"Olduğunuz yere çökün!"

04:0028/08/2017, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Acet

20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK’ların en önemli ve kapsamlılarından bir tanesi geçen hafta çıkarılanı oldu.MİT’in yeniden yapılanması, Ankara’da uzun süredir tartışılan‘Kışlada istihbarat erişim hakkı kimde olacak?”sorusuna bu yetkinin MİT’e devredilmesiyle verilen yanıt ve bu şekilde ordu içindeki cuntalaşma tehdidini doğrudan elimine etme kararlılığı son KHK’yı önemli kılan faktörlerden bir tanesi.Bu, ayrı bir yazı konusu.Bugünkü yazıda ise, aynı KHK’da karşılığını

20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK’ların en önemli ve kapsamlılarından bir tanesi geçen hafta çıkarılanı oldu.


MİT’in yeniden yapılanması, Ankara’da uzun süredir tartışılan
‘Kışlada istihbarat erişim hakkı kimde olacak?”
sorusuna bu yetkinin MİT’e devredilmesiyle verilen yanıt ve bu şekilde ordu içindeki cuntalaşma tehdidini doğrudan elimine etme kararlılığı son KHK’yı önemli kılan faktörlerden bir tanesi.

Bu, ayrı bir yazı konusu.

Bugünkü yazıda ise, aynı KHK’da karşılığını bulan, neden kıymetli olduğunu az sonra bir örnekle anlatacağım bir başka düzenlemeden söz etmek istiyorum.

PİLOT AÇIĞINI KAPATMAK İÇİN ZORUNLU DÜZENLEME

693 ve 694 sayılı KHK ile 18 yıldan az hizmeti olan pilotların Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev alması zorunlu hale getirildi.

Önceki haliyle durum şöyle idi:

TSK’de görev alan pilotların mecburi görev süresi 10 yılda tamamlanıyordu.

10 yılı tamamlayan pilotların bir bölümü, bir’e üç daha fazla gelir elde ettikleri için sivil havacılık sektörüne yöneliyordu.

15 Temmuz yaşanmamış, ordudaki pilotların yarısı FETÖ’cü çıkmamış olsaydı, bu sürdürülebilirdi elbet.

Ama artık öyle değil.

Tam rakam vermek gerekirse, 15 Temmuz öncesi TSK bünyesinde toplam 1350 olan pilot sayısı, darbe kalkışması sonrası gelişen süreçte 670’e düştü.

Neredeyse yarı yarıya…

Daha önce TSK’dan ayrılan pilotlara çağrı yapılmış,
‘gönüllü’
olarak geri dönenlere kapılar açılmıştı.

Ancak rıza ile dönenlerin sayısı 50’de kaldı.

Bu sayı yetmeyince
‘zorunlu dönüş’
için son KHK’ya böyle bir madde de eklendi. Böylece, 100 kadarı F-16 pilotu olan, görev süresi 18 yılı bulmadan ayrılan 200 civarında pilotun geri dönmesi bekleniyor.
PAKİSTAN TAMAM DEDİ, ABD OLMAZ DEYİP GERİ ÇEVİRDİ

Bunları niye anlatıyorum?

Orgeneral rütbesindeki bir TSK mensubunun bana anlattığı bir hikâyenin mevzu bahis konuyla olan dramatik ilişkisini sizlerle paylaşmak için.

15 Temmuz sonrası ordu içinde açılan
‘FETÖ yarasını’
kapatmak için bir takım arayışlar içine girildi.

Bu bağlamda, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, dost ve kardeş ülke Pakistan’dan eğitmen sıfatı olan üç F-16 pilotu istedi.

Pakistan bu talebe
“Hay hay”
dedi.
Ancak söz konusu olan F-16 uçağı olduğu için, yapılan sözleşmeler gereği ABD’nin, üçüncü bir ülkeden gelecek destek hizmetine
“Tamam”
demesi gerekiyordu.

Pakistan askeri makamlarının Ankara’nın talebini sektirmeden kabul etmesi üzerine, ABD askeri yetkilileriyle temasa geçildi.

Ancak Washington’dan gelen cevap tam bir hayal kırıklığı olmuştu.

Kısaca,
“Bunu yapamazsınız”
deniyordu.

Meselenin yorumunu, bizzat bu trafiğin içinde yer alan, sözünü ettiğim askeri yetkiliye bırakalım:

“Bu, şu anlama geliyor: Olduğunuz yerde çökün!”
KISSADAN HİSSE…

Şimdi kişisel değerlendirmelere gelelim.

Bu anlattığım hikaye üzerinde çıkarılacak çok ders var elbette.

1-
Burada, Pakistan’dan talep edilen üç F-16 pilotunun yapacağı sınırlı katkıdan çok, Türkiye söz konusu olduğunda kimin nerede durduğu meselesi önemli.

Sadece şu olay bile, bu ülkeye kimlerin dostâne, kimlerin hasmâne bir tutum ile yaklaştıklarına bir örnek teşkil ediyor.

2-
Bu hadiseyi anlatan orgeneralin de işaret ettiği gibi,
‘müttefikimiz’
ABD, TSK’nın 15 Temmuz sonrası açılan yaraların kapanması için sürdürdüğü çare arayışlarına destek vermek şöyle dursun, eline bir fırsat geçtiği an, buna köstek olan bir tutum izliyor.
3-
Bu tutum zaten eşyanın tabiatına uygun olduğu için, öfkelenmenin bir âlemi yok.

Şunu bilelim.

ABD, soğuk savaş döneminden beri, Türkiye’nin kendisiyle olan ‘
bağımlılık’
ilişkisini birinci öncelik olarak askeri kabiliyetlerin bağımlılığı ilkesi üzerinden değerlendirdiği için, Ankara’nın bağımsız hareket kabiliyeti gösterdiği her olayda bunu engellemenin yollarını arıyor.

Anlattığımız bu olay, sadece bu tutumun bir teyidi olarak karşımızda duruyor.

4-
TSK’nın savunma ve hücum yeteneklerini güçlü kılmak için yerli ve milli yatırımların ne kadar kıymetli olduğunu gözler önüne seren bir başka vaka bu, sözünü ettiğimiz.

Pilot yetiştirmek kolay değil.

Sıfırdan başladığınız zaman iyi bir pilotun yetişmesi yıllar alıyor.

Ama dört bir tarafa baktığınızda, Türkiye’nin uzun yıllar sabırla bekleyebileceği bir lüksü bulunmuyor.

O nedenle 10 yıl görev aldıktan sonra TSK’dan ayrılan pilotların geri dönüşü, acil güvenlik tehditleri bakımından da büyük kıymet arz ediyor.

#TSK
#FETÖ
#OHAL
#KHK
#15 Temmuz