Bütün bunlar erken seçim için mi oluyor?

Ak Parti’nin geride kalan hafta içinde yapılan son MYK toplantısında, seçim kanunu üzerinde yapılması düşünülen değişiklikler gündeme geldi.

Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın nezaretinde yürüyen çalışma ile ilgili bir sunum yapıldı.

Önümüzdeki süreçte, Ak Parti ve MHP’den heyetler oluşturulup, bu çalışmanın somutlaştırılması ve ortaklaştırılması bekleniyor.

Seçim kanununda yapılacak değişiklik bağlamında seçim barajının düşürülmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Çalışmalar yürütülürken, dünya örneklerine bakıldığında, en yaygın uygulamanın yüzde 5 barajı olduğu görülmüş.

Bu kriter gözetilirse, baraj yüzde 5’e düşürülebilir.

Türkiye’nin siyasi dinamikleri mevzu bahis edildiğinde ise, yüzde 7 seçeneği ağır basıyor.

İttifaklar ve yönetimde istikrar olgusu nedeniyle barajın tümden kaldırılması fikrini dile getirenler de var.

Ancak, bu fikre göre bir karar çıkması beklenmiyor.

Anayasaya göre seçim kanununda yapılacak değişikliklerin uygulamaya geçmesi için yapılan düzenlemenin üzerinden en az bir yıl geçmesi gerekiyor.

Daha erken bir vakitte seçim olursa yapılacak olan düzenleme geçerli olmayacak.

Geçtiğimiz Çarşamba günü Meclis Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son bir aydır devam etmekte olan mafya kampanyasının hedefinin Türkiye’yi erken seçime zorlama amacı taşıdığı yönündeki düşüncesini dile getirirken “Seçimin 2023’te yapılacağını defalarca tekrarlamış olmamıza rağmen, erken seçim teranesi tutturanların sufleyi nereden aldıkları açık.” ifadelerini kullandı.

Böyle şeylerin rast gele, zaman ayarı güdülmeksizin gündeme gelmediğini gösteren tonla hikâyeye, yaşanmışlıklara sahip bir ülke Türkiye.

Haliyle böyle zamanlarda akla gelmesi gereken en önemli sorulardan biri, yürütülen kampanyanın hedefinin ne olduğu sorusu olmalı.

Tespit doğru yerden yapılırsa, cevap da doğru yerden verilir.

Bu yazıya başlamadan önce biri Ak Parti’den, diğeri CHP’den iki üst düzey partili ile konuştum.

Ak Partili isim, “Erken seçime gittiğiniz takdirde şu anda vatandaşa ne diyeceksiniz” şeklinde bir ifade kullandı.

Bu ifadenin iki yönlü çağrışımları var

Birincisi, toplum zaten erken seçim istemiyor.

Yapılan araştırmalarda yüzde 70 seçim olmasın diyor.

2014 ile 2019 arasında üst üste yapılan seçimler, vatandaşta da bir yorgunluğa yol açtı.

Seçim zamanları işlerin rölantiye alındığı, beklemeye geçildiği zamanlardır.

Buna bir de son 14 aydır içinden geçmekte olduğumuz pandemi sürecinin açtığı yaraları ekleyin.

İktidarda iseniz ve böyle bir zamanda güven tazeleme ihtiyacı yokken seçime giderseniz, bunun anlamı “Ben artık memleketi yönetemiyorum, gelsin başkaları yönetsin” olmaz mı?

Konuştuğum CHP’li isim ise, sonbahar ya da kış çıktıktan hemen sonra bir erken seçim olacağı şeklindeki ‘bireysel görüşünü’ benimle paylaştı.

Gerekçe olarak, Erdoğan’ın işler daha da kötüye gitmeden güven tazelemek istemesini gösterdi.

Son günlerde muhalefet cephesinde cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışmaları yapılıyor.

Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Meral Akşener, Ali Babacan derken Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimali de denkleme giriverdi.

CHP’li isme sordum, partinin yetkili organlarında bu konu henüz hiç konuşulmamış.

“Genel başkan o konuyu açmadan kimse girmez” dedi ilgili isim.

-Peki, Genel Başkanın (Kemal Kılıçdaroğlu) Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyar mı?

-Kendi takdiri tabi aday olacaksa ancak Millet ittifakıyla konuşmadan adaylık açıklaması yapmaz. CHP yöneticileri genel başkanlarının aday olmasını istiyorlar. Layık görürler, yakıştırırlar. Ama karar millet ittifakının olacak.

Nabzını yokladığım CHP’li isim, muhalefet içinde önce ilk turla ilgili bir karar verileceğini söyledi.

Tek adayla mı seçimlere gidilecek?

Yoksa ilk turda herkesin kendi adayıyla yarışa katılması, asıl ittifakın ikinci turda olmasına mı karar verilecek?

Başından beri ‘Çok aktörlü-çok faktörlü’ bir süreç diye söz ediyorum muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarma arayışlarını.

Kim aday olsun sorusu, ittifakın ilk tur için mi ikinci tur için mi karşımıza çıkacağı sorusuna da doğrudan etki ediyor.

Ben hala çok zayıf bir ihtimal olarak görüyorum ama diyelim ki Kılıçdaroğlu ben aday olacağım dedi, o vakit ilk turda herkes kendi adayını çıkarsın ikinci turda güçleri birleştirelim diyebilir.