Uzun uzadıya örnekler vermeye lüzum yok, çok partili hayatımız içinde yapılan seçimlerin her biri hem kazananlar, hem kaybedenler açısından derslerle dolu.
Biraz da bu riskler nedeniyle, daha çok vakit olmasına rağmen 2019 seçimleri şimdiden herkesin öncelikli ajandası haline geldi.
4 yıldır memleketin ayarlarıyla oynamak için her türlü dalavereyi çeviren dış çevreler bile, hesaplarını 2019’a ertelemiş görünüyorlar.
Bugünlerde Çanakkale’de ‘adalet’ kurultayı düzenleyen CHP’den gidelim biraz.
Tabii bir takım parti üyeleri, bu janjanlı ambalajı, iki gün sabredemeden vur patlasın çal oynasın havasına sokup sabote edince, Çanakkale ruhunun CHP ruhuyla pek bir ilgisinin olmadığı gerçeği de gün yüzüne çıkıverdi.
Çanakkale’de yaşananları düşününce zihnim beni alıp Mayıs 2015’e götürdü.
7 Haziran 2015 seçimleri öncesi, Kılıçadoğlu’nun daveti ile CHP’nin Trabzon ve Karabük mitinglerini izlemiştim.
Seçim kazanmak istiyorsan önce milleti ikna edeceksin.
Hasbi olacaksın, numara çekmeyeceksin.
Kapalı toplumlarda rol yaparak istediğini alabilirsin belki ama bizim milletin tiyatroya gitme alışkanlığı ortada!
Zira sandığın sadece CHP için değil, siyaset yapan bütün partiler için şakasının olmadığını biliyoruz.
Türkiye seçmeninin, oy verme davranışlarıyla seçim sonuçlarını doğrudan etkileyen bir kesimi var.
İzliyor, gözlemliyor, fikir değiştiriyor, sonra da hedefi 12’den vuruyor.
Bu krediyi açar ve sonra sessizce gözlemlemeye başlar.
Bu fırsat 2010’da Kılıçdaroğlu’nun önüne gelmişti.
22 Mayıs’taki kurultayda CHP’nin başına geçtikten sonra, aynı yılın Haziran ayında Ak Parti’nin yaptırdığı kamuoyu araştırmasında CHP’nin oyları yüzde 34’leri bulmuştu.
Tabi, açılan bu kredi zaman içerisinde ‘güvensizlik’ duygusuna dönüşünce, CHP, bu sessiz kitlenin kredisini tüketerek asli oylarına rücu etti.
2019 hesaplarına dönelim.
Üstüne farklı bir cümle kurmadığı için şu aşamada bu açıklamayı baz almak durumundayız.
Buradan yola çıkarak kendisinin, müttefikleriyle birlikte 2014’te olduğu gibi bir çatı aday arayışı içerisinde olduğunu/olacağını düşünebiliriz.
2019’da CHP’nin iki müttefiki olacak.
Akşener kanadından aldığımız sinyaller ise, daha farklı.
CHP lideri bir ortak adayla ortaya çıkmanın yollarını kollarken, Meral Akşener bizzat kendisi cumhurbaşkanı olmak istiyor.
Hesap şu:
Hemen belirtelim.
Bu hesap, 2019’da yapılacak seçimlerin ilk turunda, Akşener’in CHP’den daha fazla oy alarak Erdoğan’ın karşısına rakip olarak çıkması üzerine yapılıyor.
Onların umudu/hesabı da bu.
Ama her durumda -ki, bu Ak Parti için de geçerli-, 2019 Mart/Kasım seçimleri aslanın ağzından lokma kapmak kadar zor geçecek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.