Bir süredir, sabahları evden işe giderken, akşamları işten eve dönerken Eskişehir Yolu’ndan Anadolu Bulvarı’na dönüş sapağına geldiğimizde, karşıdaki iki gökdelenin inşaatı gözüme çarpıyordu.
Son birkaç gündür ise, bu gökdelen inşaatları gözlerimin rastgele hareketlerine keskin bir fren yaptırmaya başladı.
Nedeni belli:
Bu inşaat, birkaç gün önce kanalizasyon şebekesi gibi patlayan bir skandalın odak noktası haline gelmiş durumda.
İddiaların ve verilen yanıtların bugünkü haline baktığımızda suçlayan da, suçlanan da töhmet altında kalmaktan kurtulmuş değil.
Şöyle ki;
İddiaya göre bu gökdelenlerin, emsali yükseltilerek değeri birkaç kat, belki de daha fazla artırılan, bu sayede de müteahhide haksız kazanç sağlayan ama aynı zamanda ortamı yolsuzluk yapmaya elverişli hale getiren bir hikâyesi var.
İşin bu yönüyle ayrıca değerlendirilmesinde, bu tür emsal artışlarıyla oluşan rantın kısmen ya da hakkaniyet ölçüsünde kamuya aktarılması gibi bir ihtiyaç olduğu ortada.
Daha önce başka örneklerle karşımıza çıktığı gibi, örneğin İSKİ skandalında olduğu gibi, iki CHP’linin kavgasıyla patlak veren bu tür skandalların birinci perdesinde işin bu kısmıyla ilgili sorular karşımıza çıkıyor.
İşin belediye ayağına gelince…
Bahis konusu inşaat mühürlendikten sonra onun üzerine birkaç gündür ortalığa saçılan rüşvet iddiaları gündeme gelmemiş olsaydı, bu söylemin bir karşılığı olurdu tabii.
O sorulara geleceğiz ama önce Sinan Aygün’ün iddiasına yansıyan, iki CHP’li meclis üyesi ile arasında geçen diyaloğa bakalım:
Aygün’ün iddiası böyle.
Konunun diğer muhatapları da bu diyaloğu doğruladılar ama bu parayı okul parası için istediklerini iddia ettiler.
Mansur Yavaş da işin bu kısmını doğrulayan beyanatlar verdi.
Hafta sonu, daha önce iki kere iletişim kurduğum cep telefonunu arayıp Mansur Yavaş’a bazı sorular yöneltmek istedim.
Ancak telefonu kapalı olduğu için ulaşamadım.
Ulaşabilseydim, kendisine şu soruları soracaktım:
Mesele şu haliyle, imar baronlarına geçit vermeyen bir belediye başkanından çok, akçeli işleri paylaşım aracı haline dönüştüren bir profili karşımıza çıkartıyor.
İşi, Yavaş’ın avukatlık yaptığı dönemden kalma benzeri alışkanlıklarıyla yan yana getirdiğinizde ise, kafalardaki soru işaretleri küçülmek yerine büyüyor.
Sinan Aygün, inşaatı mühürlenmeden önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile de görüştüğünü açıkladı.
Kılıçdaroğlu’nun konuyla ilgili henüz bir açıklaması yok.
Ancak, şu anki verilere baktığımızda, örneği başka vakalarda da görüleceği şekilde, CHP liderinin ilkeler koyarak meseleyi yönetmek yerine durumu idare eden bir tarzda hareket ettiği anlaşılıyor.
Şu yukarıdaki 4 soruya net bir yanıt alınabilirse, öyle bir durum CHP sözcüsünün kefaletini teyit edebilir.
Ama şu haliyle, bir aklanma halinden söz etmek mümkün değil.
Hikâyenin büyük bölümünde ise, son hadisede gördüğümüz gibi, birçok zaman enteresan bir şekilde kendi aralarındaki anlaşmazlıklar yüzünden patlak veren skandallar, paylaşım kavgaları var.
Daha 9 ay dolmadan böyle şeylerin ortaya çıkması, başka bir partiden selefleri için israf, yolsuzluk gibi ithamlar kullanarak işbaşına gelenlerin, hem inandırıcılık sorunu yaşadıklarını, hem de kullandıkları bu silahlarla yeni, ciddi bir sınav vermekte olduklarını gösteriyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.