Önceki akşam Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yla, odak noktasında aşılarla ilgili soruların olduğu bir mülâkat yaptım.Uzun uzun konuştuktan sonra tam işimiz bitmek üzereyken, karşımda duran televizyonda aşılarını yaptırmamış olan 9 hamile kadının korona yüzünden hayatını kaybettiğini duyuran bir haber çıktı.Benim işaret etmemle haberi fark eden Bakan Koca’nın canı sıkıldı.“İşte görüyorsunuz. Daha önce hamile iken grip olup da hayatını kaybeden oluyor muydu”tepkisini verdi.Koronoyı diğer grip vakalarından
Önceki akşam Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yla, odak noktasında aşılarla ilgili soruların olduğu bir mülâkat yaptım.
Uzun uzun konuştuktan sonra tam işimiz bitmek üzereyken, karşımda duran televizyonda aşılarını yaptırmamış olan 9 hamile kadının korona yüzünden hayatını kaybettiğini duyuran bir haber çıktı.
Koronoyı diğer grip vakalarından farksız olarak gördüğü için ciddiye almayanlara dönük bir gönderme vardı bu ifadelerde.
Sağlık Bakanı ile görüşmeye giderken aklımdaki en önemli soru şuydu:
Bu kadar aşılama yapılmış olmasına rağmen, ölüm sayıları neden bu kadar fazla?
Bakan Koca, sorduğum soruya, aşılı olanlarla olmayanların yoğun bakım ve vefat oranlarını yansıtan rakamlarla cevap verdi.
Verdiği rakamlar, ölüm sayısının bu kadar çok olmasının, gerçekten de, aşılarını yaptırmamış ya da tamamlamamış olanlarla doğrudan ilişkili olduğuna işaret ediyordu.
Şimdi o rakamları aktaralım:
-İki doz aşı yaptırıp üzerinden 14 gün geçirmiş olanların sayısı 35 milyon.
Her gün bir uçak dolusu insanın korona nedeniyle hayatını kaybetmesinin gerekçesini bu rakamlar ortaya koyuyor.
Evet, aşı olanlar arasında da hayatını kaybedenler oluyor ama günlük vefat sayısının bu kadar yüksek olmasının birinci sebebi, aşılarını yaptırmamış ya da tamamlamamış olanlar.
Sağlık Bakanı’nın verdiği başka rakamlar da var.
Özellikle hatırlatma dozu olarak nitelendirilen üçüncü doz aşıların önemiyle ilgili.
İki doz Sinovac aşısı yaptıranlarla üçüncü dozu Sinovac aşısını da yaptıranlarla ilgili şöyle bir veri var:
Bu rakamlar, bu oranlar ne anlama geliyor?
Şu anlama geliyor:
Kullanılan aşıların bir süre geçtikten sonra koruyuculuk özelliği azalmaya başlıyor.
Türkiye, aşılamaya Sinovac’la başladığı için, ilk dönemde iki doz aşılamasını yaptıranlar için üç-dört ay aradan geçtikten sonra üçüncü doza ihtiyaç duyuluyor.
Bakan Koca’nın ifadesiyle ilk iki doz aşıyı yaptırdığı halde (Sinovac aşısı) üçüncü dozu yaptırmamış olanların hastane yükünün 5 kat fazla olması, üçüncü dozu yaptırmanın ne kadar önemli olduğuna işaret ediyor.
Sinovac aşısıyla ilgili yanlış bir tercihti diyenler, keşke en başta Biontech alsaydık diye düşünenler var, malum.
Hâlbuki Sinovac aşısı ülkemizde Biontech’e göre üç ay erken kullanıma gidi ve koruyuculuk gücü anlamında haksızlık yapmamak lazım.
Koruyuculuk süresi daha az olsa da, üçüncü dozla o eksik kapatılabiliyor.
Meselenin şöyle bir boyutu da var:
Yeni teknoloji ürünü Mrna aşısıyla (Biontech) geleneksel yöntemlerle üretilen inaktif aşı (Sinovac) arasında tercih yapmak isteyenler için böyle bir tercih imkânı sunan başka bir ülke olmadı.
Bakan Koca, Sinovac’la ilgili eleştirilere sağlık çalışanları üzerinden cevap veriyor.
Bakan Koca’ya yönelttiğim iki soru daha oldu.
Onları da aktarayım:
-Hastanelerde yoğunluk durumu nasıl?
-Maskeyi ne zaman çıkartırız?