1969 İstanbul doğumlu. İlkokulu Bomonti Mıhitaryan, liseyi Özel Getronagan Ermeni Erkek Lisesi’nde okudu. 1995 yılında İşletme lisans eğitimini tamamladı. Yüksek lisansını Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler bölümünde yaptı. 1997 yılından beri aralıklarla yazdığı AGOS Gazetesi'nde 2001 yılından itibaren “Dar Kapı” başlığı altında düzenli köşe yazıları kaleme almaya başladı. 2008 yılı başından itibaren ise, Taraf gazetesi yazı işlerinde yer aldı. Kültür Üniversitesi Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi (GPOT) tarafından "2013 Yılı Türkiye-Ermenistan Gazetecilik Ödülü"ne değer görüldü. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında yer aldı. Hilal TV kanalında Hilal Kaplan ve Bekir Berat Özipek ile hazırladıkları "Gayrı resmi" isimli tartışma programı, 2011 Yılı Medya Etik Ödülü'nü kazandı. Yazarın ilk romanı, “Şimdinin Dar Odası”, 2004 İnkılâp Kitabevi Büyük Ödülü’nü aldı. “Karşılaşma”, “Jerusalem”, Cemil Ertem'le birlikte Türkiye'nin 100 yıllık siyasi arka planını anlattığı "Dünyayı Durduran 60 Gün" ve denemelerinden oluşan "İyi Şeyler" adlı kitaplara imza attı. 1 Kasım seçimlerinde AK Parti İstanbul milletvekili seçilen Esayan, halen Yeni Şafak Gazetesi'nde köşe yazılarına devam etmektedir.
Hikmeti kendinden menkul evrenselciler, jakoben aydınlanmacılar için “yerlilik” “millilik” otomatik olarak reddedilen, küçümsenen kavramlar. Hatta muhafazakarlar içindeki liberal aşı yemiş kesimler, bu kavramlara benzer antipatiyle yaklaşıyorlar. “Yerli” ve “milli” tartışması, onlara göre içe kapanmanın, otoriterleşmenin, özgürlüklerin dar biçimde yorumlanmasının veya taponluğun şifre kelimeleri.
Yeli ve milli kavramlarına antipatinin post-Erdoğancılık eğilimi ile göbeğinden bağlantılı olduğunu fark ediyoruz. Sayın Erdoğan'a muhalafette beslenen nefretin, halkın lehine imtiyaz ve iktidar kaybetmekle ilişkisi belli ve bu ahlaki olmasa da anlaşılır bir durum. Ancak halkta hiç karşılığı olmayan şekilde, muhafazakarlar içinde post-Erdoğan'cı bir kanal açılmaya çalışılması ilgimi daha çok çekiyor. Ve bu kesimler, kendilerini yerli ve milli kavramlarına karşı mesafeli olmak durumunda hissediyorlar.
Peki, neden böyle hissediyorlar? Medyada ve dar halkalarda neden özgün ve yerli olan muhafazakar siyasete bir alternatif yaratmaya, eski/yeni, arkaik/modern, kötü/iyi muhafazakarlık ayırımlarına/mühendisliklerine soyunuyorlar?
Tabii, konformizm yanlılarının (rahatımız bozulmasıncılar) Erdoğan'dan hazzetmemesi normal. Kişisel hedeflere ulaşmakta Erdoğan'ın engeline takıldığını düşünenler, verilen kavganın hangi tehlikeli aşamada olduğunu ayırt edemeyenler her zaman var ve olacak. Bu kişisel meseleler, tahmin edildiğinden çok daha fazla etkili.
Nitekim, bir CHP koalisyonuna ikna olanların büyük kesimi, bu grupların toplamından çıktı. Merkez Bankası ve faiz tartışmaları, başkanlığın önce yok sayılması, sonra şartlara bağlanması da bir görüş ayrılığından ziyade, post-Erdoğan döneminin açılması gerektiğini düşünenlerce araçsallaştırıldı.
Büyük hikayeleri küçük menfaat hesaplarının yazamayacağını biliyorsak, buradaki temel sorunun, Baykal'ın bile anladığı Erdoğan'ın ortaya koyduğu yerli ve milli paradigmanın değerini kavrayamamak olduğu ortaya çıkar.
Aslında, yolun başında Erdoğan'a verilen şartlı liberal elit desteğin (aslında cemaat) kesilmesi noktasında yaşanan kırılmaya benzer bir durum var. Erdoğan'ın ortaya koyduğu yeni modelin, yeni/değerli olduğunu anlamayacak düşünsel sınırlar, ezberler mevcut.
Bu tezin halkta karşılığı yok çünkü Erdoğan, ekonomik/siyasi ezberlere (kanonlara) uyarak değil, onları esneterek, farklı yorumlayarak veya doğrudan yeni siyasi/ekonomik keşifler yaparak (örneğin IMF ile stand by anlaşmasını reddetmesi) başarılı oldu.
Erdoğan'ın uyguladığı, halkın gayet iyi kavradığı temel bir kuralı bu arkadaşlar ya anlamamış durumdalar, ya da daha başka siyasi amaçları var. İdris Küçükömer'in dediği gibi, 1838 Osmanlı/Britanya Anlaşması'nda girilen tarihsel kapandan, oyunun dayatılan kurallarını değiştirmeden, farklı yaklaşımlar getirmeden çıkmak mümkün değil.
Bu kendisini 14 yıldır ispatlamış yeni yöntemin itibarsızlaştırılmaya çalışılması, ulusalcıların göbeğini kaşıyan insan yaklaşımından bir farkı yok. Sorun eleştiri değil. Ama olmayan bir fay hattını yaratmak, bunu kamufle kavramlar, tartışmalar, ikincil, üçüncül isimler üzerinden yapmak, gayrımeşru siyasi bir hedefi ima eder ve hak ettiği karşılığı vermek her daim boynumuzun borcudur.
Baykal bunu fark etmiş durumda. Darısı tüm mühendislerin başına...
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.