2021’de yeni doğalgaz müjdeleri gelecek mi? Enerji Bakanı Dönmez’e sordum

04:0028/12/2020, Monday
G: 28/12/2020, Monday
Mehmet Acet

Hafta sonu, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’le buluşmak için dünyanın en büyük bor yataklarının bulunduğu Eskişehir’in Kırka Beldesi’ne gittik.Bakan beyin orada bulunuş nedeni, lityum üretim tesisinin açılışına katılmaktı. Biz de, Kanal 7’de yaptığımız programın çekimi için oradaydık.Eti Maden, üç yıldır yürüttüğü Ar-Ge çalışmasıyla rafine bor üretimi esnasında ortaya çıkan sıvı atığın içerisindeki lityumu geri kazanma üzerine bir teknoloji geliştirmiş. Bu teknoloji özgün bir yöntemle

Hafta sonu, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’le buluşmak için dünyanın en büyük bor yataklarının bulunduğu Eskişehir’in Kırka Beldesi’ne gittik.

Bakan beyin orada bulunuş nedeni, lityum üretim tesisinin açılışına katılmaktı. Biz de, Kanal 7’de yaptığımız programın çekimi için oradaydık.

Eti Maden, üç yıldır yürüttüğü Ar-Ge çalışmasıyla rafine bor üretimi esnasında ortaya çıkan sıvı atığın içerisindeki lityumu geri kazanma üzerine bir teknoloji geliştirmiş. Bu teknoloji özgün bir yöntemle geliştirildiği için patent başvurusu da yapılmış.

Bakan Dönmez’in sözleri üzerinden aktarayım. Böyle buluşlara imza atan Ar-Ge mühendisleri için maddi kazanç ikinci planda oluyormuş. Onları en çok, icat ettikleri bir şeyi görenlerin
“Vay be”
demesi mutlu ediyormuş.

Lityum, bataryaların hammaddesini oluşturan önemli bir element. 2022’de seri üretime başlayacak olan yerli elektrikli otomobil TOGG’un pillerinde kullanılacak lityum ihtiyacının buradan karşılanması hedefleniyor. Ayrıca, akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar, elektrikli aletler dahil olmak üzere, bütün mobil cihazların bataryalarında da bu element kullanılacak.

O halde buyurun hep birlikte
“Vay be”
diyelim.

Eti Maden’in Kırka’daki Bor tesislerinde tanıştığım derdi olan, heyecanlı bir genel müdürü var:

Serkan Keleşer.

Böyle işlerde, böyle kişiler rol üstlenince, böylesine güzel işler daha fazla karşımıza çıkabiliyor.

Bir örnek daha vereyim: Eti Maden, 25 Ocak 2019’da artık herkesin adını bildiği Boron diye bir temizlik ürünü piyasaya sürdü. Boron, daha iki yılını doldurmadan kendi alanında yüzde 8 pazar payına ulaşmış. Ama bundan daha önemlisi, girdiği piyasada fiyatlar üzerinde oluşturduğu etki.

2 yıl önce deterjan fiyatları 40 lira iken, Boron’un piyasaya girmesinden sonra, bu fiyatlar 24,90 liraya gerilemiş.

BAKAN DÖNMEZ: KARADENİZ’DE YENİ KEŞİFLER OLABİLİR

Birkaç gün sonra geride bırakacağımız 2020 yılı ile ilgili en güzel haber neydi diye sorulsa, ben Karadeniz’den gelen doğalgaz müjdesi derim. Önce 320 milyar metreküp olarak açıklanan, devamında 405 milyar metreküp olarak güncellenen, değerinin 80 milyar doları bulduğu hesaplanan doğalgaz keşfi, doğal olarak Enerji Bakanlığı’nın yıldızını parlattı.

Bakan Dönmez’e bu keşifle ilgili sorular sordum.

Yukarıda Bordan üretilen temizlik ürünlerinin sektördeki fiyatları nasıl dengelediğinden söz ettik. Bu keşfin de kendi maddi değeri dışında böyle bir faydası da olacak.

2021 yılında, 90’lı yıllarda yapılan uzun vadeli doğalgaz kontratlarının süresi dolmaya başlıyor. Bakan Dönmez’in verdiği bilgiye göre, 5 yıl içerisinde de 25-30 milyar metreküplük kontratlar sona erecek.

Peki, bu ne anlama geliyor?

Şu anlama geliyor:

Böylesine kritik bir eşikte, Karadeniz’de bulunan gaz, Türkiye’nin eline önemli bir pazarlık kozu veriyor.

Peki, bu keşfin devamı gelecek mi?

Bu önemli soruyu, Enerji Bakanı’na sordum. Aldığım cevabı kendi sözleri üzerinden aktarayım:

“Karadeniz’de şimdi bu sahanın yanlarında biz yaklaşık bir 10 bin kilometrekarelik bir alanın daha sismik çalışmalarına başladık, devam ediyoruz. Önümüzdeki yılın ilk yarısında onu da tamamlamış oluruz ve orada da dolayısıyla, bu analiz ve değerlendirmelerden sonra yeni sondajlarımız olacak. Ümitliyiz, o 405 milyar metreküplük bir keşiften sonra belki yakınında komşu sahalarda başka keşifler de olabilir.”
DOĞU AKDENİZ KRİZİNDEN NASIL BİR ÇIKIŞ STRATEJİSİ?

Peki ya Akdeniz’deki durum?

Bugüne kadarki toplam 9 sondajın 8’i, Akdeniz’de yapıldı. Ama herhangi bir keşif açıklaması yapılmadı.

Bunun nedenini Bakan Dönmez şöyle ifade ediyor:
“Bazı gaz akışları oldu ama tabii sürekliliği olmadığı için herhangi bir keşif olarak açıklamadık. Şimdi o emarelerin olduğu bölgelerde, yakın bölgelerde sismik araştırmalarımızı biraz daha detaylandıracağız, inşallah yine o bölgedeki sondajlarımıza devam edeceğiz.”

Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama çalışmalarının bir de siyasi boyutu var malum. Burada nasıl bir çıkış stratejisi öngörülüyor diye Bakan Dönmez’e sordum.

Dönmez, Avrupa Birliği’nin son zirvesinden Türkiye’ye yaptırım kararının çıkmamasını
‘sağduyunun hâkim gelmesi’
olarak nitelendirdi. Yürütülen görüşmelerde, Avrupa Birliği yetkililerinin Türkiye’nin tezlerine hak vermeye başladığını anlattı. Bu görüşmelerde muhataplara aktarılan bir örnekten bahsetti.

70’lı yılların sonunda bugün Yunanistan’la yaşadığımız krizin bir benzeri Fransa ile İngiltere arasında çıkmış. İngilizler, Fransa ana karasına yakınlığı olan bazı adalar üzerinden deniz yetki alanlarını genişletmeye çalışmışlar. Olay mahkemeye intikal edince, mahkeme Fransa’yı haklı bulmuş.

Bizim meseleye bunu uyarlarsak, bu hikâyede Fransa’yı Türkiye, İngiltere’yi Yunanistan temsil ediyor. Ama Fransızlar, aynı konuda kendi haklarını mahkeme üzerinden elde ederken, Türkiye’ye dirsek gösteriyorlar.

Bundan âlâ çifte standart olur mu?

#Doğalgaz