Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2021’e bir sonraki seçimler için ittifak hamleleri yaparak başladı.
Belli ki, Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP lideri Bahçeli’yi ziyaretinde bu konu konuşulmuş, ittifakın genişlemesi için atağa geçme anlamında bir mutabakat sağlanmış.
Önceki gün sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarda Bahçeli, bu tezi destekleyen şöyle bir cümle kurdu:
“Cumhurbaşkanımızın ittifak zeminini genişletmek için yaptığı ziyaretlerden rahatsız olmamız söz konusu değil.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü neden ziyaret ettiğini kameralar önünde açıklarken, bu ziyaretin konusunun
olduğunu açık açık zikretmişti.
Erdoğan’ın o açıklamayı yaparkenki
bu görüşmenin iyi bir atmosferde geçtiğine delalet ediyor gibiydi.
Bu gelişmeler sonrası radarımızı Saadet Partisi’ne çevirdik.
Parti içinden aldığım nabzı maddeler halinde aktarayım.
Saadet Partisi içinde Cumhur İttifakı ve AK Parti ile ittifak konusunda iki türlü görüş olduğu söyleniyor.
Bir tarafta AK Parti ve Erdoğan’la işbirliğine hiçbir şekilde yanaşmak istemeyenler, diğer tarafta partinin kazanımlarını hesaba katarak buna yeşil ışık yakabilecek durumda olanlar.
Temel Karamollaoğlu ile Oğuzhan Asiltürk arasındaki farkı tam da böyle bir yerden bakarak anlamlandırabiliriz. Erdoğan, Saadet Partisi ile ilgili daha önce yaptığı hamleleri Genel Başkan üzerinden yürütmüştü. Uzun görüşmeler yapmasına, Saadet Partisi ile birlikte hareket etme arzusunu açıkça ortaya koymasına rağmen Karamollaoğlu, AK Parti ile birlikte hareket etme fikrine hiçbir zaman yaklaşmadı.
SAADET ÇEVRELERİNDEN GELEN KULİS: ASİLTÜRK KARAMOLLAOĞLU’NU SERT BULUYOR
Bu böyle diye, hep böyle olacak diye bir şey yok tabii. Geçen hafta yazmıştık. Saadet Partisi özelinde partinin temel politikaları, Asiltürk’ün başkanlığını yaptığı Yüksek İstişare Kurulu tarafından yürütülüyor. Diğer yandan Asiltürk’ün şu anki pozisyonundan mutlaka ittifak çıkar sonucunu çıkarmak da çok kolay değil.
Saadet Partisi çevrelerinde aralarındaki ihtilafın derinlerde olduğu fikrine itiraz edilse de, Oğuzhan Asiltürk ile Karamollaoğlu arasında AK Parti ve Erdoğan’a yaklaşım konusunda fikir ayrılıkları olduğu kabul ediliyor.
Özellikle, Asiltürk’ün Karamollaoğlu’nun muhalefet tarzını sert bulması anlamında.
Saadet çevrelerinden dinlediğime göre, AK Parti ile biri 1 Kasım 2015 seçimleri öncesi, diğeri 2018 Haziran seçimleri öncesi iki kere yapılan ittifak görüşmelerinin sonuçsuz kalmasının getirdiği bir burukluk var.
2015’te seçimlere iki gün kala telefonlarına çıkılmadığından yakınıyorlar.
Diğer yandan, partinin 2018 Haziran seçimlerinde kötü bir sınav verdiği hususunda da bir ‘özeleştiri’ yapılıyor.
SAADET’İN AMACI MECLİS’TE GRUP KURACAK KADAR VEKİL ELDE ETMEK
Saadet Partisi çevrelerinden dinlediklerimin de teyit ettiği bir bilgi var:
Parti’nin bütün meselesi aslında Meclis’te grup kurabilecek kadar milletvekili sahibi olabilmek.
20 ya da daha fazla vekil sahibi olursa, bu mümkün olacak, her hafta salı günleri yapılan grup konuşmaları için Saadet Partisi’ne de hak doğacak.
Saadet Partililerin daha önceki ittifak görüşmelerinde gündeme getirdikleri husus da, bundan başka bir şey değildi.
AK Parti o dönemlerde bunu oy oranına göre
bulduğu için o görüşmelerden bir şey çıkmamıştı.
Saadet Partisi 24 Haziran 2018 seçimlerinde 673 bin 731 adet oy aldı.
Yani toplam oyların yüzde 1,3’ünü.
Bu oy oranı dikkate alındığında, Meclis’te grup kuracak kadar vekil istemek ‘
’ bir talep olarak görülebilir.
Ancak Meclis seçimleriyle eşzamanlı olarak yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50 barajını geçme anlamında yüzde 1,3 civarında oy oranı sayısal anlamda olmasa da, ‘
’ kıymet arz ediyor.
Saadet Partisi içinde AK Parti ve Erdoğan’la ittifak fikrine ‘
’ karşı çıkanların dediği olursa, ittifak hesapları üzerinde durmanın bir anlamı kalmıyor.
Ancak, Erdoğan’ın Asiltürk ziyaretiyle dışa yansıyan olumlu hava devam ederse, ittifaka yeşil ışık yakanların alacağı inisiyatif daha güçlü hale gelebilir.