Yeni Şafak

Liderler sultası mı, liderlerin esareti mi?

22:006/12/1999, Pazartesi
G: 10/09/2019, Salı
Mehmet Barlas

Daha önce duyulan bir cümleyi, kendi düşüncesiymiş gibi tekrarlayıp, sonunda bunu "kesin çözüm" biçiminde sunmak, insanların büyük çoğunluğu için, zeka göstergesidir..Mesela, rastgele birine, "Türkiye''nin demokrasisi nasıl kurtulur" diye sorun.. Yüzde 90 oranında, aynı cevabı alırsınız..-Siyasi partiler yasası değişmeli, liderler sultası sona ermeli!..Gelin bir de gerçeğe bakalım..Kendi özgün düşüncemizi oluşturmaya çalışalım.Siyasi partilerin de, parti liderlerinin de varlık sebebi "temsil"dir.

Daha önce duyulan bir cümleyi, kendi düşüncesiymiş gibi tekrarlayıp, sonunda bunu "kesin çözüm" biçiminde sunmak, insanların büyük çoğunluğu için, zeka göstergesidir..

Mesela, rastgele birine, "Türkiye''nin demokrasisi nasıl kurtulur" diye sorun.. Yüzde 90 oranında, aynı cevabı alırsınız..

-Siyasi partiler yasası değişmeli, liderler sultası sona ermeli!..

Gelin bir de gerçeğe bakalım..

Kendi özgün düşüncemizi oluşturmaya çalışalım.

Siyasi partilerin de, parti liderlerinin de varlık sebebi "temsil"dir. Partiler, toplumdaki belirli bir kesimin çıkarlarını ve düşüncelerini temsil ederek, demokratik katılım sürecinde yer alır.

Ama bir partinin yasal açıdan var olabilmesi için, "temsil gücü" yetmez..

Bir de "meşruiyet" meselesi vardır.

Bazan bir parti, gerçekten geniş kitleleri veya hatırı sayılır bir sayısal güce sahip seçmen kitlelerini temsil edebilir.. Ne var ki, "kurulu düzen" bu partiyi, yasa dışı sayar.. O partinin sayısal gücü, meşruiyet olmadığı için havada kalır..

O zaman, o parti ve lideri için, "meşruiyet kazanmak", seçim kazanmaktan da, partinin ideolojisi doğrultusunda politika ve icraat üretmekten de önemli hale gelir..

Sonuçta ortaya, seçmen tabanının sesine kulağını tıkamış, kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışan, "temsil meselesi"ni rafa kaldırmış partiler çıkar..

Bu durumda, düzenin zorladığı herşey kabullenip, bunun karşısında iktidara bile ortak olabilen partiler ve liderler için, siyasetin tek anlamı kalır. O da, siyasetin yarattığı rantın paylaşımı katılmak ve bunu yandaşlara paylaştırmaktır.. Bazıları için bu paylaşım "kadrolaşmak"tır, bazıları için kamu ihaleleridir, bazıları için de, kredidir, iştir, paradır..

Şu son yılların iktidar ortağı partilerine bir bakın..

Özal''ın liberal ve muhafazakar ANAP''ı nasıl oldu da "28 Şubat"ın "devletçi" ve "militarist" partisi konumuna girdi?

Bu kabullenme karşılığında, ANAP''ın elde ettiği şeyler ise, sadece parasal kazançlarla ifade edilmiyor mu?

28 Şubatçılar "durumdan vazife" çıkardı.. Mesut Yılmaz''ın ANAP''ının üst ve alt kesim yandaşları ise, durumdan ihale, kâr ve hatta ihaleye fesat karıştırmak çıkardı..

Daha önce de, Erbakan''ın "Adil Düzen"ci Refah Partisi, iktidara ortak olmanın karşılığında, serbest pazar ekonomisini, Avrupa Birliği üyeliğini ve Amerika''nın patronajını böyle kabul etmemişler miydi? Bunun karşılığı ise, herhalde, Refah''lı kadroların devlette iş bulması ve merkezdeki paylaşıma ortak olunmasıydı..

Şimdiki MHP''ye bakın..

Artık MHP''liler "Çırpınırdı Karadeniz"i söylemiyor.. Çünkü Karadeniz süt-liman şimdi.. Gerekirse koalisyon ortaklarının şaibeli icraatı örtülebilir, APO''nun cezası konusunda güvercin olunabilir..

Çünkü "radikal-milliyetçi temsil" meselesi feda edilerek, "meşruiyet" kazanıldı.. Bunun bedeli olarak da, herhalde, "kadrolaşmak" veya "ihaleleşmek" konuları çözümlenebilir..

Özetle mesele, "liderler sultası" falan değil..

Kurulu düzen, "tek parti-tek ideoloji" istediği için, Türk demokrasisinde "temsil" öğesi devre dışı kalıyor..

Bu çaresizliğin bedelini de, liderler, kadrolarına çıkar dağıtarak karşılıyor.. Siyaset yozlaşıyor.. Demokrasi, bir rant paylaşımını aracı oluyor..

Liderler, bir yanda kurulu düzenin, bir yanda da, "madem siyaset yapamıyorsun... O zaman bizi doyur" diyen kadrolarının esiri..

Nerede sulta kurmak?!.

Önlerinde Menderes''in idam sehpasındaki fotoğrafı ve Erbakan''ın yasaklılık kararı var. Demokrasi tarihimiz, kapatılmış partiler ve her dediğini yutmak zorunda kalan liderlerin öyküleriyle dolu değil mi?.

ŞAKA
Ama ne yeminmiş!..

Derin medyanın işi zor..

Daha dün, yemin edip, gazeteciliğin meslek ilkelerini açıkladılar..

-Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında teşhir edilemez, diye ant içtiler.

Şimdi her gün, Başsavcı Vural Savaş''ın kızının mini-eteğini ve özel yaşamını tefrika ediyorlar..

Hani bir halk deyişi vardır..

"Tavuk gerisi yemin tutmaz" diye..

İşte öyle bir şey!..

KISSADAN HİSSE
Deniz Baykal''ın dramı!..

Siz siz olun.. Eğer bir siyasi partinin liderliğini ele geçirmişseniz veya bir koltuğa, şu ya da bu şekilde oturmuşsanız, düzeni değiştirmeye kalkmayın..

"Deniz Baykal''ın dramı"nı unuttunuz mu?

Baykal, ne zaman ki, şaibeli bir iktidarın yolsuzlukları video bantlarıyla kanıtlanıp, açığa çıkınca "yeter artık" dedi..

Ne zaman ki, "28 Şubat"ın atanmış Yılmaz-Ecevit hükümetine verilen CHP desteğini çekti..

İşte o zaman, Deniz Baykal''ın siyasi sonu geldi, CHP de seçimde barajı geçemedi..

Hani ön-seçim yapan partiler, daha güçlü olurdu.. CHP adayları ön-seçimle belirlenmedi mi yani?

Hani liderler sultası partileri zayıflatıyordu? Peki ama CHP''den daha çok kurultay toplayıp, lider değiştiren parti mi var?

Demek istediğimiz şu..

Siz siz olun, yolsuzluğun, şaibenin üzerine gitmeyin..

"Şeffaf toplum", "ahlaklı politika" falan derseniz, istikrarı bozarsınız. Sizi yok ederler..

İyisi mi, "şaibe var" diyeceğinize ortak olun bu şaibeye.. Hem ayakta kalır, hem de yükselirsiniz.. 7 Aralık 1999 Salı

Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.