Önceki gün TSİ ile akşamüstüne denk gelen bölümünde ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarını izlerken, konuşulanlar kadar dinleyenlerin tepkilerini gözlemlemek de hayli ilgi çekici oldu.
BM kürsüsünde Ak Parti Meclis grubuna hitap eder gibi güçlü bir ses tonuyla hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın neresinde ne tür bir haksızlık varsa, neredeyse hepsini birden gündeme taşıdı.
Konuşma sürerken, salondaki İsrail heyetinin reflekslerini birkaç kere izleme imkanı oldu.
“İsrail’in sınırları neresidir?” Bu sadece İsrail’e karşı söylenmiş bir söz değil, uluslararası siyonizmin yayılmacı politikalarına karşı dikkatleri çeken önemli bir ikazdı. Bunu, bütün dünya kamuoyu da takdirle karşıladı.”
Erdoğan’ın BM kürsüsünde gösterdiği haritalardan biri de, Suriye’nin kuzeydoğusu için öngörülen Güvenli Bölge’yle ilgiliydi.
O haritada dikkat çekici olan şey, ABD ile Ağustos başında sağlanan mutabakatın aksine, 30 kilometre derinliği olan bir Güvenli Bölge için gösterilen kararlılık mesajıydı aynı zamanda.
Cumhurbaşkanı, New York’a gitmeden önce, bu talepten vazgeçmeyeceğini, ABD ile ancak bu şartın yerine getirilmesi halinde işbirliğine devam edeceğini ihsas eden beyanatlarda bulunmuş ve Eylül sonunu bir milat olarak deklare etmişti.
Ankara’ya gelmeden önce Senato’da katıldığı oturumda temel misyonunun Türkiye’yi ABD’nin istediği çizgiye çekmek olduğunu dile getiren ABD Büyükelçisi Satterfield’in yürüttüğü bir çalışmadan söz ediliyor.
Bu çalışmaya göre, 2023’e kadar Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 100 milyar dolara çıkarılacak, Patriot satışı yeniden gündeme gelecek, askıya alınan F-35 programı kaldığı yerden devam edecek.
Özellikle 100 milyar dolarlık ticaret vaadinin, Erdoğan’ı işin neresinden tutarsak istediğimiz çizgiye çekeriz sorusu üzerinden geliştirilen parlak bir fikir olarak gündeme geldiği belli.
Ancak bunların olabilmesi için, Ankara’dan baştan beri değişmeyen koşulları yerine getirmesi bekleniyor.
Nedir o koşullar?
İki tanesi çok net bir şekilde ortada:
Temmuz ayında S-400 bataryaları ağır tehditlere rağmen Ankara’ya getirilince, Washington B planına yöneldi.
Ancak her iki konuda da, yani hem S-400’lerin konuşlanmaması, hem de Fırat’ın doğusunda ABD’nin sınırlarını çizdiği bir çerçeve içinde hareket edilmesi şartına Ankara’nın teslim olacağını gösteren bir işaret gözükmüyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.