CHP’nin NATO endişesi

04:0029/08/2019, Perşembe
G: 29/08/2019, Perşembe
Mehmet Acet

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dış politika ve güvenlik konularında pek fazla açıklama yapan bir isim değil.Konuştuğu zaman da en son Doğu Akdeniz’le ilgili sözlerinde olduğu gibi bir çuval inciri berbat edebiliyor.Refleksleri her olay karşısında“Şu çatı çökse de bir altında kalsalar” biçiminde şekillendiği için, dış politika ve güvenlik gibi bütün ülkeyi ilgilendiren konular karşısındaki tutumunu da, ülkeye olan maliyetinden ziyade, iktidara olan maliyeti üzerinden

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dış politika ve güvenlik konularında pek fazla açıklama yapan bir isim değil.

Konuştuğu zaman da en son Doğu Akdeniz’le ilgili sözlerinde olduğu gibi bir çuval inciri berbat edebiliyor.



Refleksleri her olay karşısında
“Şu çatı çökse de bir altında kalsalar
” biçiminde şekillendiği için, dış politika ve güvenlik gibi bütün ülkeyi ilgilendiren konular karşısındaki tutumunu da, ülkeye olan maliyetinden ziyade, iktidara olan maliyeti üzerinden hesap ederek dışa yansıtıyor.

CHP bahsini açınca genelde partiler üstü olarak nitelendirilen temel konularla ilgili şu tür sorular karşımıza çıkıyor:

-CHP, Suriye’nin kuzeydoğusundan Türkiye’ye yönelen PKK/YPG tehditleri konusunda nerede duruyor?
-ABD’nin Fırat’ın doğusunda kurmaya çalıştığı YPG devleti için ne diyorlar?
-Terörle mücadeleyi gelip ülkeyi vurmasını beklemeden ‘kaynağında karşılama’ politikası hakkında ne düşünüyorlar?
-S-400 meselesinde nerede duruyorlar?
-ABD ile yaşanan kriz başlıklarında kimin tezlerine hak veriyorlar?
-Türkiye’nin F-35 programında çıkarılması hakkında ne düşünüyorlar?

Bu konularda Genel Başkana göre daha tutarlı, en azından nasıl bir görüş sahibi oldukları konusunda söyledikleri üzerinden fikir sahibi olabileceğiniz bir isim, bugünlerde daha fazla öne çıkıyor.

Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz…

Çeviköz, emekli bir büyükelçi.

Ak Parti hükümetleri döneminde prestijli başkentlerde (Örneğin Londra) görev alıp emekli olduktan sonra, asıl siyasi görüşlerine uygun düşen yerden, yani CHP’den siyasete girip, bu makama kadar yükseldi.

CHP’nin yukarıda sözünü ettiğim temel meselelerde nerede durduğunu anlamak isteyenler, Çeviköz’ün son dönemde yaptığı açıklamalara bakabilir.

Kendisi dün, kameraların karşısına bir kere daha geçti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moskova’ya yaptığı günü birlik ziyareti değerlendirirken şunları söyledi:

“Türkiye’nin bir NATO üyesi ülke olduğunu unutmamak gerekir. Eğer Türkiye NATO yükümlülükleriyle uyumlu olmayan birtakım silah tercihleri yapmaya devam ederse, bunun Türkiye’nin güvenliği açısından fevkalade ciddi ve çok olumsuz yansımalarının olacağından endişe duyuyoruz.”

Çeviköz, daha önce S-400 hava savunma sistemi konusunda da partisinin tercihini net bir şekilde ortaya koyan beyanatlarda bulunmuştu.

Ocak ayındaki bir konuşmasında,
“Türkiye S-400 kararını gözden geçirmeli. NATO’nun sağladığı güvenliği ve uyumluluğu çok ciddi biçimde zaafa uğratır”
demişti.
S-400 bataryalarının teslim vakti yaklaştığında ise, yine ABD’den gelen çağrılarla uyumlu olacak şekilde,
“Türkiye ile NATO arasında komisyon kurulsun. Bu komisyon çalışmalarını bitirene kadar S-400’lerin konuşlandırılmasının ertelenmesini öneriyoruz”
sözlerini sarf etmişti.

Bu ifadelerin hepsini bir araya topladığınız takdirde, CHP’nin Rus yapımı sistemlere yönelerek Türkiye’nin NATO ile ilişkisinin zayıflamasından endişe duymasını makul karşılayıp, bu duruşa hak verebilirsiniz.

Ancak aynı toplamın diğer çıktıları, CHP’nin bu tutumunu
‘teslimiyetçi bir anlayış’
olarak yorumlamaya da elverişli hale getiriyor.

Örneğin;

Türkiye’nin Hava Savunma alanındaki
‘çıplak’
hali, sadece sivil otoritenin değil, askeri makamların da uzun süredir dertlendiği, çare arayışlarına giriştiği bir sorun.

S-400 sisteminin teknik analizlerini askeri makamlar yaptı ve hükümete, bu sistemin alınması önerisi aynı çevrelerden yapıldı.

İkincisi, S-400’ler NATO’dan ziyade ABD’nin sorun ettiği bir konu.

Öncesinde NATO yetkilileri, defalarca “
Sisteme uyumlu hale gelmesi halinde Türkiye’nin bu sistemi almaya hakkı vardır”
diye açıklamalar yaptılar ve Türkiye, Rusya ile yapılan sözleşmeye dost düşman tanımını NATO sistemine uyarlama şartını koyarak bu satın alma işlemini gerçekleştirdi.

NATO yükümlülükleri derken Türkiye’nin bu şartlarda S-400 sistemini alamayacağına dair hangi madde nasıl bir yükümlülük getiriyor, onu da açıklasın o zaman CHP Genel Başkanı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moskova’da beşinci nesil savaş uçakları olarak nitelendirilen Rus yapımı Su-57’lerle ilgili bilgi alıp satın alma seçeneğini ortaya koymasının gerekçesini de herkes biliyor.

Ortağı olduğu F-35 programından tek taraflı bir kararla çıkarılması sonrası Moskova’dan o resim verildi.

Bütün bunlar ortada iken kuru bir endişe beyanı, ABD’nin Türkiye’yi tek taraflı cezalandırma politikasına hizmet etmekten başka bir işe yaramaz.

Hiç olmazsa biraz da, ABD’nin Türkiye’nin başına örmeye çalıştığı çoraplar konusunda da birkaç endişe beyanında bulunabilirsiniz Ünal Bey!

#CHP
#Suriye
#PKK/YPG
#S-400
#Ünal Çeviköz
#NATO