Selâm olsun Suriye’nin yiğit evlatlarına!

04:0013/12/2024, Cuma
G: 13/12/2024, Cuma
Mahmut Ay

“Zulmedip duran o güruhun arkası kesildi. Allah’a hamdolsun!” (En’âm 6/45) Hamdolsun, kendilerini yenilmez zanneden zalimlere yenilgiyi tattıran Rabbimiz’e! Hamdolsun, âh u enînleri arşa yükselen mazlumları sonunda galip kılan Rabbimiz’e! Hamdolsun, zalimlerin başını eğdiren ve mazlumların yüzünü güldüren Rabbimiz’e! Hamdolsun, bizlere mazlum Suriyeli kardeşlerimizin zaferini ve özgürlük sevincini gösteren Rabbimiz’e! Gidenler bilir; çok mübarek, pek maneviyatlı bir şehirdir Şam. Toprağında nice

“Zulmedip duran o güruhun arkası kesildi. Allah’a hamdolsun!” (En’âm 6/45)

Hamdolsun, kendilerini yenilmez zanneden zalimlere yenilgiyi tattıran Rabbimiz’e!

Hamdolsun, âh u enînleri arşa yükselen mazlumları sonunda galip kılan Rabbimiz’e!

Hamdolsun, zalimlerin başını eğdiren ve mazlumların yüzünü güldüren Rabbimiz’e!

Hamdolsun, bizlere mazlum Suriyeli kardeşlerimizin zaferini ve özgürlük sevincini gösteren Rabbimiz’e!

Gidenler bilir; çok mübarek, pek maneviyatlı bir şehirdir Şam. Toprağında nice enbiyâ ve nice evliyâ yatar. Hangi kabristana girseniz, İslâm tarihinin meşhur âlimlerinin ve âriflerinin orada metfun olduğunu görürsünüz. Hangi camiye girseniz; bir ders halkası veya bir zikir meclisi ile karşılaşırsınız. Âlimlerinin edebi, âriflerinin irfanı bir başkadır. Kale surları içindeki eski Şam, her köşesi buram buram tarih kokan, İslâm medeniyeti ve kültürünün, ilim ve irfanının geçmişte ve günümüzdeki nadide örneklerine ev sahipliği yapan çok bereketli bir yerdir. Tevbe Camii ile Emevi Camii arasındaki güzergâh, modern dünyanın kirletemediği kadar temiz, yıpratamadığı kadar köklü, bozamadığı kadar asildir. Efendimiz’in (sav) “Allahım! Şam’ımızı bereketli eyle!” (Buhârî) duasına mazhar olmuş bir kutlu şehirdir. Ecdadımız, bu sebeple “Şâm-ı Şerîf” demişler ona. İşte bu Şâm-ı Şerîf’imiz, maalesef 8 Mart 1963’te gerçekleştirdikleri bir askerî darbe sonucunda, yaklaşık altmış iki senedir, kardeş Suriye halkını zulüm ve zorbalık altında yöneten Baas rejiminin esareti altındaydı. Halk, zalim rejimin zorbalıklarından ve acımasızlıklarından o kadar yılmıştı ki, 2011 öncesinde, kolay kolay kimsenin bu rejimi eleştirdiğini göremezdiniz. Tam bir korku rejimiydi. Güçlerini, insanları korkutmaktan alıyorlardı.

Şubat 2011’de, Şam’ın güneyinde Der’a’da bir grup çocuğun duvara yazdıkları “özgürlük” ve “sıra sende doktor!” yazılarıyla başladı Suriye’nin özgürlük hikâyesi. Bir azınlık rejimi olan Baas yönetiminin zulmüne karşı, adalet ve hürriyet için 15 Mart 2011’de Der’a’da başlayan sokak gösterileri, ülke sathında dalga dalga yayıldı. Barışçıl gösteriler, çok acımasız bir sertlikle mukabele gördü. Sonunda zulme karşı ayaklanan kardeş Suriye halkı, yaklaşık on dört yıllık çok zorlu ve çileli bir süreçten sonra, 8 Aralık 2024’te özgürlüğüne kavuştu. Bugün kardeş Suriye halkı, kutlu bir zafer sonucunda zalimlerden kurtulmanın haklı onurunu ve mutluluğunu yaşamaktadır. Onların mutluluğu bizim mutluluğumuzdur.

Önümüzdeki günlerde, Suriyeli devrimci/mücahit kardeşlerimizden beklentimiz, öncelikle ülke genelinde güvenliğin en üst düzeyde sağlanmasına riayet edilmesi ve bu geçiş sürecinde hiçbir şahsa ya da toplumsal gruba yüce dinimiz İslâm’ın tasvip etmeyeceği haksızlık ve hukuksuzluğun yapılmasına müsaade edilmemesidir. Akabinde de, İslâmî esaslar ve değerler ışığında hukukun üstünlüğüne dayalı, çoğulculuğu esas alan, çok kültürlülüğe saygılı bir demokratik düzenin mümkün olan en kısa süre içerisinde tesis edilmesidir.

Türk devleti ve -maalesef çok üzücü istisnalar olmakla birlikte- Türk milleti, son on dört yıllık süreç içerisinde, elinden geldiğince Suriyeli kardeşlerimizin bu haklı davalarında ve onurlu mücadelelerinde yanlarında olmuştur. Bundan sonraki süreçte de yanlarında olmaya devam edecektir inşallah.

Zorlu olduğu kadar şanlı olan bir mücadele sonucunda, zalim Baas rejimini düşüren Suriyeli mücahit kardeşlerimizi selâmlıyor ve onlara şöyle sesleniyorum:

Ey Suriye’nin mazlum halkı! Ey Suriye’nin yiğit evlatları! Ey mücahitler! Ey devrimciler! Ey kardeşlerim!

Evet…Sonunda başardınız/başardık. Çok çektiniz, çok ağladınız, çok yoruldunuz, çok incindiniz; ama Rabbimiz’in inayeti ve lütfu keremiyle sonunda başardınız/başardık. Hem de kimsenin tahmin etmediği bir kolaylıkla ve herkesi şaşırtan bir hızla… Evet… Sonunda başardınız; yıllardır size, ana-babalarınıza ve dedelerinize her türlü haksızlık ve hukuksuzluğu, insanlık dışı işkenceleri reva gören zalimler güruhunu ve zulüm sistemini mağlup ettiniz. Umut oldunuz, tüm İslâm dünyasına; örnek oldunuz tüm mazlum coğrafyalara.

Şimdi sıra, doğru kişi ve devletlerle iş tutup doğru adımlar atarak İslâm’ın güzel yüzünü tüm dünyaya göstermede. İşiniz çok zor; lâkin şimdiye kadar nice zorlukları başardınız. İnşallah akl-ı selim ile düşünerek, bilge kimselerle istişareler ederek, Türkiye gibi bir dost devletin tecrübelerinden de istifade ederek ülkeniz, halkınız ve tüm ümmet için doğru kararlar alarak hareket edeceğinize inanıyor/inanmak istiyoruz.

Önümüzde bir Irak tecrübesi, bir Libya ve bir Yemen tecrübesi var. Diktatörler devrildikten sonra paramparça olmak, emperyalist güçlerin emellerini gerçekleştirmek için uygun bir ortam hazırlamak demektir. Oralarda yaşananların Suriye’de de yaşanmaması için çok tedbirli ve temkinli davranacağınızı ümit ediyoruz.

Gün, birlik günüdür. Başta İsrail olmak üzere emperyalist güçler ve yıllardır bölgede mezhep çatışmasını körükleyen ve Baas rejiminin en büyük destekçisi olan İran, birliğinizi bozmak için elinden geleni yapacaktır. Gerçek manada özgür olabilmek için güçlü olmak, güçlü olmak için de birlik olmak gerekir. Birliğinizi zedelemek isteyenlere fırsat vermemek, ülkeniz için her işten daha mühim ve önceliklidir.

Emperyalist güçlerin medyasının gözleri üzerinizdedir. Onlara, dinimize ve medeniyetimize dil uzatmalarına sebebiyet verecek görüntüler vermemeye dikkat etmelisiniz. İntikam alma güdüsüne esir olmadan ve dünya kamuoyunda imajınızı zedeleyecek görüntüler vermeden, size zulmedenlere İslâm’ın öğrettiği adalet çerçevesinde mukabele etmelisiniz.

Düne kadar acınızı acımız, kederinizi kederimiz bildiğimiz gibi, bugün de zaferinizi zaferimiz, sevincinizi sevincimiz biliyoruz. Dün, siz ağlarken biz de ağladık; bugün sizinle birlikte biz de gülüyoruz. Mutluluğunuz mutluluğumuz; özgürlüğünüz, özgürlüğümüz; onurunuz onurumuzdur. Bundan sonraki süreçte de birliğiniz, birliğimiz; dirliğiniz, dirliğimiz; başarınız, başarımızdır. Sizden gelecek güzel haberleri dört gözle bekliyoruz.

Rabbim, zaferinizi en güzel şekilde tamama erdirsin.

Sefer bizden, zafer Allah’tandır.

#Suriye
#Şam
#Mahmut Ay