İstanbul seçimlerinin son haftasına Binali Yıldırım/Ekrem İmamoğlu karşılaşması damga vuracak diyorduk ama her anı sürprizlerle dolu güzel memleketim kendisini bambaşka bir tartışmanın ortasında buldu.
Ortak yayının sunumunu yapan İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğüne gölge düşüren tartışmadan söz ediyorum.
Doğru yöntem, ismi belirlendikten sonra, soruları kimseyle paylaşmayacağım dedikten sonra, yayın anına kadar bütün görüşmelerini iki tarafın da temsilcilerinin bulunduğu ortamlarda yapmasıydı.
Sorularla ilgili kararlılığını usul konusunda da sürdürmesiydi.
Ak Parti ve CHP adına yayın müzakerelerini yürüten Mahir Ünal ve Engin Altay’ın Küçükkaya’ya adaylarla ayrı ayrı görüşme izni verdiğini yapılan açıklamalardan öğrenmiş olduk.
Doğru yöntem böyle bir izin verilmiş olsa da, zan altında kalmamak adına tarafların aynı anda bulunduğu bir ortamda ısrar edilmesiydi.
Ak Parti cenahı, kendileri açısından iki sorun olduğunu dile getiriyor.
Her anlamda adil davranması beklenen sunucunun böyle bir trafik yürütmesi, böyle bir trafik yürütürken de bunu taraflardan birinden saklaması, zaten baştan beri var olan güvensizlik duygusunu tamir edilemez bir noktaya kendi elleriyle taşıması anlamına gelir.
Pazar günü gerçekleşen ‘Düelloya’ dönelim.
Kendimiz oturduk, baştan sona izledik buna göre kendi kanaatlerimizi belirledik.
Önemli olan tarafların bu yayınla ilgili ne düşündükleri, yayın öncesi beklentilerin karşılanıp karşılanmadığı sorusu.
Kendi alanı dışında siyaseti okuma yeteneği de güçlü olan bir bakanla konuştum.
Sonra da şunu ekledi:
Seçimlere şunun şurasında üç günlük bir vakit kaldı.
Bu tartışmaların İstanbul seçmeni üzerinde nasıl bir etki oluşturduğunu da ancak Pazar akşamı öğrenebileceğiz.
YSK’nın yenileme kararını aldığı 6 Mayıs sonrası yapılan kampanyaya baktığımızda, şöyle şeylere tanıklık ettik:
CHP, 31 Mart öncesi olduğu gibi sadece aday üzerinden ilerledi.
Ekrem İmamoğlu’nun tanınırlığı bu süreçte arttı.
Ama bu kendisi için iyi mi oldu kötü mü? Pazar günü göreceğiz.
Ak Parti ise, 31 Mart’tan farklı olarak daha sessiz ama daha derinlemesine bir kampanya yürüttü.
Kamuoyuna duyurulmadı ama en başta belirlenen strateji, Anadolu’daki teşkilatları, belediye başkanlarını, müzahir kanaat önderlerini İstanbul’a taşıyarak, akrabalar ya da tanıdıklar üzerinden birebir temas yöntemiyle hareket etmek olarak belirlenmişti.
Yoğun mitingler, afişler, pankartlar, televizyon reklamlarından ziyade bu türden doğrudan temasa dayalı derinlemesine bir çalışma yürütüldü.
Bunun sonuçlarının ne olacağını da kısmet olursa Pazar akşamı görebileceğiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.