Areda Araştırma her ay, toplumun çeşitli konularda nabzını ölçmek için araştırmalar yapıyor.
Prof. Dr. Ömer Çaha koordinatörlüğünde akademik uzmanların da dâhil olduğu, demografik ve siyasi özellikleri itibarıyla Türkiye nüfusunu temsil kabiliyetine sahip 2000 kişilik örneklem üzerinden yapılan Nisan ayı araştırmasında dikkat çekici veriler var.
Araştırma toplumun, çoğu kimsenin düşündüğünün aksine, dış politika meselelerine yakın ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor.
Şubat ayından bu yana dış politika başlığının altına giren en önemli konu Ukrayna’daki savaş, bir başka ifadesiyle Rusya’nın bu ülkeyi işgali.
Üstüne, ateşkes ve barış çabaları anlamında ses getiren önemli inisiyatifler devreye sokuldu.
Araştırma sonuçları, halkın iktidarın bu çabalarına önemli ölçüde destek verdiğini gösteriyor.
Buna göre, Türkiye’yi Rusya ile Ukrayna arasında barışı sağlama konusundaki çabalarını başarılı bulanların oranı yüzde 67,4 çıkarken, başarılı bulmayanların oranı yüzde 32,6 olarak ölçüldü.
Ukrayna savaşıyla ilgili toplumun yakından ilgilendiğini gösteren çok enteresan bulduğum bir başka veri daha var.
Ankete katılanların yüzde 94,4’ü, Amerika ve Batılı ülkelerin Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın bitmesini istemediğini düşündüğünü dile getiriyor.
Bu kadar yüksek bir oran, toplumda yüksek bir farkındalık olduğu anlamını taşıyor.
Demek ki, savaşta kimlerin hangi niyetlerle hareket ettiğine dair insanlarda, ciddi bir bilinç oluşmuş durumda.
Bir başka yönüyle de dış politika meselelerinde sokağın bu yakın ilgisinin, hükümet ve politika belirleyen karar alıcıların elini güçlendiren bir yönünün olduğu, olabileceği açık.
Ülke menfaatleri doğrultusunda hem kararlı duruşlar sergileme, hem de Türkiye’nin dünyada ses getiren, ilgi gören, takdir toplayan inisiyatifler kullanması anlamında.
Ramazan bayramında bir takım odakların, (buna bazı yabancı istihbarat birimlerinin dahil olduğu kanaati de var) Suriyeli sığınmacılara yönelik öfke ve nefret kampanyasını körüklemek için yeni bir provokasyon dalgasını harekete geçirdiklerine şahit olduk.
Bu mesele, Türkiye’nin önünde kaşınmaya müsait bir ‘sıcak patates’ meselesi olmaya devam edecek.
O nedenle, hem politika belirleme, hem de toplum yaklaşımının takibi açısından önem taşıyan bir başlık bu.
Areda Araştırma’nın Nisan ayı araştırmasında, bu konuda, yani sığınmacıların kalması ya da gitmesini destekleyenler dışında ‘gri tonları da’ anlamamıza yardımcı olabilecek bir takım veriler mevcut.
Araştırmada;
Şeklinde bir sonuç çıkmış.
Peki, bu sonuçlara dair ne tür yorumlar yapılabilir?
Sanıyorum, neresinden nasıl baktığınıza göre, durum değişebiliyor.
Hepsi derhal gönderilsin şeklinde görüş bildirenlerin oranının %42,8 çıkması, bir yönüyle sığınmacı karşıtlığının yaygınlaştığına işaret ediyor.
Burası doğru.
Zaten o havayı almak için illâ anket yapmaya da lüzum yok.
AK Parti ve MHP seçmeninde ise bu oranın önemli ölçüde düşük olduğu görünüyor.
Görüldüğü üzere, sığınmacı karşıtlığı toplumda en fazla İYİ Parti seçmeninde var.
Gelelim siyasi eğilimlere.
Ankette bu Pazar bir genel seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz sorusuna katılımcılar:
AK Parti:%36,9
CHP: %25,1
İYİ Parti: %11,8
MHP:%10,1
HDP:9,4
Şekline cevap vermiş.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.