CHP’nin köprüyü geçme stratejisi: Radikal Sevgi-2

04:002/05/2019, Perşembe
G: 2/05/2019, Perşembe
Mehmet Acet

CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cumhuriyet gazetesine verdiği mülakatta, “Kemal Kılıçdaroğlu ve sizin ön plana çıkmamanız özel bir tercih miydi?” sorusuna şöyle cevap veriyor:“Özel bir tercih olmasından ziyade bu kampanyanın başarıya ulaşması için bir stratejiydi.”Bu sözler, ‘Alnında CHP’li yazan’ partililerin kampanya döneminde bilinçli bir şekilde geri planda tutulduğu tezini güçlendiriyor.Kaftancıoğlu, seçimlerden sonra verdiği bir başka röportajda ise, kendisine eski twitleri

CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cumhuriyet gazetesine verdiği mülakatta, “
Kemal Kılıçdaroğlu ve sizin ön plana çıkmamanız özel bir tercih miydi?
” sorusuna şöyle cevap veriyor:
Özel bir tercih olmasından ziyade bu kampanyanın başarıya ulaşması için bir stratejiydi.


Bu sözler, ‘
Alnında CHP’li yazan
’ partililerin kampanya döneminde bilinçli bir şekilde geri planda tutulduğu tezini güçlendiriyor.
Kaftancıoğlu, seçimlerden sonra verdiği bir başka röportajda ise, kendisine eski twitleri hatırlatıldığında aynı noktada olduğunu teyit ediyor, daha önemlisi bunların ‘
parti
görüşü
’ olduğunu söylüyordu.

Bu ifadeler, dünden beri üzerinde durduğumuz konuyla ilgili bir referans olabilir.

CHP, ‘
Radikal
Sevgi
’ kitabının sunduğu tavsiyeler üzerinden kendisine yeni bir strateji/taktik belirlemiş durumda ve bu yeni yönelim bundan sonra da devam edecek gibi görünüyor.
ESKİ MEVZİLERE DÖNMENİN GEÇİŞ STRATEJİSİ

CHP’nin iktidar açlığını gidermek için sokak yerine seçimlere yönelmesi, normal şartlarda ülkenin selameti açısından da kıymet arz ediyor.

Ama burada da dönüp dolaşıp aynı soruya geliyoruz:

Acaba köprüyü geçene kadar ‘
maskeyle
dolaşma
’ taktiğiyle mi karşı karşıyayız?

Yoksa artık eski CHP’ye dönmenin şartları kalmadı. Dolayısıyla daha kimliğe dönük, daha halkın değerleriyle bütünleşmeye dönük kalıcı bir yeni yönelim ile mi?

CHP, eskiden, eskiden dediğim 2010 referandumuna kadar seçimleri o kadar da önemsemezdi.

Çünkü devlet kurumları olarak sıralayabileceğimiz Ordu, Yüksek Yargı gibi mekanizmalarda, medya ve üniversiteler gibi müzahir alanlarda kurulu düzen asıl iktidar alanı olarak CHP’ye hizmet ediyordu.

Bugün için de buraları ‘
Ele
geçirilmiş
mevzi
’ olarak gören anlayış, bir CHP mirasından daha başka bir şey değildir.
2010 referandumundan sonra CHP işte bu ‘
mevzilerini
’ kaybetti.

Gerçi araya bir FETÖ parantezi girdi ama bu durumda önceki dönemlere dönük böyle bir tespiti geçersiz kılmıyor.

Bu kurumlarda gücü elinde tutarak seçimlerle iş başına gelme zahmetine ihtiyaç duymayan CHP için 2010’dan sonraki dönem yaslandığı duvarın yıkılmasıyla eşdeğerdi.

Geride bıraktığımız yıllar içerisinde Tayyip Erdoğan’ı, Ak Parti’yi seçim dışı yöntemlerle devirme girişimleri de sonuç vermeyince geriye seçimlere bel bağlamak dışında bir seçenek kalmadı.

Radikal
Sevgi’ politikasına yönelimi, işte bu saydıklarımız dışında değerlendirme konusu yapmak pek
mümkün
görünmüyor.
Elde kala kala, ancak ve sadece seçimlerle iktidarı elde etme umudu kalmışsa eğer, bu aceleciliği de ancak radikal bir kozmetik çalışmasıyla izah edebilirsiniz.
AK PARTİ CHP’NİN YENİ STRATEJİSİNE CEVAP VEREBİLİYOR MU?

Büyük soru şu:

Diyelim ki CHP, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı, bu yeni yönelimini ondan sonra da sürdürecek mi?

Yoksa ilk günden başlamak üzere bilinen kimliğine dönüp eski, en eski Türkiye’yi geri getirmenin yollarına mı başvuracak?

Bu sorular, tabiatıyla bu ülkede yaşayan herkesi yakından ilgilendiriyor.

Ancak, en fazla da CHP’nin birinci derecede rakibi olan iktidar partisinin iyi bir analiz yapıp cevap geliştirmesini zorunlu kılıyor.

da görüşlerinden söz ettiğim, Ak Parti’nin strateji ekibinde de görevi bulunan Genel Başkan Yardımcısı, CHP’nin bu seçim taktiğini başarılı bulduğunu söylüyor.

Belli ki, CHP’nin ne yapmaya çalıştığı anlaşılmış durumda.

Ama buna nasıl mukabelede bulunulacağı şimdilik bir muamma gibi duruyor.

Ak Parti 31 Mart’ın muhasebesini yaparken öncelikler sıralamasına bu konuyu da eklerse iyi eder.

Biraz da şundan dolayı:

31 Mart’ı klasik anlamda ‘
sağ
/
sol
’ dağılımının çöpe gittiğini gösteren bir seçim olarak değerlendireceksek eğer, bundan sonra yapılacak seçimler de oy alma kapasitesini yükseltenlerin seçimi olacaktır diye düşünebiliriz.
#CHP
#Canan Kaftancıoğlu
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Radikal Sevgi
#31 Mart
#Strateji