İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bir süredir 2021’in Haziran ayında, yani 5 ay sonra, yani bu kadar erken bir vakitte erken seçim yapılacağını söylüyor.
Bir muhalefet partisinin başındaki isim olarak Meral hanımın erken seçim talebi/tahmininde bulunmasından doğal bir şey olamaz ancak, nokta atışı erken seçim tahminleri yapıp hiçbirini tutturamadığınız zaman, bir süre sonra bu bağlamdaki sözlerinizin ağırlığı hasar görebilir, bir birine benzeyen cümleleriniz ilk defa söyledikleriniz kadar dikkat çekici olmayabilir.
Siyaseti yakından takip edenlerin hatırlayacağı üzere, kendisi, daha önce de Pazar gününe denk gelen bir 15 Temmuz için seçim tarihi vermişti.
Öte yandan, İyi Parti liderinin, 5 ay içinde yapılmasını öngördüğü erken seçimle ilgili tahminini dile getirirken kurduğu cümleye, bugün Beyaz Saray mesaisine başlayacak olan Joe Biden’ı da karıştırması bir hayli dikkat çekici.
Neden acaba?
Bu kadar erken bir vakitte erken seçim yapılacağını tahmin etmek için, bu kadar erken bir vakitte ülkeyi erken seçime zorlayacak bir takım olağan dışı gelişmelerin olabileceği mi düşünülüyor acaba?
Aylarca bu soru böyle zihinlerde asılı olarak kaldı.
Yani, diğer bütün yöntemler tüketildiği için Tayyip Erdoğan’ı halkın gözünden düşürme dışında bir seçenek kalmamıştı.
Devamında seçim takvimine endeksli kâbus senaryoları havada uçuşmaya başladı.
Bu kararla, 2019 sonbaharına endeksli kötü ihtimaller devre dışı bırakılmış oldu.
Bugünkü şartlar ise, erken seçim bağlamında 2018 Nisan ayının hemen hemen tam tersine işaret ediyor.
Nasıl mı?
Anlatalım.
Siyasi dinamiklere bakıldığında, bir erken seçime en az ihtiyacı olan partinin Ak Parti olduğu ortada.
İktidar çevrelerinde, şimdiye kadar ekonomide pandemi döneminin de etkisiyle ortaya çıkan sorunları azaltmadan sandığa gitmek gerektiğini dile getiren tek bir Allah’ın kuluna dahi rastlamış değilim.
Ama madalyonun öbür yüzünde şöyle bir gerçek var:
Kamuoyu araştırmalarına göre, halkın yüzde 70’den fazlası erken seçim istemiyor.
Bunun bir nedeni, 2014/2019 arası bir sürü seçim yapıldığı için bunun getirdiği yorgunluk olmalı.
Bir diğer neden ise, ülkenin gerçekten de seçimlere değil, sorunlarını çözerek ileriye umutla bakacak icraat/faaliyet/politikalara ihtiyaç duyması.
Hata varsa düzeltme refleksi, şikâyet varsa kulak verme refleksi hızlıca devreye girebiliyor.
Şöyle iki soru da sorabilirsiniz:
Toplumun geniş kesimleri Erdoğan iktidarından umudunu kesmiş olsaydı, erken seçim talebi bu kadar az olur muydu?
Yüzde 70 erken seçim istemiyorsa eğer, bu oranın içinde muhalefetteki bütün partilerden seçmen kitlelerinin de olduğu açık değil mi?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.