Hatırlayalım.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçen hafta, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştükten sonra bir açıklama yaptı.
Şunları söyledi:
Bu duruşun bir de arka planı var.
Bahçeli, Erdoğan randevusuna gitmeden önce partisinin MYK’sını topluyor.
Orada alkışlarla karşılanan şöyle bir konuşma yapıyor:
Bahçeli, parti kurmaylarına bunları söylüyor, alkışlarla da sözlerine destek buluyor.
Başka bir şey anlatayım:
MHP yönetiminde görevi bulunan bir partiliyle konuştum.
Sağdan soldan, iş, tayin talepleri bu dönemde artmış.
Bir üniversitenin rektör adayı destek için MHP Genel Merkezi’ne geliyor.
Sordum:
Bu ne demek?
Sonuçta Ak Parti ve MHP iki ayrı parti.
İlkeleri, ideolojileri, meselelere yaklaşım biçimleri birçok alanda farklılık gösteriyor.
Ak Parti’nin MHP desteği ile sınırlı kalmadan hareket etmek durumunda olduğu alanlar da var.
Fakat yukarıda sıraladığım, ortak yaklaşım sergiledikleri üç başlığa baktığınız zaman, üçünün de parti meselesi değil, memleket meselesi olduğu görülüyor.
İşte bu noktada, CHP ile MHP’nin pozisyonları birbirine yüz seksen derece zıt bir noktada duruyor.
Sadece dünkü grup toplantılarında yapılan konuşmalara baktığınızda bile bu pozisyon farklılığı hemen kendini gösteriyor.
CHP, Türkiye’nin güvenliği, ülkenin geleceğini tehdit eden güncel konularda, Bahçeli’nin durduğu yerin tam tersi yerde duruyor.
Mesela gündemimizde dış politika ve terörle mücadele başlığı içinde değerlendirebileceğimiz iki mesele var.
ABD ile yaşanan vize restleşmesi.
Rusya ve İran’la uzlaşılarak başlatılan İdlib operasyonu.
Şimdi bu iki konuda Kılıçdaroğlu’nun dünkü sözlerinden küçük alıntılar yapalım:
Vize bahsinde diyor ki CHP Genel Başkanı:
Hangi büyükelçinin?
Veda turlarını Türk/Amerikan ilişkilerine yeni bir kriz alanı bırakarak yapan ABD büyükelçisi John Bass’ın.
Şimdi hatırladım.
Demek ki artık köprünün altından çok sular akıp gitmiş diyeceğim de tam olarak öyle de diyemiyorum.
Şundan dolayı:
Geçen yıl, devletin derinliklerinde görevler üstlenmiş iki ismin, Meclis 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu’na yaptıkları açıklamalar hadiselere düz bakanlar için şok etkisi yapmıştı.
Eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar.
Mehmet Ağar şöyle demişti:
Emre Taner ise, hemen hemen aynı anlama gelecek şu sözleri sarf etmişti:
Bu durumda, mevcut davranışlarını, pozisyon alışlarını akılda tutarak Kılıçdaroğlu’nun 1970’lerdeki solculuğunun da araştırılması gerektiğini söylesem, bana hak verir misiniz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.