Önceki gün Moskova’da varılan ateşkes kararı ve mutabakatın özetinde bu üç maddelik anlayış birliği var.
Şunu bilelim:
Tarih boyunca bütün ateşkes ya da barış anlaşmaları, savaşın sonuçları ya da sahadaki durumun dayatmalarıyla ortaya çıkmıştır.
Bu örneği, İdlib ateşkesiyle karşılaştırmak için değil, masada ancak sahadaki kazanım ya da kayıpların verdiği güç kadar sonuç alabileceğinizi göstermesi nedeniyle verdim.
Peki, Moskova mutabakatının okumasını nasıl yapmalıyız?
Dünden beri şu türden sorular soruluyor:
Verilen mücadeleler, şehitler boşuna mıydı?
Böyle bir anlaşma İdlib’e askeri yığınak yapmadan, sıcak çatışmaya girmeden, kayıpları göze almadan yapılabilir miydi?
Benim bu sorulara vereceğim yanıt şudur:
Rusya destekli Esed birlikleri, geçtiğimiz ilkbahardan itibaren Soçi anlaşmasının şartlarının yerine getirilmediğini öne sürerek saldırılara başlamış ve İdlib’i gözüne kestirmişti.
2020’nin Ocak sonu geldiğinde, 2018 Eylül ayında sınırları belirlenen bölgenin yarıya yakını düşmüş, bölgede tutunmanın anahtarı olarak görülen M5 karayolunun denetimi rejim güçlerinin ele geçmişti.
Ankara için bu ilerlemeyi frenleyecek bir karar alınmaması halinde, rejim hızla toprak kazanmaya devam edecek, bunun doğal sonucu olarak İdlib düşecek, hemen ardından sıra Afrin bölgesine gelecek, eş zamanlı olarak da 4 milyondan fazla insan Türkiye topraklarına zorunlu göçe muhatap olacaktı.
Şurası açık ki, Şubat başında biri sivil 8 şehidin verildiği Serakib saldırısı, Rusya destekli rejimin Ankara’nın bu iradesini boşa çıkarma niyeti taşıyordu.
Devamında Türk ve Rus heyetleri arasında üç ayrı görüşme yapıldı.
Netice-i kelâm, ateşkes sınırlarını belirleyen mutabakatın çerçevesini, sonuçsuz kalan o görüşmelerin devamında olup bitenler belirledi.
Yani son bir hafta…
Bu durumda Moskova’daki ateşkes sınırlarını son bir haftanın belirlediğini düşünmek yanlış olmasa gerek.
Bir bütün olarak bakıldığında ise, Moskova mutabakatıyla Rusya destekli rejimin M4 karayolunda durdurulduğunu söylemek mümkün hale geliyor.
Tekrar edelim, Türkiye askeri yığınak yapıp rejimin ilerleyişine karşı bir pozisyon almamış olsaydı, şu an elde tutulabilen yerler de kaybedilmiş olacaktı.
Dolayısıyla sonu böyle olacak idiyse, neden bir mücadele verildi sorusu havada kalıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Moskova’ya giden Türk heyetinde bulunan bir isme, yapılan anlaşmanın getirisi, götürüsü nedir diye sordum.
Şu an için bir ateşkes olsa da, İdlib’deki mevcut dengenin de kırılmaya açık olduğu bir gerçek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.