Kemal Bey bitti demeden bitmez

04:0016/08/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Acet

Anamuhalefet partisinin genel başkanı ile ilgili iki aydır ortalıkta birtakım iddialar dolaşıyor ama aradan bu kadar vakit geçmiş olmasına rağmen mevzu henüz vuzuha kavuşmuş değil.Etrafından dolanılarak verilen beyanatlara bakarak meselenin kapatıldığını ya da kapatılmak istendiğini anlayabiliyorsunuz.Ama bütün bunlar,‘o deli soruların’buhar olup uçmasını sağlamıyor.CHP adına son günlerde yapılan açıklamaların hepsini dikkatli bir biçimde inceledim.Enis Berberoğlu kendisini ilgilendiren kısmıyla

Anamuhalefet partisinin genel başkanı ile ilgili iki aydır ortalıkta birtakım iddialar dolaşıyor ama aradan bu kadar vakit geçmiş olmasına rağmen mevzu henüz vuzuha kavuşmuş değil.

Etrafından dolanılarak verilen beyanatlara bakarak meselenin kapatıldığını ya da kapatılmak istendiğini anlayabiliyorsunuz.

Ama bütün bunlar,
‘o deli soruların’
buhar olup uçmasını sağlamıyor.

CHP adına son günlerde yapılan açıklamaların hepsini dikkatli bir biçimde inceledim.

Enis Berberoğlu kendisini ilgilendiren kısmıyla ilgili cezaevinden bir açıklama gönderdi,
“Hiçbir halde benden suçlu, iftiracı ve ortada bir suç olmadığı için itirafçı çıkmaz”
dedi.

Bu sözleriyle kendisinden bir itirafçı çıkmayacağını öğrenmiş olduk.

Yalnız bir dakika…

Açıklamayı baştan sonra okuyunca, önünde ya da arkasında etrafından dolaşılıyor dediğim asıl iddialarla ilgili herhangi bir
“değinmenin”
söz konusu olmadığını farkediyorsunuz.

Son birkaç gün içerisinde aynı konu ile ilgili CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan da açıklamalarda bulundu.

Haberleri dikkatlice okudum.

Cumhurbaşkanı'nı iftiracı olmakla, kumpasçı olmakla suçlamışlar.

Özgür Özel hızını alamayıp Ak Parti için tazminat davasına konusu olabilecek bir laf kullanıp
“Leş parti haline gelmiştir”
demiş.

Ama dediğim asıl o deli sorular konusunda izah edici, aydınlatıcı tek laf yok.

SORULAR… DELİ SORULAR…

Sözcüler konuşuyor, Kemal Bey susuyor.

Enis Berberoğlu kendisi ile ilgili iddialara cevap veriyor, Genel Başkan susuyor.

Aradan iki ay geçmiş,
“Bu işin aslı var mı?”
diye merak içinde bekleşen zihinleri rahatlatacak tek kelime yok.

Ya ne var?

Kumpas, iftira gibi sözcüklerle etrafı örümcek ağı gibi örülüp korumaya alındığı intibaı uyandıran sorular var.

Mesela bazılarını soralım:

1-Mayıs 2015’te Cumhuriyet Gazetesi’nde manşetten verilen MİT TIR'ları haberinin yayınlanmasında Kılıçdaroğlu’nun harhangi bir rolü/katkısı olmuş mudur?
2-Enis Berberoğlu’na o görüntüleri Cumhuriyet Gazetesi’ne servis etmesi için Kılıçdaroğlu mu teslim etti?
3-Öyle olduysa, Kılıçdaroğlu bu görüntüleri nereden nasıl elde etti?
4-Bu görüntüleri Kılıçdaroğlu’na 12 gün önce görüştüğü dönemin Zaman gazetesi yöneticilerinin verdiği iddiası doğru mudur?
5-Yok öyle olmadı da, Berberoğlu görüntüleri kendisi bulup, Genel Başkan’dan izin/onay alarak mı gazeteye servis etti?
Bunların hepsi
“Evet”
ya da
“Hayır”
netliğinde cevabı verilebilecek sorular.

Bununla birlikte ne Berberoğlu’nun açıklamaları, ne de parti sözcülerinin sözleri, meselenin özüne tekabül eden kısmını izah etmeye yetmiyor.

Kılıçdaroğlu’nun kendisi de topa girmekten özenle uzak durduğu için bu sorular, kuşkuları artırmaktan başka bir işe yaramıyor.

MİT TIR'LARI İŞİ PİS BİR İŞTİ

Bir FETÖ projesi olan MİT TIR'larının durdurulması meselesinin Türkiye’nin güvenliğine ne kadar zarar verdiği bugün daha iyi anlaşılıyor.

2014’ün Ocak ayı başlarında o TIR'lar durdurulmayıp yoluna devam etmiş olsaydı eğer, bugün ABD, Suriye PKK’sına 1000 TIR dolusu silah yardımı yapabilir miydi dersiniz.

Çok mu iddialı oldu?

Birkaç TIR yardımın engellenmesi neyi değiştirir ki? Diye mi aklınızdan geçiriyorsunuz?

Tersinden gidersek belki daha iyi anlaşılır.

O kumpasın iki ana hedefi vardı.

1-Türkiye’nin, Suriye’nin geleceğine dönük hamleler yapmasını engellemek.

Bu şekilde Ankara’nın elini kolunu bağlı tuttuktan sonra, bugünlerde ete kemiğe bürünmüş halini daha iyi gördüğümüz diğer projeye, yani PKK kuşağı projesine yol vermek.

2-Erdoğan’ı teröre destek veren hükümetin başı sıfatıyla Lahey’de yargılatmak.

Lahey tehdidi zaten o günkü haberin içinde de vardı.

Haber odaklı değil, hedef odaklı bir yayıncılık yapıldığını oradan anlayabiliyordunuz.

Haber çıktıktan sonra CHP/HDP/FETÖ koalisyonu koro halinde bunu siyasi alana taşımışlardı.

Ancak bu kadar bedel ödedikten sonra anamuhalefet partisinin liderine
“O haberlerin yayınlanmasında rolünüz neydi?”
diye sormak gerekmiyor mu?
#Türkiye
#FETÖ
#15 Temmuz
#Mit TIR'ları