Kara propagandanın birinci hedefi, gerçekleri örtmektir.
Geçen hafta bu nefret ortamı çok tehlikeli bir biçimde oluştu/oluşturuldu.
Kime karşı.
İçimizdeki en korunaksız, en zayıf, en mecalsiz, en acılı topluluğa karşı.
Suriyelilerin zayıflığı, kara propagandaya karşı cevap veremeyecek halleri, bu pervasızlığı tetikledi.
Polonya halkının zayıflığı, onu bu kadar pervasızlaştırmıştı.
İsterseniz şöyle 5 dakikalığına bir duralım şöyle bir soru soralım kendi kendimize.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Sakarya’da yaşlı gözlerle cenaze namazı kıldırırken sorduğu soruyu.
Sadece eşimden dinlediğim birkaç hikaye meselenin bir özetini veriyordu.
-Ankara’da Suriyelilerin açtığı bir fırın, saldırıya uğradığı için kapatılmıştı.
-Hedef olur korkusuyla hafta sonu yapılması planlanan bir düğün iptal edilmişti.
-Aynı binada oturduğumuz bir Suriyelinin eşi, markette bir kadının sözlü tacizine uğramıştı.
Suriyeliler mutlaka ülkelerine gönderilmeliydi.
En fazla, hepsi mülteci kamplarına tıkılmalı, dışarı çıkmalarına izin verilmemeliydi.
İsim vermediğiniz zaman bu kirli kampanyayı alevlendirenler üzerine alınmıyor.
Ben size Sinan Ogan diyeyim mesela.
Sığınmacılar üzerinden yürütülen kara propagandanın toplumda karşılık bulduğu bir gerçek.
Can havliyle savaştan kaçan 3 milyon insanın yaşadığı bir yerde sorunsuz bir hayatı kimse vadedemez.
Sorunumuz, bu sorunları çarpıtarak, hedef gözeterek, bütün sorunları savunmasız insanların üzerine boca etmekten ibaret.
Yazının kalan bölümünü bu ırkçılık rüzgarına kendini kaptıran, büyük bölümü yalanlardan oluşan tezviratların etkisinde kalan, ama gerçeği öğrenmek için zihni melekelerini açık tutanlara ayıracağım.
Geçen hafta İçişleri Bakanlığı yazılı bir açıklama yaptı.
Doğru zamanda doğru verilerin paylaşıldığı bir açıklama oldu bu.
Önce şu cümlenin altını çizelim:
Bu ne demek oluyor?
Suriyelilerin işlediği suç oranları oransal olarak TC vatandaşlarının işlediklerinin çok çok altında.
Gördüğü her Suriyeliyi dilenci zannedenler için, yine İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına başvuralım.
Açıklama da şöyle bir bilgi paylaşılıyor:
Her birine dilenci yaftası yapıştırılan Suriyelilerin mesela Gaziantep’te neler yaptığına bir bakalım isterseniz.
400 bin Suriyelinin yaşadığı bu kentte, Suriyelilerin kurduğu 900 şirket, Ticaret Odası’na kayıt yaptırmış.
40 Suriyeli sanayici de Sanayi Odasına.
Biraz da onların katkısıyla Gaziantep’in iller arasındaki ihracat sıralaması 6’dan 5’e yükseldi.
Şimdi oturup sakince biraz da bunlar üzerinde düşünelim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.