Halen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı görevini yürüten Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu davet etti, geçen cuma günü kahvaltı yaptık.
Bir yakınım yıllar önce sedef hastası olmuştu.
Birkaç sene önce bir doktor arkadaşım karaciğerinde kitle bulunan bir hastasının iki ay sonra hastaneye geldiğinde o kitlenin kaybolduğundan söz etti.
Kişisel tanıklıklarım dediğim bunlar.
Sakın yanlış anlaşılmasın.
Zaten kullanılan ilaçların yüzde 80’inin bitkilerden elde edildiği bilinen bir gerçek.
İbrahim Saraçoğlu, bir bilim adamı.
Hastalıklara karşı, bitkilerin kimyasının çözüm olacağını geliştirdiği bilimsel yöntemlerle izah ediyor.
Ürettiği çalışmalar birçok uluslararası kitaba konu oluyor, köklü üniversiteler bu çalışmaları referans olarak kullanıyor.
Kendisi, Türkiye genelinde 600 bin civarında insanın geliştirdiği yöntemlerden yararlandığını söylüyor.
Başvuru alırken, bir tıp hekiminin teşhis koymasını öncelikli şart olarak belirlemiş.
İbrahim Saraçoğlu, şu aralar aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurul üyeliği yapıyor.
Bizi davet etmesinin asıl gerekçesi, tohumculuk alanında yürüttüğü çalışmaları anlatmaktı.
Tohum deyip geçmeyelim…
Gıda güvenliği meselesi, 2010 yılında yenilenen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne bile girmişti.
İsrail başta olmak üzere tohumların genetiğini teknolojiyi kullanarak değiştiren bir takım ülkeler olduğu zaten biliniyor.
Emine Hanım’ın da destek verdiği bu proje kapsamında İzmir/Kemalpaşa’da, Samsun’da, Şanlıurfa’da köylülerle buluşulmuş.
Ama herkese bir tane tohum verilecek.
Sebep?
2,5 saatlik sohbetimizde konular sadece tarım üzerinden gelişti diyemem.
Bir de hayvancılık meselesi var.
Saraçoğlu, daha çok Hollanda için sözü edilen, günde 70/80 kilo süt veren ineklerden bahsi açarak bu tür büyükbaş hayvanların elektrik santrali gibi çalıştırıldığını, normal şartlarda 20 yıl yaşayan bir süt ineğinin 4 yılda öldüğünü söylüyor.
Avrupa Birliği’nde mandıracılığın yılda 48 milyar avroluk destekle ayakta durabildiğini dile getiriyor.
Osmanlı döneminde tarım ve hayvancılık işine para desteği verilmediği gibi üstüne vergi de alınıyormuş.
Ama hepsinden önemlisi, gelecek nesillerin şimdi hayatta olanlar üzerindeki hakları olmalı.
Tohumun genetiği bozulunca toprak da bozuluyor.
Toprakla birlikte yiyecekler de bozulunca, sağlık elden gidiyor.
Kanser vakalarındaki artış, genç yaşlarda bile görülen daha önce adı duyulmamış hastalıklar…
Bunların hepsi toprakla, tohumla bir şekilde ilişkisi olan sorunlar.
Görüntüsüyle iştah açan ithal elmalar yerine, içinde kurt olma ihtimali bulunanları tüketmeli.
Liste daha da uzatılabilir.
Saraçoğlu’nun Türkiye için bilinen hikâyesi 2007 yılında katıldığı bir televizyon programıyla başlıyor.
Program sırasında kendisinin haberi olmadığı halde, cep telefonu televizyon ekranında yazılı olarak tutuluyor.
Tabii program bittikten sonra o telefon susmak bilmiyor.
Gelen telefonları sabırlı bir şekilde yanıtlıyor, ücret talebinde bulunmadan derdine çare arayan insanlara ne yapmaları gerektiğini anlatıyor.
Bu böyle olunca, artan talepleri karşılamak adına yurtdışı görevini iptal ediyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.