1976 yılında Taşkent’te doğan Acet, ilk ve orta tahsilini Taşkent’te tamamladı. İstanbul Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun olan Acet mesleki kariyerine 1995 yılında TRT’ de staj yaparak adım attı. 1996 yılında Kanal 7 Dış Haberler Servisinde Muhabir olarak çalışmaya başladı. Bir yıl sonra Meridyen isimli dış politika programının yapımcılığını üstlendi. 1999 yılında Kosova’ dan savaş görüntülerini dünyaya geçen ilk gazeteci olarak ismini duyurdu. Daha sonra keskin bir dönüş yaparak diplomasi ve AB haberleri üzerinde yoğunlaştı. 2000 yılında Kanal 7’nin Brüksel temsilciliğini üstlendi. 1999 Helsinki zirvesinden 17 Aralık Brüksel zirvesine kadar uzanan süreçte AB - Türkiye ilişkilerini de ilgilendiren bir çok zirveyi yerinde takip etti. Son 7 yılda Orta Asya’ dan Amerika’nın batı yakasına kadar uzanan coğrafyayı gezerek bulunduğu ülkelerden haber ve dosya çalışmalarına imza attı. Kanal 7 Ankara temsilciliğine atanmadan önceki son çalışması Amerika’daki Ermeni Diasporası başlıklı dosya oldu. 2005 yılında Kanal 7’nin en genç yöneticisi olarak Ankara temsilciliğine atandı.
11 yıldır Kanal 7’nin Ankara Temsilciliğini yapan Acet, Kanal 7 ve Ülke tv de haftalık siyasi programlar yapmaya devam etmektedir.
İyi derecede İngilizce bilen Mehmet Acet evli ve iki çocuk babasıdır.
Dün Meclis’te iki partinin, HDP ve İYİ Parti’nin Meclis grup toplantıları vardı ve bu toplantılar pek sık rastlanmayan bir söz düellosuna sahne oldu.
Önce İYİ Parti Genel Başkanı sıfatıyla Meral Akşener konuştu, HDP/PKK ilişkisine dair kendisinden son dönemde ‘az duyulan’ sözler sarf etti.
Bu konuşma bittikten hemen sonra HDP’nin grup toplantısı başladı.
Partinin Eş Başkanlarından Mithat Sancar, Akşener’in bu sözlerine “Acizsiniz” diyerek cevap verdi:
Bu düellonun sonu nereye varır diye soracak olursanız, varacağı bir yer yoktur diye cevap veririm.
Meral Hanım, Siirt’te karşılaştığı ‘sürprize’ o anda hazırlıksız yakalandığı için, üzerinde düşünerek verebileceği cevabı verememenin eksikliğini hissettiği için Meclis grubunda o sözleri sarf etmiş oldu.
Bu kadar işte.
Hepsi bu.
Demek istediğim, İYİ Parti ile HDP, siyasi yelpazenin iki ucunda yer alıyor olsalar da, ara sıra böyle söz düellosuna girseler de, ‘hedef ortaklığı’ anlamında birbirlerini kollamak zorundalar.
İpleri tümden koparmamak zorundalar.
Sözlü ihtilafları eylemsel ihtilaflara dönüştürmemek zorundalar.
Niçin?
Çünkü siyasi hedeflerine ulaşmanın yolu, bu zorunlu birliktelikten geçiyor.
Fark edildiyse, CHP’nin, HDP ile neredeyse ‘stratejik ortaklık’ deklarasyonu anlamına gelen o tutumuna İYİ Parti içinden hemen hemen hiç ses çıkaran olmadı.
CHP, Libya tezkeresi için böyle davranmış olsaydı, kafalarda daha az soru işareti oluşabilirdi.
Oysa Irak tezkeresi demek, Suriye tezkeresi demek doğrudan PKK ve terörle mücadele tezkeresi anlamına gelir.
Ancak görünen o ki, bu son gelişme de, İYİ Parti içinde bir ‘dertlenme’ duygusu oluşturmamış.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.