Bosna su zengini bir ülke.
Her taraftan şırıl şırıl sular akıyor.
Bu böyle olmasına rağmen, 2 yıl önce yaz aylarında Saraybosna’da şebeke suları bir anda akmamaya başlamış.
Dağlardan, taşlardan akan suları evlere getirmek için bir sistem gerekiyor sonuçta.
Musluklardan ıslık sesleri gelmeye başlayınca, Bosnalılar, akıllarına gelen ilk ülkeye, Türkiye’ye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine başvurmuşlar.
İstanbul belediyesi de gelip, pompa sistemi kurarak şebeke sorununu çözmüş.
Kendisine müzahir çevrelerde, diyelim ki Saraybosna’nın tekrar bir su sorunu yaşaması halinde, yardım eli uzatılması fikrine nasıl bakılır acaba?
Ekrem beyin önünde daha uzun bir süre var.
Böyle konularda nasıl bir yerde durduğunu da zaman içerisinde öğrenebiliriz.
Saraybosna’ya Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gezisini takip etmek üzere geldik.
Geçen hafta, yabancısı olduğumuz bir coğrafyada, Japonya/Çin gezisinde 6 gün boyunca yabancılık çektikten sonra, onun üstüne gelen Saraybosna daveti ilaç gibi geldi.
Saraybosna’ya bir tepeden baktığınızda, üç ayrı dönemin üç ayrı şehrini ayrı ayrı görebilirsiniz.
Osmanlıdan kalma, ‘gökyüzü dostu’ dingin mekanların olduğu birinci bölge,
20’inci yüzyılın başlarından kalan Avusturya-Macaristan dönemine ait yapılar ve şehrin en ötesinde Yugoslavya yönetiminden kalan, yüksek katlı binalar.
Bir şehri tanımak, ya da yaşamak için bol bol yürümeniz gerekir.
Türkiye’den gelen birisi için en ideal yürüyüş güzergahı, bulunduğunuz yer neresi olursa olsun, Başçarşı istikametine doğru ilerlemek olmalı.
Ben de öyle yaptım.
Hala açık tutulan pazar yerinden geçerken, savaş zamanında burada işlenen katliamın görüntülerini gözümün önünden geçirdim.
Önünden geçerken, bir önceki gelişimde gezdiğim soykırım müzesinin dehşetini hatırladım.
Başçarşıya gelince, insanlardan ürkmemeye alışmış güvercinleri kollayarak ilerledim, avucumu tutup meydanın sembolü olan sebilden su içtim.
Ekonomik anlamda bir önceki gelişime göre durumun daha kötü olduğunu fark ettim.
Avrupa’ya, özellikle de Almanya’ya yoğun göçler yaşanıyormuş.
Özellikle gençler...
Genç işsizliğin dünyada en fazla olduğu ülkeler arasında yer alıyor Bosna Hersek.
Geçenlerde bir işsizlik raporu açıklanmış.
Bu rapora göre işsizlik oranları bu defa düşük çıkmış.
Bu durum yarı esprili bir şekilde şöyle dillendiriliyor:
Siyasi alanda yaşanan istikrarsızlık da işin cabası.
Türk heyeti tarafından bize ulaştırılan bilgi notunda şöyle şeyler yazıyor:
Yeni bir savaş olur mu?
Allah korusun.
Balkanlara özgü etnik gerilimlerin dindiğini söylemek mümkün değil.
Rusya Sırpları kışkırtıyor, Amerika Arnavutları kolluyor.
Bu durum özellikle Kosova’yı barut fıçısı haline getirmiş durumda.
Boşnaklar ise, arada bir yerde kendi güvenliklerini garantide tutmanın çabası içindeler.
Güncel tartışmalar arasında en fazla gerilim üreten bir tanesi var ki, Bosna’nın geleceği adına kaygı taşıyan herkesi yakından ilgilendiriyor.
Bosna’nın Sırp Cumhuriyeti tarafında yedek polis birlikleri kurulması düşünülüyormuş.
Haliyle bu durum Boşnaklar arasında bir tehdit olarak algılanıyor. Sırpların bu girişimine karşılık olarak yeni polis alımları söz konusu imiş.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.