EDISYON:

Tevhid ittihadı gerektirir

04:0024/05/2024, Cuma
G: 24/05/2024, Cuma
Mahmut Ay

Hikmetli Kitap’ın ve İzzetli Din’in en önemli kavramıdır tevhîd. Cenâb-ı Peygamber (sav), bir muallim-i tevhiddir. Bu itibarla Elmalılı, O’ndan bahsederken “Üztaz-ı medrese-i ehadiyyet” ifadesini kullanır. (Elmalılı, Makaleler I, 15). Tevhid, Vâhid ve Ehad’in vahdâniyetini ikrar etmek demektir. Türkçesi “birlemek”tir. Kimi? “Bir” ve “Tek” olanı. İttihad da, aynı kökten türetilmiş olup “birleşmek” demektir. Kiminle birleşmek? Ehl-i tevhid ile. Peki, “niçin tevhid, ittihadı gerektirsin? Madem, ben


Hikmetli Kitap’ın ve İzzetli Din’in en önemli kavramıdır tevhîd. Cenâb-ı Peygamber (sav), bir muallim-i tevhiddir. Bu itibarla Elmalılı, O’ndan bahsederken “Üztaz-ı medrese-i ehadiyyet” ifadesini kullanır. (Elmalılı, Makaleler I, 15). Tevhid, Vâhid ve Ehad’in vahdâniyetini ikrar etmek demektir. Türkçesi “birlemek”tir. Kimi? “Bir” ve “Tek” olanı. İttihad da, aynı kökten türetilmiş olup “birleşmek” demektir. Kiminle birleşmek? Ehl-i tevhid ile. Peki, “niçin tevhid, ittihadı gerektirsin? Madem, ben bir muvahhidim; madem, benim inandığım Peygamber ve Kitap, bana en önemli kavram, gaye ve ideal olarak tevhidi göstermiş; o zaman benim en esaslı meselem “Bir”i anlamak ve o “Bir”deki vahdetin ve ehadiyyetin zevkine varmak olmalıdır. O zevki tahsil ettikten sonra, aynı gayenin ve zevkin peşinden koşanların, benimle aynı sevdaya ve ülküye sahip olduklarını idrak edip, teferruatta farklılıklar olsa da, onları “tevhiddaş” olarak görebilmeliyim. Ben, o Yüce Dost’un “bir”liğini idrak etmeye talipsem, aynı gayeye –farklı yol ve yöntemlerle olsa da- gönül verenler, benim Dost’umun dostları hükmündedir. Şu halde onlarla aramda manevî bir kardeşlik var demektir. Bu kardeşlik, biyolojik kardeşlikten daha kıymetlidir aslında. Meriç’in ifade ettiği gibi “İnananlar kardeştir, diyor İslâmiyet. Kan biyolojik bir mefhum: karanlık, esrarlı, kör. İnsanlaşmak biyolojinin esaretinden kurtulmaktır. Tek insanî değer var: iman. İman, ayırmaz, birleştirir” (Umrandan Uygarlığa, 126-7).

Madem, iman birleştirir ve madem, tevhid “Bir”liği idrak etmektir. Şu halde ehl-i tevhid olanlar niçin ittihad edemiyor, “bir”leş(e)miyorlar? El cevap: Hakiki manada tevhid ehli ol(a)madıkları için. Zira Vâhid’i bulan, Ehad’i bilen; “vahdet”in zevkini almış olur ve artık kesret peşinde ol(a)maz. “Ehl-i tevhidim” deyip de, ehl-i tevhidin ittihadına çalışmayan, bilakis -bilerek veya bilmeyerek- ehl-i tevhidi “tefrik” eden eylemlerde bulunanlar, “tevhid”in yalnızca hecelemesini öğrenmiş zavallılardır. Zira “Bir”in peşinde olan, “Bir’in peşinde olanlar”la “bir” olur, birlik olur ve onları, birliğe çağırır. Hâsılı; İslâm’ın anlattığı tevhid, itikadî ve irfânî muhtevasının tabii bir neticesi olarak ictimâî ve siyasî manada “ittihad”ı/”bir”liği iktiza eder. İ. Raci Farukî, bu birliği “düşüncede, iradede ve eylemde birlik” (Bk. Tevhid, 167-176) şeklinde ifade eder.

Elbette ki, onlarca farklı etnisiteden oluşan iki milyarlık bir bünyede; farklı düşünceler, kültürler, yöntemler ve ekoller olacaktır. Ancak bütün bünyeyi ilgilendiren temel mevzularda, “Bir”in, dolayısıyla “Bir”liğin sevdalısı olanların bir şekilde “bir”leşmeleri gerekir. “Bir”in âlî hatırı bunu gerektirir. Tevhid ehli olmak, “Vâhid”e, “Bir”e odaklanmak demektir. “Bir”i birlemeye lâyıkıyla odaklanmış bir gönül ve zihin, asla ehl-i tevhidin arasında ikiliği yay(a)maz.

İslâmî bir cemaat ya da vakıf bünyesinde hizmet etmeye çalışan ya da bunlara dâhil olmak isteyen talebelerim ve dostlarıma acizâne tavsiyem şu olmuştur: Bu cemaatin, ümmet tasavvuruna iyi bakın. Kendisini, ümmetin bir parçası olarak görüp görmediğini dikkatlice araştırın. Şayet güçlü bir ümmet tasavvuru yoksa, Müslümanların ittihadını dert edinmiyorsa, oraya girmeyin. Zira orası “cem eden bir cemaat” değil “tefrik eden bir fırka”dır. Bir oluşumun “cemaat” mı “fırka” mı olduğunu anlamanın yolu ise şudur: Şayet bu oluşumun lider kadrosu, yalnızca kendilerinin doğru yolda olduklarını; diğer İslâmî cemaatlerin -tamamının ya da ekseriyetinin- yanlış yolda olduğunu düşünüyorlarsa, orası bir “fırka”dır, oraya girmeyin; girmişseniz de bir an evvel çıkın. Zira oradan, Müslümanlara fayda değil zarar gelir. Eğer bir cemaat, kendisini ve istikamet sahibi diğer cemaatleri ümmet ağacının bir dalı, budağı, yaprağı ya da meyvesi gibi görüyorsa, orası faydalı bir ocaktır. O ocaktan faydalanın ve oraya hizmet edin.

Yaşadığımız topraklar, bu konuda güzel numunelere şahitlik etmiştir. Bunlardan birini misal vermek isterim: Said Nursi. Müslümanların birliği konusunda hakikaten örnek bir duruş sergileyen Üstad Bediüzzaman, risâlelerinde “ittihad-ı İslâm” kavramına ve idealine sık sık atıf yapar. Örneğin, “İslâm kahramanı” olarak nitelendirdiği Adnan Menderes’e yazdığı mektupta, İslâm’ın üç mühim ilkesini hatırlatır. Bunlardan üçüncüsü, İslâm kardeşliğidir. Onu şöyle açıklar: “Hariçteki düşmanların tecavüzlerine karşı dahildeki adaveti unutmak ve tam tesanüd etmektir.” (Emirdağ Lâhikası II, 174-75). Bediüzzaman, “Yeni Said dönemi”nde bu ilkesini tutarlı bir şekilde uygulamıştır. Bu dönemde yazdığı eserlerin hiçbirinde, herhangi bir Müslümanı ya da İslâmî bir cemaati rencide edecek şekilde eleştirmemiş, “müsbet hareket” adını verdiği düşüncesine uygun bir şekilde, kendisini eleştiren din adamlarına dahi pek cevap vermemiş, kendi işine bakarak imana ve Kur’an’a hizmet etmenin derdinde olmuştur. Farklı görüş ve yönelişlere sahip İslâmî cemaatlere, -onlarla arasındaki görüş farklılığını muhafaza etmekle birlikte- kardeşçe bakabilmiştir. Meselâ; İhvân-ı Müslimîn hareketini “hakiki kardeş” olarak nitelendirmiştir. (Bk. age., 34). Hâlbuki bu nitelemenin yapıldığı eserde, Nur talebeleri ile İhvân-ı Müslimîn arasındaki altı farktan bahsedilmektedir (Bk. age., 168-170).

Hâsılı, madem tevhid ittihadı gerektirir; o halde ehl-i tevhid isek, ehl-i tevhidin ittihadı için azamî gayret sarf etmemiz icap eder. İtikaddaki tevhidimiz, bizi bütün ehl-i tevhid ile mümkün mertebe bir ve beraber olmaya sevk etmelidir.

Selâm olsun, ehl-i tevhidin ittihadına inanan muvahhidlere!

#Aktüel
#Hayat
#İslam
#Mahmut Ay

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.