esed mi yoksa başka biri mi?
Abdurrahman Mustafa’nın temsil ettiği halkının yıllardır kanını döken bir diktatöre bu geçiş sürecinde de sonrasında da yer olmaması gerektiğine dair fikri anlaşılabilir ve hak verilebilir bir fikirdir. Mustafa’nın konumu zaten başka türlü bir mülahazayı da mümkün kılmaz.
Şahsen Mustafa gibi düşünmekle beraber şayet Astana Süreci’nin aktörlerinin garantörlüğü temelinde Esed'li belirlenmiş kısa vadeli bir geçiş süreci için mutabakat sağlanırsa, Türkiye’nin onay verdiği bir formüle itiraz edilmeyeceğini varsayıyorum. Çünkü Türkiye Suriye halkının haklarını ve geleceğini zayi edecek hiçbir formülün ne içinde olur ne de destekçisi olur. Suriye muhalefetinin marjinal bazı gruplar hariç bir bütün olarak bu bahiste Erdoğan liderliğine güven duyacağını söylemek mümkün.
Bu kritik sorunun siyaset ve diplomasi yoluyla çözülmesi pekâlâ mümkün.
Bunun için Halep vb yerlerden eskisine benzer bir çekilme önerisinin artık zinhar kabul edilemez olduğunun unutulmaması gerek. Zaten bu teklifte ısrar, askeri çözümde ısrar anlamına gelir. Gelinen noktada herkes kendi mevzisinde elini tetikten uzak tutarak bekler. Başlayacak siyasi çözüm sürecinin sonuçları için anlamlı çaba sarf eder.
***
Esed’in hâlâ “askeri çözüm”de ısrar eden kibir ve körlüğü, kendisiyle birlikte temsil ettiği topluluğa da temelli kaybettiren bir sürece dönüşür.
İnanç toplulukları arasına düşmanlık tohumlarının kökleşmesi, Suriye’yi bir bütün olarak tutma iradesini paramparça eder.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.