Dün sabah kaptan pilotumuz Atilla İşeri’yle birlikte Ankara’dan Eskişehir’e doğru yola çıktık.
Sivrihisar ilçesine gelmeden hemen önce navigasyonun yönlendirmesiyle köy yollarına saptık.
Hedefimizde, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kabine toplantısı sonrası müjdesini verdiği Nadir Toprak Elementlerin çıkarılacağı maden bölgesi var.
Dünyanın keşfedilen en geniş rezervli ‘Nadir Toprak Elementlerinin bulunduğu menzilimize ulaştığımızda, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’le bir araya geldik.
Türkiye madencilik alanında sessiz bir devrimin içinden koşar adım ilerliyor.
Ama arkadan öyle haberler geliyor ki, Türkiye’nin istikrar içerisinde yoluna devam etmesi halinde, 5,10 sene sonra bu rakamların çok çok ötesine geçilmesi mümkün hale gelebilecek.
Nadir toprak elementleri denilen şeyin ne olduğuna, nasıl bir stratejik değere sahip olduğuna dair Bakan Dönmez’in sözleri üzerinden bir özet geçelim.
Bakan dönmez, konuşmasının satır aralarında toryum için özel bir başlık açıp şunları ekliyor:
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Serkan Keleşer, çantalardan çıkardığı ürünleri bize göstererek Bakan Dönmez’in tabiriyle ‘Burhan Pazarlama’ yöntemiyle madencilik alanında yapılan işleri coşkulu bir dille anlattı.
“Bizim çeyiz sandıklarımız” dediği çantalardan çıkardığı ürünlerin hangi aşamalardan geçerek nasıl üretildiğine, bu ürünlerin hangi safhalardan geçtikten sonra ne kadar değer kazandığına kadar pek çok şey anlattı.
Yukarıda Bakan Dönmez’in sözlerine de yansıdığı gibi ve adı üstünde olduğu gibi Nadir Bulunan Elementler, madencilik sektörünün en stratejik ürünleri arasında yer alıyor.
Ben de o sırada sunum yapılırken öğrendim. Bu madenlerin yüzde 80’den fazlası Çin’de üretiliyormuş. Çin’in elindeki bu imkanı ‘silah’ olarak kullandığına dair örnekle de anlatıldı.
Bir keresinde Çin makamları bu türden ürünlerin ABD’ye ihracatının durdurulabileceğini söyleyince, Trump, başkan olduğu dönemde Çin’i resmen tehdit etmiş. Japonya için de benzer bir yöntemi denemiş Çinliler.
Sonuç:Japonlar, bu madene erişimleri tehlikeye girince, hemen ‘pes’ demişler.
Neodyum diye bu sınıfa giren bir element var.
Mıknatısla ilgili yapılan çalışmaların tümünde bu element kullanılıyor. Cümleyi şöyle çevirince daha çarpıcı hale gelecek:
Neodyum olmadığı taktirde mıknatısla ilgili çalışmaların hiçbiri yapılamayacak hale geliyor. F-35 savaş uçaklarında bile bu element türleri kullanılıyor dersek, bu ürünlerin ne kadar stratejik bir değer sahip olduğu daha iyi anlaşılabilir.
Erdoğan’ın müjdesini verdiği, Enerji Bakanı Dönmez’in bize yerinde gösterdiği Nadir Bulunan Elementler sahası, Çin’deki en büyük sahaya yakın bir büyüklükte. Çin’deki sahadan 800 milyon ton kapasite varmış, bizim burada ise, 694 milyon ton.
Ama asıl iş, yine Bakan Dönmez’in işaret ettiği gibi cevherden nihai ürüne kadar giden zincirde teknoloji ve üretim kapasitesine sahip olmak.
Eti Maden Genel Müdürü Keleşer heyecanlı ve iddialı.
Bor madeninde benzer bir süreç içinden geçilerek kaydedilen mesafeleri Nadir Bulunan Elementler için örnek olarak gösteriyor.
Cevherden nihai ürüne kadar giden zincire hakim olma kapasitesine ulaşıldığını anlatırken, “Borda bu değer zincirini tamamladık” şeklinde konuşuyor.
Zaten, bor madeninde Türkiye yıllık bir milyar doların üzerinde bir ihracat yapmaya başlamış durumda.
Bakan Dönmez şöyle diyor:
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.