Siyasetin ‘koridor havasını’ koklamak, kulislere kulak kabartmak, özel sohbetlerde nabız yoklamak, sonra bunları akıl ve tecrübe süzgecinden geçirerek sizlerle paylaşmak.
İşimizin önemli bir parçasını bunlar oluşturuyor.
Dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı erken seçim çağrısı, epeyce süredir kokusunu aldığım için bana sürpriz gelmedi.
Böyle konularda ciddiyetinizi korumak için, ‘verili’ konuşup, parçaları doğru biçimde birleştirerek okuyucunun karşısına geçmeniz zorunludur.
Takriben 50 gün önce, 28 Şubat günü bu köşede çıkan “Ankara’da erken seçim egzersizleri” başlıklı yazımda erken seçim ihtimaline dair ‘verileri’ sizlere aktarmıştım.
Şartların olgunlaştığını gösteren, bir nevi Bahçeli’nin çağrısını bekleyen gerekçeleri sıralamak, bugün için daha kıymetli hale geldi.
O halde başlayalım:
1-MHP kanadında, erken seçim bağlamında iki aydır, Bahçeli’nin dünkü sözlerinde de izlerini gördüğümüz şöyle bir gerekçelendirme karşımıza çıkıyordu:
“Yerel seçimlerde ittifak olmayacak. Ak Parti ve MHP’li adaylar sahaya çıktıklarında birbirleriyle kıyasıya rekabet edebilecek. Bu durum Mart/Kasım döneminde ittifak ruhuna zarar verebilir.
2-Ak Parti cenahında ise, erken seçimin nabzını özel, birebir sohbetlerde daha iyi alabiliyordunuz. Aralarında ekonomi yönetimi içinde sandalye sahibi de olan bazı bakanlar “Erken seçime gitmeliyiz” görüşünü beyan ediyorlardı.
3-Ak Parti’nin ‘mutfağından’ da aynı istikamette sinyaller alıyorduk. Mutfağa, “Siz hazırlıklarınızı erken seçim olacakmış gibi yapmaya başlayın” talimatı çoktan verilmiş, bu yönde çalışmalar çoktan başlamıştı.
4-Hem Ak Parti hem MHP’de erken seçim fikrini canlı tutan ortak gerekçelerden biri ‘2019 senaryoları’ oldu. 2019’da ne olacak, neler gelişecek, 5 yıldır karanlık odalarda pişirilen kirli senaryolar, bu defa 2019 seçimleri için mi hazırlanacak sorusu her iki tarafın da zihnini kemiriyordu. Uluslararası aktörlerin reflekslerini ölçerek yapılan değerlendirmelerde, erken seçim fikrinin ‘Oyun bozucu’ rolü hep akıllarda tutuldu.
5-Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Cumhur ittifakı, bugün için en iyi dönemini yaşıyordu. Şubat ve Mart aylarında yapılan anketler, Ak Parti ve MHP’nin güçlü bir desteğe sahip olduğunu gösteriyordu. Üstüne üstlük, CHP’ye yakın araştırma şirketlerinin verileri, CHP’nin kararsızlar dağıtılmadan önceki oyunun yüzde 16’lara kadar gerilediğini gösteriyordu.
6-Ekonomide 7,4’lük ciddi bir büyüme oranı yakalansa da, piyasalarda ‘bekle gör’ tutumu tümden geri çekilmiş değildi. Seçimlerin Kasım 2019’a kalması, en azından bir bölüm yatırımcı/girişimcinin bu bekleyiş halinin uzaması anlamına gelecekti.
7-Bahçeli, 26 Ağustos tarihini zikrederek, Malazgirt 1071 zaferinin çağrışımının hem Ak Parti hem MHP seçmeninde ‘coşku etkisi’ yapacağı düşüncesinden hareket etmiş olmalı.
8-Bununla birlikte, bu tarihin avantajı olduğu kadar bir dezavantajı olduğunu da hesaba katmak gerekir.
Şöyle ki;
26 Ağustos, Cuma günü bitecek olan Kurban Bayramı’nın devamı olan Pazar gününe rastlıyor.
Muhtemelen 9 günlük bayram tatilinin son günü.
9-Öyle bir günde seçim yapmak, ülkeyi şehirlerarası yollarda trafikte kalmaktan sandık başına yetişemeyen milyonlar gibi bir sonuçla baş başa bırakma ihtimali var.
Yaz aylarının tatilciler nedeniyle seçime katılımı düşürdüğüne dair örnekler de yakın dönemde yapılan seçimlerde karşımıza çıkmıştı. Mesela, 2014 Ağustos’unda yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, sanılanın aksine, Ak Partili tatilcilerin seçime katılım oranı daha düşük çıkmıştı.
10-Biraz da bu nedenle son sözü söyleyecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı beklemek gerekiyor. Bahçeli, 26 Ağustos derken, ‘uyum yasalarının yetişmesi halinde’ gibi bir ifade kullandı. Bu durumda, erken seçim takviminin birkaç ay daha ileriye alınması gibi yeni bir mutabakatla karşı karşıya kalabiliriz.
Erdoğan, dün Meclis grubuna gelirken, “Şu an itibarıyla bir yorumum olmayacak ama yarın Bahçeli ile bir görüşmem var” demişti.
Erdoğan, grup konuşmasında ise, yaydan çıktığını düşündüğümüz okun yeniden yaya geri dönme ihtimalini hesaba katmamızı gerektirecek şekilde, seçim takviminden iki kere “Kasım 2019” diye söz etti.
Başlığı soru kipine çevirmenin nedeni de bu.
Her ne kadar Bahçeli’nin Erdoğan’dan habersiz böyle bir çıkış yapma ihtimalinin çok zayıf olduğunu hesaba katmak durumunda olsak da, Erdoğan’ın son sözünü duyana kadar, soru kipini muhafaza etmekte fayda olacaktır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.